Yani bu перевод на португальский
21,315 параллельный перевод
Yani bu teoride bir büyü.
Digo, esta é uma magia altamente teórica.
Yani bu planın bu?
Então este é o teu plano?
Yani bu, ha ölümden insanlar geri getirir ne?
Então isso é o que traz as pessoas da morte, hã?
Yani bu mu?
Então, é assim?
Yani bu davada telif hakkı ihlali olduğuna hatta muhtemeln patent ihlali olduğuna da inanıyoruz.
Então, nós acreditamos que estamos perante um caso de violação dos direitos de autor, e possívelmente, violação da patente também.
Yani bu kitap fikrinden haberleri var?
Eles sabem do vosso livro?
Yani bu yüzden mi kalmak istiyorsun?
É por isso que queres ficar?
Yani bu çok basit, değil mi?
Isso é simples, certo?
Yani yolculuğumuzun başlangıcı bu evde yaptığın seçimlerdi.
Então as decisões que tomaste dentro destas paredes foram o início da nossa jornada.
Yani benim bu konuda hiç haklı bir yanım yok mu?
Então, não é possível eu estar certa?
Yani siz daha önce buradayken de bu oldu?
Então, trabalhava aqui quando isto aconteceu antes?
Yani yuvadaydı. Ruh Emiciler her yere gidemiyor ama yeteri kadar güç topladıklarında kurbanlarının ruhlarını bu dünyadan çekip yuvaya aktarabiliyorlar.
Os Devoradores de Alma não estão na realidade aqui e ali, mas aparentemente eles podem ter força suficiente para sugar as almas das vitimas para fora deste mundo e para os seus Ninhos.
- Bu bir cevap mı yani?
Isso é uma resposta?
Bu Heineken, yani bira bile sayılmaz.
Quer dizer, é Heineken, por isso mal conta como cerveja.
Yani benim suçum bu.
Então a culpa é minha.
"Biliyorum şerefsizce bir hareketti bu yüzden salamla özür dilememe izin ver." Ne yani?
"Sei que fui idiota então, peço desculpa com este salame."
Yani, vajinaya hepimizin sandığından daha yakınsın gibi bir şey bu.
Quero dizer, isso é o mais perto de uma vagina, que algum de nós pensou que tu chegarias.
Bu mudur yani?
Então, é assim?
Mesele bu mu yani?
É disso que se trata?
Lazım mı bu yani?
Isto é mesmo necessário?
Kızıl Şövalyeler yekrar saldıracak. Yani senin bu yeteneklerine ihtiyacım olmaya devam edecek.
Os Cavaleiros Vermelhos voltarão a atacar, por isso, continuarei a precisar das vossas especiais competências.
Yani Wu'nun bu virüse mi yakalandığını söylüyorsun?
Então pensas que o Wu possa ter apanhado esse vírus?
Onun tüm bu karşı bağışık değil yani.
Ela não é imune a tudo isto.
Yani, mükemmel bu, elimi tut!
Isso mesmo, perfeito, toma a minha mão!
bu kadar Yani, tüm gücünüzle beni savaşmak.
Isso mesmo, luta contra mim com toda a tua força.
Yani sığınak sahte olduğu için Bader'a kızacak biri varsa bu adam olması gerektiğini düşünüyorsunuz.
Se alguém se zangou com o Bader por o bunker ser falso, acha que foi ele.
Ne yani, sence bu bir oyun mu?
- Acham que isto é um jogo?
Yani, bu yüzden buradayız.
É por isso que estamos aqui.
Yani bütün bu süredir biliyor muydun?
Queres dizer que este tempo todo sabias?
Her şey yolunda yani. Bu çok saçma.
Isso não faz sentido.
Yani babam hakkında kötü şeyler söylemek istiyor demek bu.
O que significa que ela quer contar-me coisas horríveis acerca do meu pai.
Yani seninle yatağa girmem için sunduğun argüman bu mu? " Bari yapayım.
É com esse argumento que espera levar-me para a cama?
Sebep bu mu yani?
É essa a razão?
Sence bu mümkün değil mi yani?
Acha que isso não é possível?
İstediğin bu mu yani?
Começar de novo? É isso que tu queres?
Yani bazen bu çocuğu zihninde canlandırıp tahrik oluyorsun.
Então, algumas vezes você acha a memória desse rapaz excitante.
Bu kadar mıydı yani?
- Então, é isto?
Yani Masters ve Johnson'dan ilham alarak bu işi yapan herhangi bir klinik suç mu işlemiş olacak?
Então, qualquer clínica cujo trabalho seja inspirado no estudo de Masters e Johnson estão a cometer um crime?
Giriş anketini dolduracağız seninle bu sabah sonra da ayrı olarak annemle girişi yapacağız Bayan Eshelman'la yani.
Serei eu a fazer a a admissão a si, esta manhã, e depois farei outra admissão à mãe... Quer dizer, com a Mrs. Eshelman.
Bu toplantılarda yani?
Nestas reuniões?
Yani ben de bu vakada olup biteni merak ediyorum, ama araştırma konusu olarak ilgimi çekmiyorsun.
Quer dizer, quero descobrir o que puder sobre este caso, mas como objecto de pesquisa, a senhora não me interessa.
Bu kadar mı yani?
E daí? Vais apenas...
Kendi kokularını alırlar, bu tarz ufak detaylar yani.
Pequenas coisas.
Bu toplantının ekinlerle, yani yiyecek ve su kaynaklarımızı kalıcı hâle getirmekle ilgili olduğunu sanıyordum.
Pensava que esta reunião era sobre as colheitas, sobre assegurar uma fonte permanente de comida e água.
O da üzgün. Bu yeterli mi yani?
Isso é suficiente?
Yani hepsi bu.
Assim... E é tudo.
Hikâyen bu mu yani?
É essa a tua história?
"Yani, evet. Bu adamla ne yapmadık ki?"
"O que é que ainda não fizemos com ele?"
Yani belki, iki daha gelişmiş insan bu sefer işleri doğru becerebilir.
Então, talvez duas pessoas melhoradas poderiam resultar desta vez.
Yani sadece Altın Ejderha kabiliyetlidir Bu kılıcı idare etmek için.
Só o dragão dourado é capaz de dominar essa espada.
Yani ablam götür uyuşturulmuş vardı. Ve bu tımarhanede kilitli.
Assim, a minha irmã tinha me drogado e trancado nesta ala psiquiátrica.