Sanırım bu перевод на португальский
14,172 параллельный перевод
Sanırım bu bir halkla ilişkiler kâbusu olarak nitelendirilir.
Diria que é um pesadelo de relações públicas.
Sanırım bu gayet makul bir korku, değil mi?
Acho que é um medo bastante razoável, a Stahma não acha?
Sanırım bu işin sorumlusunu biliyorum.
Acho que sei quem é o responsável.
- Sanırım bu herifi tanıyorsun.
- Penso que conheces este infeliz?
Sanırım bu sadece bir başlangıç.
Acho que é apenas o início.
Ama bu durumda sanırım bundan fazlası var çünkü tırnaklar takma tırnak altından ısırılmamış.
Mas neste caso, acho que há algo mais do que isso, porque as unhas não foram roídas abaixo das unhas postiças.
Sanırım bu yüzden adına Büyük Kanyon demişler.
É por isso que eles lhe chamam o "Grand Canyon".
Ve sanırım bu kaymayı lehimize kullanmanın bir yolu var.
E penso que podemos usar o deslize a nosso favor.
Sanırım bu konuda onun peşinden gitmeliyiz.
Acho que devíamos seguir os conselhos dela.
Tanrım, kurumsal casusluktan zevk alıyorum. Sanırım bu biraz fazla oldu.
Estou a gostar da espionagem corporativa, acho que até demais.
Sanırım bu saldırının sorumlusu her kimse sana merakı var, Süpergirl.
Suspeito que quem quer que seja o responsável por estes ataques, possa estar curioso sobre ti, "Supergirl".
Sanırım bu iletişim becerilerimi açıklıyordur.
Penso que isso explica as minhas habilidades sociais.
Bir şehir çocuğu olarak büyümediğini anlamıştım. Sanırım bu iyi davranışlarını açıklıyor.
Não te imaginei como rapaz do campo, mas creio que isso explica a boa educação.
İyi hissediyordu çünkü yarıştan önce çok fitti. Sanırım bu ona yardımcı oldu.
Ele sentia-se bastante bem, porque antes do despiste estava em forma e acho que isso o ajudou bastante.
Sanırım bu tip şeyler geçebiliyor.
Acho que este tipo de coisas talvez passe de uns para os outros.
Sanırım bu hafta sonu bu çok fazla olacak.
Creio que isto vai acontecer muito no fim-de-semana.
Sanırım bu huzur, sevgi ve neşe anı.
Acho que essa é a parte da paz, amor e felicidade.
Sanırım bu Nesbit.
- Acho que é o Nesbit.
Sanırım bu memleket olayına hiçbir zaman kendimi yakın hissetmedim.
Acho que nunca foi bom em tudo isso do lar.
Tamam, sanırım bu kadar. Evet.
Bem, acho que terminámos.
Sanırım bu parmağı onun için kullanacak. Bir tür biyometrik kilit veya kasayı açmak için. Ne tür bilgi?
A minha aposta é que ele usou o polegar para algum tipo de trava biométrica.
Sanırım bu onun dirseği.
Acho que é o cotovelo dela.
Cidden, sanırım bu mekanı anlıyorum.
Penso que entendo este lugar.
Sanırım bu yüzden seni buraya getirmek için bu kadar didindim.
Acho que foi por isso que lutei tanto para te colocar cá.
Sanırım bu.
Acho que é isto.
Sanırım bu biride oydu.
E suponho que esse alguém era ele.
Sanırım bu oldukça kullanışlı olur.
Acredito que possa ser muito útil.
Korumalarınızı öldüren adamı arıyoruz fakat sanırım beni buraya bu yüzden çağırmadınız.
Estamos à procura do homem que matou os seus guardas, mas presumo que não é por isso que me chamou aqui.
Sanırım, bu davayı onun yürütmesinden başka şansımız yok.
Não temos outra escolha senão deixá-la tomar a liderança.
Bu çok güzel donanım için elini alacağım sanırım.
Por este adorável equipamento, acho que vou tirar-te a mão.
