Hal перевод на русский
4,348 параллельный перевод
Kırmızı halı sermediğimiz için kusura bakmayın ama misafirlere alışkın değiliz.
Простите, что без красной ковровой дорожки, но мы
- Biz de kırmızı halılara alışkın değiliz.
- не привыкли встречать гостей. - Мы не привыкли к красным ковровым дорожкам.
- Çirkin bir hal alabilir.
Это может стать отвратительным.
Orada öldürülen son Santos'tan sonra halınızdaki kan lekelerini hala çıkarmadınız.
Ты все еще не отчистил со своего ковра пятна крови последнего Сантоса убитого там.
Kardeşimin halıdaki kanının lekesi çıktı mı?
Это кровь моего брата там на ковре?
Halının üzerinde saçlar ve Alberg'in dairesinde Kirsten'in cinayet saatinde bıraktığı parmak izlerini buldular.
В его квартире мы нашли отпечатки пальцев Кирстен, она была там как раз, когда он упал с балкона.
Oh, Odessa, kırmızı halı şu ana kadar bulunduğum en güzel yer.
О, Одесса, красная ковровая дорожка - моё самое любимое место в мире.
Hiçbir şeyi halının altına atmıyoruz.
Мы ничего не скрываем друг от друга.
İran halısının altında şeytan kapanı var aptal.
Дьявольская ловушка под неперсидским ковром, кретин.
Sonra trajik bil hal aldı.
Потом случилась трагедия...
Halı yok mu?
Нет ковролина.
Peru çimenleri, İnka uyku halısı,
Нежный Перуанский газон, спальный коврик Инков, и портрет Марисоль Эспинозы,
Halıyı parçalamam gerekecek.
Мне придется разрезать ковер.
Daha garip bir hal alıyor.
Дальше больше.
Yıllar geçtikçe katmanlı bir hal almış.
Множество шрамов, будто ею кормились год за годом.
Bu ne hal böyle, ha?
Зачем ты примчалась?
Bu stratejiler çok hassas çünkü bir kere bile hata yaparsan, oyun senin için oldukça zor bir hal alabilir.
Такие стратегии крайне чувствительны, потому что если ты ошибёшься хотя бы раз, игра может стать очень сложной.
Sanırım yargıcı sana söylediği şeyi yaparsan hayatın daha kolay bir hal alacak.
По моему, твоя жизнь намного упростится, если ты сделаешь то, что сказал судья.
Bilgisayarımın Hal 9000 olmadığını ve açılmayan kapıları patlatabileceğini bilmiyordum.
А я не знал, что мой компьютер - ЭАЛ, способный передумать, и не открыть входной люк.
- Aynı halı deseni gibi duruyorlar.
Они почти похожи на ковровые узоры.
Culver City'de sadece bir tane Afgan halısı mağazası var o da La Cienega'da.
Есть только один магазин афганских ковров в Калвер сити, ниже по ЛА Сиенага.
Sorun olan kısım kulüp 1000 m ² ve tüm zemini halıyla kapatmak.
Проблема в том, что площадь клуба 930 кв. м. и мы должны украсить весь холл коврами.
Mağazada halılara bakıyordu.
Он был в магазине, разглядывал ковры.
Senin için kişisel bir hal aldı?
Это стало личным для тебя?
Daha sonra kişisel bir hal alır.
Потом это становится личным.
Profesyonel olması gereken yerde işler kişisel bir hal aldı.
Это переросло в личное, когда они должны были оставаться профессионалами.
John'a söylemeden önce bir hal çaresine bakmam için izin ver.
Дай мне время подумать, что делать и как сказать Джону.
Eğer onu çözersek, halıya sarıp ahıra götürebiliriz.
Если мы развяжем его, мы можем скатать его в ковер и оттащить его в амбар.
Joe Carroll'un ölümünün üzerinden bir yıl geçmişken New York şehrinde onun mirasıyla ayakta durmaya çalışan insanlar için durum gözle görülür şekilde daha acı bir hal aldı.
Джо Кэролл мертв уже год, вот почему стало таким болезненным появление в Нью Йорке людей, продолжающих его дело.
