And beyond Çeviri Türkçe
3,045 parallel translation
This was ah, above and beyond.
Ama bu tahmin ettiğimden bile fazlası.
So, in your previous experience, can you give me an instance in which you went above and beyond the call of duty for a customer?
Önceki iş tecrübelerinde müşteriyi kaybetmemek için yaptığın bir fedakârlık örneği verebilir misin?
And beyond your affections, surely.
Elbette ki senin sevginden de öte.
Attached to a Hickory Hills Cheese Heart are gift certificates worth $ 200 each for Bed, Bath and Beyond,
Kalp şeklindeki Hickory Hills peynirinin yanında "Yatak, Banyo ve Ötesi", Panda Ekspres ve Lima alışveriş merkezindeki Swatch saatleri köşesinde geçerli 200 dolarlık hediye çeki var.
My voice is... is so much a part of my style, that once you get past and beyond that and you hear what's going on, my... my thing is about substance and presentation, so I kind of fall into the beat.
Sesim... kesinlikle stilimin bi parçası bunun hem arkasında hem önünde olmalısın böylece neler olduğunu duyabilirsin. benim olayım.. içerik ve sunum bazlı ki böylece alt yapıya kendimi bırakabilirim.
And beyond that, all the lights of the kingdom.
Onun ötesindekiler de, krallığın ışıkları.
Thank you, Ryan, for going above and beyond on that one.
Bu konuda sınırları zorladığın için çok teşekkürler Ryan.
The "Dumbest cop alive" is awarded to that copper who displays, uh, stupidity above and beyond the call of duty.
"Yaşayan En Aptal Polis" ödülü görevin gerektirdiğinin ötesine geçip aptallık sergileyene verilir.
There are people out there- - I realize it now- - people who control what goes on in this city and beyond.
O dışarıdaki insanlar, şimdi farkediyorum bu şehirde ne olup bittiğini kontrol eden adamlar onlar.
That's above and beyond.
Her şeyin ötesinde.
And move far beyond grasp of Rome.
Ve Roma'nın ulaşamayacağı yerlere gideceğiz.
Captain Nemo stopped and took one more look out the porthole, beyond which the form of the monstrous creature was writhing.
Kaptan Nemo durdu ve gemi penceresinden dışarı bir kez daha baktı, pencerenin ötesinde korkunç yaratık kıvranıp duruyordu.
I was lost and could not see beyond my anger.
Kendimi kaybettim ve öfkeme yenildim.
Now, it is accepted that the accused's rivals in this case provoked the incident but, at the same time, the severity and viciousness of the accused's reaction went far beyond self-defence.
Bu olayda sanık, hasımları tarafından kışkırtılmıştır ama aynı zamanda şiddetli ve ahlaksızca tepkisi kendini savunmanın çok ötesine geçmiştir.
And a cask of it is simply beyond price.
Ayrıca fıçıya tek kelimeyle paha biçilemez.
Let us pass beyond the boundaries of good taste and to become one.
Haz sınırlarının ötesine geçip onlarla bütünleşmemize izin ver.
And how you got into this mess is beyond me.
Bu pisliğin içine nasıl girdin? Bu beni aşar tabii.
The reviews and stuff we're getting is really neat but but seeing people play and hearing the reactions is so much more beyond that.
Aldığımız incelemeler, vesaire gerçekten iyi ama ama insanların oynadığını görmek ve tepkilerini duymak onlardan çok çok daha öte.
See, these people are beyond desperate. They're so obsessed with the idea of making any sort of human connection, that they put all of their faith in destiny, and they post it out on the internet.
Bu insanlar çok takıntılı bu tarz şeylere
Or is she just hot beyond logic and reason?
yoksa aynı Beyonce'a mı benzedi?
But once he was just a poor black crow. And now he's King-Beyond-the-Wall.
Ama bir zamanlar zavalli bir kargayken simdi duvarin ötesindeki kral oldu.
" Release my son and you'll be rich beyond your dreams.
"Oglumu serbest birakirsaniz hayal edemeyeceginiz kadar zengin olursunuz."
Bring me his family and I will see you are rewarded beyond your wildest dreams.
Bana ailesini getir ben de seni hayal bile edemeyeceğin bir şekilde ödüle boğayım.
And your mother and I are far beyond such enmities.
Ve de annen ve ben, husumetten çok uzağız.
This goes beyond you and me.
Bu iş seni de beni de aşıyor.
A team of 20 engineers and scientists is working on the technology to fly Felix beyond the stratosphere.
Felix'i stratosferin ötesine uçurmak için 20 mühendis ve bilim insanından oluşan bir ekip teknoloji üzerinde çalışıyor.
There's something extraordinary about seeing that actor's face as 40 feet high, and at 40 feet high, there's something mythic about it that's beyond your everyday life.
Orada aktörün suratını 12 metre uzunluğunda görmekte olağandışı bir şey var, ve o 12 metrede, normal hayatımızda olmayan mitler var.
And do we have a life beyond these missions or not?
Ve bu görevler var diye hayatımız olmasın mı yani?
But I want to talk about how the curiosity And skepticism embodied in the scientific method Have applications beyond the laboratory
Ama merak ve şüphecilik bilimsel yöntemde bir araya gelip... laboratuvarların ötesinde karşıt bir terimi, ideolojiyi oluşturuyor.
