And every night Çeviri Türkçe
2,087 parallel translation
And every night - every night -
ve her gece, her gece...
When I was growing up, I wanted to be a gymnast. And every night after my parents went to sleep... I used to sneak out of bed and put on my leotard.
Büyüdüğüm zaman, jimnastik hocası olmak istemiştim, ve her gece, annemler yatmaya gidince, yatağımdan süzülür ve streç kostümümü giyerdim.
And every night, after you go over to amy's to see him, Then you can come over to my house and we can have great sex.
Amy'nin evine gider çocuğunu görürsün sonra benim eve gelirsin ve güzelce sevişiriz.
And every night as well?
Peki ya geceleri?
The surf was always good, and every night was a party.
Dalgalar her zaman iyiydi, ve her gece parti vardı.
the wives and the children of your soldiers are crying at your door every night, the rules change.
O askerlerin eşleri ve çocukları... her akşam kapılarda ağlayarak bekliyorlardı, Kurallar değişti.
Last night, and I double-checked every one of'em.
Ve herbirini iki kere kontrol ettim.
Mario was driving you to work every night and picking you up in the morning, is that right? Goodness.
Mario, sizi akşamları işe götürüyor sabahları da alıyordu, değil mi?
Cabo, every night tequila and a new page from the karma sutra.
Cabo, her gece tekila ve kamasutraya yeni bi sayfa.
I remember you once told me we shut our eyes every night and dream of all of which are pure
Bir keresinde bana gözlerimizi kapatıp saflığı hayal etmemizi söylediğini hatırlıyorum.
I tossed and turned every night, afraid that I wouldn't be able to hear it.
Bir daha duyamayacağımı düşünerek her gece korkup sarsıldım...
Every agent on the detail last night, personal and professional histories.
- Dün gece görevli olan bütün ajanların kişisel ve mesleki geçmişlerini çıkarıyorum.
I lock and bolt my doors every night.
Her gece kapımı kilitleyip sürgülerim.
Every night at closing time, I had to go up on the roof to take down the flag of the Central or else someone would snatch it and destroy it.
Her gece kapama vaktinde, Merkez bayrağını birisi çalmadan ya da yok etmeden önce saklamam gerekirdi.
He spent his fun years sewing Girl Scout patches and teaching me how to fold an omelet. And then, reading Maria Looney on the Red Planet to me every night.
En güzel yaşlarını izci kız üniforması dikerek ve bana nasıl omlet yapıldığını öğreterek ve bana her gece masal okuyarak geçirdi.
I had this idea which was to dramatise the anxiety attacks I suffer every night and which keep me awake.
Her gece beni pençesine alan, uyumama engel olan bu sinirsel rahatsızlık üstüne bir film çekme fikri doğdu kafamda.
So for a few more days, Clouzot wrote new scenes and shots every night for the actors he had at hand.
Böylece birkaç gün boyunca Clouzot akşamları elindeki oyuncular için yeni sahneler ve planlar yazmakla geçirir.
Mom smoked and drank A bottle of riunitI on ice Every night when she was pregnant with us
Anne bize hamileyken sigara ve her akşam bir şişe Ruiniti içti.
We used to come home every night a-and talk about our day.
Hiç ayrı kalmıyoruz. Her akşam eve geldiğimde, birbirimize günümüzü anlatırdık.
¶ ¶ Workin'for the man every night and day ¶ ¶
* Biri için gece gündüz çalışmayı *
I spent every weekend of my childhood in this beloved place, and I am not about to let some faceless coward who only comes out at night tear it down.
Küçükken her hafta sonum bu sevimli kasabada geçerdi Yüzsüz ödleklerin geceleri ortaya çıkıp etrafı yıkmalarına izin verecek değilim.
Every night, this vessel casts over 1,000 hooks, and it is just one of many long-liners plying the Pacific, some with lines 100 miles long.
Her gece, bu tekneler 1,000'den fazla kanca döküyor, ve bu, okyanusta dolaşan pek çok hat teknesinden sadece biri, bazı hatlar 100 mili buluyor.
- But still, i didn't want you Going to bed tonight and every other night For the rest of your life thinking ill of the man.
Senin hayatının geri kalanında her gece başını yastığa koyduğunda bu adamın kötü yanlarını düşünerek uyumanı istemiyorum.
Dad, uh, I still keep your dog tags next to me every night, along with Nate's and mine.
Baba, köpeğin tasmalarını hala saklıyorum. Nate'in ve benimkiyle birlikte her gece yanı başıma koyuyorum.
Now I'm gonna go upstairs, and I am gonna break every bit of glass that I can find, because you owe me for this long night's journey into dawn, for the bruises on my kisser,
Hemen yukarı çıkacağım ve bulduğum her bir camı kırıp parçalayacağım. Çünkü, bu uzun gece yolculuğu ve dudağımdaki yaralar için bunlardan çok daha önemlisi Bay Hertz'in lanet arabalarına yaptıklarından dolayı borçlusun.
But they come to my gym every night'cause they think... if they work hard enough and fight hard enough,... that they can make it to Vegas.
Ama her gece buraya geliyorlar, çünkü şöyle düşünüyorlar eğer yeterince sıkı çalışırlarsa ve sıkı dövüşürlerse, Vegas'a gidebileceklerini düşünüyorlar.