Onu teşvik mi ediyorsun Elijah? Ancak günden güne daha da zavallı bir hal alıyor.
Ты поощряешь его, Элайджа, но он становится все более жалким изо дня в день.
Ancak günden güne daha da zavallı bir hal alıyor.
Но он, с каждым днем, становиться более жалким.
Chapman hayatında mücadele görmemiş ama kaltağa kırmızı halı seriyorlar.
У Чапман не было таких уж проблем, но сучке выкладывают красную дорожку перед ногами.
Giderek daha kötü bir hal alıyorsun.
Твоё поведение становится всё хуже.
Eski karın aradı, ve evine göz kulak olurken çekyatta yatmanı, ama halıda iz bıraktığı için çekmeden yatmanı istedi.
Ваша бывшая жена звонила, просила, чтобы вы, пока присматриваете за домом, спали на раскладном диване, но не раскладывали его, потому что он оставляет следы на ковре.
Halıdaki izlere bak.
Посмотри, как ковер вдавился.
Hal ve duruşuna bakılırsa onu çoktan öldürmüş.
То, как он себя ведёт указывает на то, что он уже её убил.
Galiba, bunun yankısından korkan Pentagon olayla ilgili hiçbir ilgisi olmasını istemediği için her şeyi halının altına süpürmüş.
Видимо, чтобы избежать огласки Пентагон не хотел, чтобы их связали с этим инцидентом, поэтому дело засекретили.
"20 yıllık kocamı bir mektup açacağı ile bıçakladım" olmaz "ve kanının halımın içine akışını izledim" katiller.
"я зарезала мужа ножом для писем, после 20 лет брака", и смотрела как его кровь впитывается в ковер ".
Dave başarılı bir şekilde HAL'ı durdurdu ve onun yolunu Jüpiter'e çevirdi yeni keşfedilen Dikilitaş'a.
Дэйв успешно деактивирует ХАЛ и добирается до Юпитера, там он находит третий монолит.
Tamam, burası rahatlama bölgesi. Pers halısı olsun. Ve çok hoş bir deri kanepe.
Так, а здесь будет зона отдыха с персидским ковром и очень милым кожаным диванчиком.
Korkarım hal hatır soracak zamanım yok dostlarım.
Боюсь, у нас нет времени для шуток, друзья мои.
Halıya kan bulaştırma.
Не запачкай ковер кровью.
Ama bunu konuşa konuşa bir hal olduk ve sen de kabul ettin ki biz sadece arkadaşız, değil mi?
Но мы уже столько раз это обсуждали, и мы условились, что мы просто друзья, хорошо?
Halıya sıçan bir köpek gibi, biliyor musun?
Он как щенок, который обделался тебе на ковер, понимаешь?
Şimdi Gunnar, konuşmak bir süre tatsız bir hal alacak.
А сейчас, Гунар, я знаю, это будет очень не просто для тебя поговорить со мной не много.
Yüzbaşı Baker'ın durumu daha kötü bir hal alıyor.
Я думал, мы покончили с моим избиением? Ты узнал у соседей, когда МакКинли съехал?
Başka hiç kimse ona elini süremezdi. Hal böyleyken Ruslar telgrafa ulaştı. Yani bu iki adamdan biri bunu onlara verdi.
Больше никто не мог его трогать, и раз русские получили его, значит от кого то из этих двоих.
Ne yapmamı bekliyorsun? Kırmızı halı mı sereyim?
Что я положу на пол коврик с приветствием?
Pekâlâ, Hudson küçük bir yolculuğa çıkıyoruz. Sihirli bir halıda mı?
Ок, Хадсон, мы немного прокатимся на ковре-самолёте?
Evet, işler gerçekçi bir hal almaya başladığında çekip gidiyorsun her zaman yaptığın gibi.
Ты бежишь когда вещи становятся слишком реальными, как и всегда.
Takım da değiliz. Sana katılmıyorum, Hal.
Я не согласен, Хэл.
hâlâ burada mısın 33
hallie 73
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
halil 34
hala orada 41
hallie 73
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
halil 34
hala orada 41
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108