And if that line is not beyond perfection...
Ve o tasarım, mükemmelin ötesinde olmazsa...
If they weren't pretty, if they weren't temperamental, if they weren't beyond our reach and a little out of our control, would we love them like we do?
Bu kadar güzel olmasaydı, bu kadar kaprisli olmasaydı bu kadar erişilmez ve bu kadar kontrol dışı olmasaydı yine de böyle sever miydik?
That puts them beyond the reach of kings and queens.
Bu onları kralların ve kraliçelerin erişebileceğinden uzağa koyuyor.
Seems they've stopped killing each other and started following this king-beyond-the-Wall.
Birbirlerini öldürmeyi bırakmışlar anlaşılan. Ve Sur'un ötesindeki kralın peşine gitmeye başlamışlar.
Beyond the high school connection, what's the link between Samantha and Jade?
Lise'nin dışında Samantha ve Jade arasındaki bağlantı nedir?
Beyond the ideas of wrong-doings and right-doings is a field.
Haksızlık ve adaletle ilgili düşüncelerin ardında uzanan geniş bir tarla var...
By the Seven New Gods and the Old Gods beyond counting,
Yedi Yeni Tanrı ve sayısız Eski Tanrılar adına.
You and I, we don't see them. But if we could life would be magical beyond our wildest dreams.
Bizim gibiler bunu göremez, fakat görebilseydik en muhteşem rüyamızdan daha büyüleyici olurdu.
But he shows you this lobby, and you get to see... as Jack moves across the lobby, you see the elevator beyond.
Size lobiyi gösteriyor, ve siz Jack'in lobide ilerlediğini görmeye başlıyorsunuz, asansörün ilerisini görüyorsunuz.
And you see beyond that, a hallway.
Ve ilerisinde bir koridor görüyorsunuz.
Seven years after The Shining had come out, to my surprise, nobody had written, as far as I could tell, about what the major themes of the movie were, beyond the delightfully scary immediate story of the family and the hotel itself.
"The Shining" piyasaya çıktıktan yedi yıl sonra bildiğim kadarıyla ve beni şaşırtan bir şekilde bir ailenin ve otelin nefis ve korkutucu bir öyküsü olmasının dışında hiç kimse filmdeki ana temaları yazmamıştı.
My sister and Sam were well beyond that.
Ablamla Sam çoktan aştılar onu.
Why you waste your talent and time with those people is beyond me.
Niye vaktini ve yeteneğini bu benim dışımdaki insalarla harcıyorsun?
Much deserved on his part and equally remembered by Don Pedro, he hath borne himself beyond the promise of his age, doing, in the figure of a lamb, the feats of a lion.
Yaşından beklenmeyecek şeyler yaptı, kuzu gibi görünse de aslan gibi dövüştü.
In conclusion, the people of Japan have suffered greatly, and it is in their interest beyond all other considerations that I strongly urge allowing the Εmperor to continue on his throne as the leader of his people.
Sonuç olarak, Japon halkı çok acılar çekti, diğer bütün sebeplerin ötesinde, dikkate almanızı... şiddetle tavsiye ederim ki İmparator, tahtında halkının lideri olarak kalmalıdır.
"And, yes, she was beyond hope",
"Ve, evet, umutsuzdu..."
- Morgan's vocabulary never really expanded beyond cereal boxes and comic books.
Morgan'ın kelime haznesi zaten hiç çizgi romanlardan ileriye gitmedi.
.. you've to think beyond happiness and sorrows. - l see.
- Üzüntünün ve mutluluğun sonrasını düşünmek zorundasın. - Öyle mi?
And thus in a certain sense insane, willing to, you know, go to the limits of what was appropriate, beyond the limits of what was appropriate and what was sanity, and dangerous in that way.
Hiç susmuyordu. Bu nedenle, kesinlikle çılgınca bir algıyla uygun görülmüş sınırları zorlama isteği olacaktır. Makul ve uygun olan sınırların ötesinde tehlikeli bir yola girme isteği.
In present day, it's complicated and I need to know if we can have something beyond circumstance, see if she can do with the mundane parts of my life.
Şu ansa, biraz karışık ve eğer bazı şartlar altında birşeyler yaşayacaksak, bunu benim normal hayatımla yapıp yapamayacağını bilmem lazım.
And I know I just make myself sound like some kind of crazy stalker, but I am beyond caring.
Biliyorum kendimi kaçık bir sapık gibi gösterdim ama artık önemsemez oldum.
The wife... who is dead and burned beyond recognition.
- Eşinin. Tanınmayacak derecede yanarak ölen eşinin.
and beyond that 27
beyond 58
beyond that 118
beyond the police 17
and by 340
and by the way 907
and besides 937
and breathe 35
and besides that 26
and ben 22
beyond 58
beyond that 118
beyond the police 17
and by 340
and by the way 907
and besides 937
and breathe 35
and besides that 26
and ben 22
and by god 23
and before i forget 16
and before you know it 100
and by that 52
and back 42
and better 23
and before you ask 32
and blue 32
and bang 29
and behold 28
and before i forget 16
and before you know it 100
and by that 52
and back 42
and better 23
and before you ask 32
and blue 32
and bang 29
and behold 28