Bu alıntı İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nde çalışan Robert Fortune'nın çay yapımının karmaşık yönteminin ülke sırrı olarak yüzyıllardır saklandığı yer olan Çin'e yabancıların girmesinin yasak olduğu zamanda yaptığı yolculuğundan.
Esta citação foi retirada do diário de Robert Fortune, que trabalhava na "British East India Company", num tempo em que os estrangeiros estavam impedidos de entrar na China, onde os complexos métodos de produção de chá, foram mantidos em segredo durante séculos.
İsmin, bütün bu Lucifer olayı falan. - Arzular da süper gücün sanırım.
O seu nome ser Lucifer e agir como se tivesse poderes...
Beni sevdiğini söylemesinin bu kadar uzun sürme sebebi de bu sanırım.
E é se calhar o motivo dela levar alguns anos para dizer que me amava.
Malvado'nun yapabildiği şey bu sanmıştım, ama o kadar da emin değilim sanırım.
Pensei que sabia do que o Malvado era capaz, mas agora não tenho tanta certeza.
Kono balayına gidince Jerry'den gelmesini istedim. Bu davada bulabildiğimiz kadar yardıma ihtiyacımız olacak sanırım.
Sim, agradeço por devolver a minha chamada.
Korsan baskının gerçekten yaşandığına inanıyorsanız ki sanırım bir konuda hemfikiriz bu hasar, tablo korsanların eline geçtiğinde olmuş.
Não faço ideia como ele era antes de o conhecer, mas, posso-te dizer agora, que ele é a melhor versão de si quando estás por perto.
Bu durumda sanırım California'ya gelmiyorsun demek oluyor bu.
Então acho que isto significa que não vais para a Califórnia.
Aklıma bir sürü şey geliyor ama sanırım elimizde olan bu.
Posso pensar em muitas maneiras melhores. Mas eu acho que se isso é tudo que temos.
Bir günlük bu kadar yeter sanırım.
Muito bem, acho que já chega por hoje.
Bu davada bulabildiğimiz kadar yardıma ihtiyacımız olacak sanırım. - Gelmene sevindim Jer.
- Precisaremos de toda a ajuda possível neste caso.
Şimdi, eğer korsan baskının gerçekten yaşandığına inanıyorsanız sanırım bir konuda hemfikiriz bu hasar tablonun korsanların eline geçtiğinde olmuş.
Se acreditarem que o ataque pirata aconteceu, e acho que estamos todos nessa agora, este dano ocorreu enquanto o quadro estava com a tripulação.
Sanırım paylaştığımız bu aşkın uzun sürmeyeceğini bir an önce kabul etmeliyiz.
Acho que devíamos reconhecer de imediato que este amor que partilhamos não irá durar.
Sanırım sevgilin bu Jedi saçmalığını çok ciddiye alıyor, Marty.
Penso que a tua namorada acredita naquela cena Jedi, Marty.
Bu sabah o kahveciye gittim, Young Molly'e ve sanırım bir şey buldum.
Esta manhã, fui àquele café, o Young Molly. E acho que descobri qualquer coisa.
Sanırım yaptığı en hoşuma giden resim bu.
Acho que é o trabalho dele de que mais gosto.
Sanırım yönetim o yüzden bu proje için seni seçti.
Acho que foi por isso que a chefia escolheu-te para esse projecto.
- Sanırım kankamın koltuğu bu.
Este é o lugar do meu amigo.
Ve sanırım ki .. hepimiz için hazırladığım bu harikalar diyarında.. .. neden onu senin için uygun gördüğümü anlayacaksın.
E penso que na utopia que estou a preparar para nós vai entender porque a escolhi para si.
Sanırım Crowley Amara ile yer değiştiriyor çünkü bu üç noktanın hepsinde bulunmuş.
Acho que o Crowley mandou-o seguir a Amara ou algo assim, porque ele esteve em todos os três locais.
Bu hızla büyümene bakarak buna şansım olmayacak sanırım.
E à razão a qual estás a crescer, provavelmente nunca terei a hipótese de o descobrir.
Dean bu sanırım Sully.
Dean, este... Acho que este é o...