Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ S ] / Sizinle

Sizinle перевод на португальский

20,685 параллельный перевод
Bayan Lance, sizinle tanışmaktan çok memnun oldum.
Lance, prazer em conhecê-la.
Khushu tevazu anlamına gelen eski bir Arapça kelimedir bunu sizinle bağdaştırmadığımı söylemek yeterli olacaktır.
Khushu é um antigo termo árabe para humildade, uma coisa que não associaria a si.
Black Canary olmaktan vazgeçecektim ama nasıl yapacağımı bilmiyordum çünkü sizinle beraber dövüşmek beni canlı hissettiriyor ve sizi çok seviyorum.
Eu ia desistir de ser a Canário Negro, mas percebi que não sabia como, porque sair para lutar ao lado de vocês faz-me sentir viva por dentro. Eu amo muito vocês.
Ve sizinle konuşmak istediğim bir konu var.
E há um assunto de que gostaria de falar-lhe.
Meseleyi sizinle tartışmak istemişlerdi.
Eles queriam discutir isso consigo.
Sizinle gelemem ama kask kameralarınızdan operasyonu izleyeceğim.
Não posso estar convosco no terreno, mas vou estar a observar tudo.
Sizinle orada buluşuruz.
- Encontramo-nos lá.
Ayrı kaldığımız zamanlarda sizinle bir çok sürükleyici konuşma yaptım.
Tive conversas interessantes contigo enquanto estávamos separados.
Papa Hazretleri, Kardinal Devlet Sekreteri ve Kongregasyon başkanları sizinle tanışmak ve hoş geldiniz demek için sabırsızlanıyorlar.
Santidade, Sua Eminência o Cardeal Secretário de Estado e os presidentes das várias Congregações mal podem esperar para conhecê-lo e recebê-lo. Vão ter de esperar.
Rahibe Mary sizinle de ilgilenecek.
A Irmã Mary também cuidará de si.
Sizinle açık konuşacağım.
Quero ser bem claro com convosco.
Ben sizinle ebedi bir savaşa girmeye hazırım.
Estou preparado para travar uma guerra sem fim contra vós.
Önce sizinle artık konuşmak istememe nedenim o sandım ben de.
No começo, achei que era por isso... que lhe confidenciaria mais nada.
Bir röportajında sizinle tanışmak istediğini söylemiş.
Ele disse numa entrevista que gostaria de conhecê-lo.
Sizinle tanışmak büyük onur.
É uma grande honra conhecê-lo.
Hangi yazar sizinle tanışmak istemez?
Que autor não quer conhecê-lo?
Kardeşlerim, sizinle çok açık konuşacağım.
Irmãos e irmãs, quero ser bem claro com vocês.
Öte yandan ben,.. ... barış olana dek sizinle Tanrı'dan konuşmayacağım.
Eu, por outro lado, não lhes falarei de Deus até que haja paz.
Dr. Edwards'a sizinle konuşur mu diye sorayım.
Vou perguntar ao Dr. Edwards, se pode falar consigo.
Sizinle düello yapacağımı düşünüyordum ben ama.
Tinha a impressão que eu iria combater consigo.
Düşündüm ki sizinle konaşayım...
Então pensei falar com vocês.
- Buraya sizinle geldiğini söyledi.
Disse que veio para cá convosco.
Sizinle böyle uğraşmasına izin mi veriyorsunuz?
Deixam este tipo fazer-vos bullying?
Sizinle konumumu tehlikeye atacak hiçbir şey yapmadım.
Eu nunca faria nada para arriscar isso consigo.
Burada sizinle kalmaktansa akmeşeyi bulma şansımı dışarıda deneyeceğim.
Prefiro arriscar a sorte lá fora, com o Carvalho Branco, a ficar aqui com vocês.
Ne zamandır sizinle tanışmak niyetindeydim. Woo Jin'den bizi tanıştırmasını rica ettim.
Eu queria muito conhecê-Io, por isso, pedi para ser apresentado.
Bir haftadır sizinle görüşmeye çalışıyorum.
Tenho tentado falar consigo há uma semana.
Elimde sizinle aynı amacı gerçekleştirmeye çalışan yetenekli adamlar var.
Tenho um grupo... de indivíduos com habilidades que andam a tentar fazer a mesma coisa que tu.
Sizinle konuşmak istiyorum.
Gostaria de falar consigo.
Lagarza'nın ekibi de sizinle gelecek.
A unidade do Lagarza irá contigo.
Ben gidip Charlie'yi alıp sizinle buluşacağım.
Vou ir buscar o Charlie e encontro-me contigo lá.
Dinlemeye başlamanız için sizinle tarifli konuşmaya başlamalıydım.
Tenho a certeza que tive que começar a falar em metáforas para vocês começarem a ouvir.
Bu okulu çalıştıran insanların sizinle ilgileneceklerini mi sanıyorsunuz?
Acham que as pessoas que gerem esta escola estão preocupadas convosco?
Sizinle ilişkilerini kesecekler.
Vão deixar-vos ir.
Son olarak Tanrı'nın lütfu sizinle olsun. "
Por fim, que a graça de Deus esteja convosco.
Sizinle gelmeyi falan istemiyorum sonuçta.
Não tenho de ir contigo.
Sizinle ofiste buluşsam nasıl olur?
E se eu fosse ter ao escritório?
- Dualarımız sizinle Claire.
Estamos a rezar por ele, Claire.
Sizinle bulunacağımı nereden çıkardınız?
O que a leva a pensar que vou negociar consigo?
Grotto'yu temsil etmek sorunlar çıkarmış olabilir ayrıca onunla ve sizinle olan anlaşmamız kamu tarafından bilinmiyor anlaşılan.
- É igual. Representar o Grotto pode ter complicado, mas as provas do nosso trabalho com ele e do nosso acordo consigo parecem ter desaparecido dos registos.
Sizinle görüşecek.
Ela vai receber-vos agora.
Sizinle iletişime geçerse, bana söyleyin.
- Se ele vos contactar, avisem-nos.
Şey, sizinle benim aramızda,... soruşturma tamamlanana kadar Newyork Polisi bilgileri gizli tutuyor.
Cá entre nós a Polícia está a ocultar certas coisas até a investigação estar completa.
Sizinle orada buluşuruz.
Encontramo-nos lá.
Sizinle az çalışmış olsak bile şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi avcı sendin Chronos.
Mesmo só com uma indução parcial, eras o melhor dos nossos caçadores, Chronos.
- Sizinle şu an görüşebilirim.
- Posso atendê-lo agora.
- Ben daha çok sizinle ilgileniyorum Bay Hanson.
Na verdade estou mais curioso sobre si, sr. Hanson.
Sizinle tanışmaktan gerçekten memnun oldum.
Sim, é um prazer conhecê-las.
Bay Snart'tan sizinle ilgilenmesini istedim.
Lidar consigo.
Sizinle anlaşmaya alışsa iyi eder.
É melhor que ele se habitue a lidar consigo.
O zaman ben de sizinle geliyorum.
Então, irei contigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]