You watch your fucking language. â ª When you came in The air went out â ª â ª And every shadow â ª â ª Filled up with doubt â ª â ª I don't know Who you think you are â ª â ª But before the night Is through â ª
Dogru konus, lan.
I have a dream every night and I'll never see what is behind?
Ve bana neler olduğunu bilen insanlar sadece Arkadaşım Stacy ve koruyucu meleğim, Fred. Olan her şeyin bir nedeni olduğunu düşünürdüm ve, evet, Kesin haklı olduğumu umuyorum.
Every night, he would walk through that door, And the kids would just race into his arms, okay?
Her gece bu kapıdan içeri girer çocuklar da onun kollarına atlardı.
Abby and I used to come to this restaurant every Wednesday night.
Abby ile her çarşamba gecesi bu restorana gelirdik.
Their automatic sprinkler system is set to go off every night at 11 : 15 and run for 15 minutes.
Otomatik sulama sistemleri her gece 23.15'de başlamaya ve 15 dakika sonra kapanmaya ayarlı.
I get them loud and clear. Same one, same time every night.
Her gece aynı saatte aynı olay.
And at first, uh, she--she called me every night.
İlk başta her akşam aradı.
Mm-hm. Oh, and did I mention it's even got a theater onboard where they do shows every single night?
Gemide her gece gösteri yaptıkları tiyatro bile var.
So every night, I collect my wallet and my g and my mail, and I put it in my desk in my office.
Bu yüzden her gece cüzdanımı, telefonumu, postalarımı toplayıp ofisimdeki masama yerleştiriyorum.
You woke up every morning and you promised yourself that last night would be your last drink.
Her sabah uyandığında dün gecekinin son içkin olduğuna dair kendine söz verirsin.
He works all day, and almost every night he's got dinner or drinks.
Bütün gün çalışıyor ve her gece ya bir yemeğe ya da bir kokteyle gitmiş oluyor.
For the last couple months, he's been averaging between eight and ten hours of sleep every night.
Son aylarda her gece ortalama sekiz veya on saat uyuyormuş.
I work on it every night, making sure it's accurate and up to date
Her gece üzerinde çalıştım, hepsinin tarihinden de eminim.
Just so we can go to bed every night and feel... like decent people?
Böylece her gece yatağa gidip kendimizi edepli mi hissederiz?
I mean, he's kind of a legend.He won every tournament except his last, and shot himself the night he lost.
Bir efsanedir. Sonuncusu dışında bütün turnuvaları kazandı. Kaybettiği gecede kendini vurdu.
Every night at 10 : 00 sharp, I'm gonna look out my window, and if your porch light is on,
Her akşam saat 10 : 00'da penceremden bakacağım.
Every night they completely clean out the dressing room, and anything that's in there they put it in here in the lost and found and it's not...
Her gece soyunma kabinlerini temizliyorlar ve orada ne varsa buraya koyuyorlar yani kayıp eşya bölümüne.
I mean you told me almost a week ago and I've been here almost every night.
Demek istediğim, bana söylediğin heredeyse 1 hafta oldu. Ve neredeyse her akşam burdayım.
And so I dreamed every night that I was the undertaker, smashing skulls in, breaking arms.
O kemeri kazanmak Sonra hallerini kurdum her gece Ben Undertaker'dım kelleri kırıyorum Kolları kırıyordum
Every night, a different woman, being oogled, having to hug and kiss and spoon.
Her gece başka bir kadınla birlikte olan, sarılıp öpüşmek zorunda olan birisiyim.
Having an awkward lunch together every few days that it takes you three vodka tonics to get through and me a half a bottle of wine at night to forget?
Sence bunun neresi işe yarıyor? Birkaç günde bir yenen, senin aşmak için üç votka tonik benimse gece unutmak için yarım şişe şarap içtiğim tuhaf öğle yemekleri.
I mean, nothing was expected of you. All you had to was order the housekeeper around, run your charities and screw your husband every Wednesday night.
Tek yaptığın kahyaya emirler yağdırmak hayır etkinliklerine gitmek ve her çarşamba gecesi kocanla yatmaktı.
And, all week he's getting briefings from me every night about things as they develop.
Ve bütün hafta boyunca gelişmeler konusunda her gece benden haber alacaklar.
And then every night I went to my room and wrote to him and he answered me.
Ve sonra her gece odama gittim ve ben yazdım o cevapladı.
Of course, I do feed him every night, and sometimes he'll come to my window and bring me little dead things.
Tabii onu her gece besliyorum ve bazen pencereme çıkıp küçük ölü şeyler bırakır.
and everything will be fine 34
and everything changed 17
and everyone else 26
and everybody knows it 20
and everything 101
and everything else 36
and everywhere 22
and every day 78
and everyone 32
and everybody 18
and everything changed 17
and everyone else 26
and everybody knows it 20
and everything 101
and everything else 36
and everywhere 22
and every day 78
and everyone 32
and everybody 18
and every year 34
and every time 51
and every 21
every night 394
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
and every time 51
and every 21
every night 394
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
nighthorse 18
nighty night 21
night and day 58
nightcap 16
night shift 20
nightclubs 16
night moves 16
nighters 22
night stands 48
nighthorse 18
nighty night 21
night and day 58
nightcap 16
night shift 20
nightclubs 16
night moves 16
nighters 22
night stands 48