And so will i Çeviri Türkçe
2,709 parallel translation
And so will I. Bud, thank you so much.
- Ben de geleceğim. Bud, çok sağ ol.
And so will I.
Ve ben de olacağım.
And so will I.
Ben de öyle tabii.
One day soon, the stars will align, and you will be single, and healed, and so will I.
Bir gün, yakında, yıldızlar düzene girecek sen bekâr olacaksın, sağlıklı. Ben de öyle olacağım.
So, now I will drink this entire cup of beer, and you will go again...
Şimdi ben bardaktaki biranın hepsini içeceğim ve sen de yeniden...
And if they do go out, it will close a door for me, so what I need you guys to do at Thanksgiving is to create an atmosphere that's as desexualized as possible.
Ve eğer çıkarlarsa, benim için bir kapı kapanır. Sizden istediğim ise, Şükran Günü'nde cinsellikten arınmış bir atmosfer yaratmanız.
So, I will catch up with you... and you in a few minutes.
Sana yetişirim... ve sana da. Birkaç dakika sonra.
So I've decided that I, Siddeshwar Maharaj.. .. and Gopi Maiyya, will go to the court..
Bu yüzden de ben, Siddeshwar Maharaj ve Gopi Maiyya ile birlikte mahkemeye gideceğiz.
We Were Unable to help Syd and Probably, I will not deliberately Say, but HAD Our Own interests at heart, and so consequently Probably tried to hold on to HIM for far longer than We Should have Done. Syd left the band in 1,968.
Syd sadece bir plakta bizimleydi çok az bir zaman.
Well, I'm relieved to hear it and so will our previously mentioned corporate friends.
Bunu duyduğuma sevindim ve az önce saydığımız şirketlerdeki arkadaşlarımız da sevinecekler.
And all the women that I will bed. I will be doing all that stuff, so that you'll be proud of me.
Tüm bu şeyleri yapacağım, ve benimle gurur duyacaksın.
If you pay little attention to it, it will feel very messy. So I hope everyone will work hard and make it look better.
Eğer biraz dikkat ederseniz, bu çok dağınık hissetirecek.Herkesin çok çalışarak daha iyi yapacağını umut ediyorum.
Also, it means being tenacious, and so I will be tenacious about the vending machines.
Zaten azimli olmak bu anlama geliyor, ve bu yüzden de satış makineleri konusunda azimliyim.
But we love it, and I'm sure you will too. Okay, I'm so sorry.
Biz seviyoruz, eminim siz de seveceksiniz.
The family will be free, and--and mother and I can finally--finally rest, so... ♪ Smoke gets in your eyes ♪
Aile özgür olacak. ve annemle ben sonunda dinlenebileceğiz. ♪ Smoke gets in your eyes ♪
As her chief of staff, so it is with deep sadness and regret That I will resign my position officially,
Onun ekibinin şefi olarak, bugün resmi olarak görevimden istifa edeceğim için çok üzgün ve pişmanım.
And then the gospel choir will sing "Baby I Need Your Love" and so appropriate.
Ve sonra koro, "Bebeğim aşkına ihtiyacım var" şarkısı çalıyor ve tam yerimizdeyiz.
I know and I am super-sorry to miss it, but I promise my fantastic assistants will handle everything, so, unless someone gives me another reason to stay...
Biliyorum ve kaçıracağıma çok üzgünüm. Ama söz veriyorum asistanım her şeyle ilgilenecek... Yani biri bana kalmak için bir sebep sunmadıkça.
He will talk about anything, and he is not shocked by anything, but it's kind of amazing to think that oral sex was something that... maybe it was, I don't know... but it's amazing to think that... that that was something that was so
Her şey hakkında konuşur hiçbir şeye fazla şaşırmaz. Ama oral seksin onun için bu kadar belki de öyleydi bilmiyorum ama onun için bu kadar uzak bir şey olması çok şaşırtıcı.
I got a phone call from Mick saying the Stones will need a replacement for Brian, and... So I became part of the band.
Mick'den bir telefon geldi ve Brian'ın yerine birisinin lazım olduğunu ve benim gruba katılmamı söyledi.
I want to make an exact cake replica of the cul-de-sac, because that's where your romance started, so I want to make little cake houses and cotton candy bushes, but there is one thing that I will not bend on.
Tam bizim ekibe özel bir kek tarifi hazırlamak istiyorum. Çünkü tam o zamanlarda sizin romantizm başlamıştı. O yüzden küçük kekten evler yapmak istiyorum ve pamuk şekerden çalılar, ama boyun eğmeyeceğim tek bir şey var.
So we're gonna lay it out here, and then tonight you and I will celebrate at the "I know the crap out of my fiancee" dinner.
Bu yüzden eteğimizdeki taşları dökeceğiz, sonra da bunu akşam "Nişanlımın huyunu suyunu biliyorum." yemeğinde kutlayacağız.
So, tonight, I will stop by the store and I will make us a delicious, well-balanced dinner, and you will pick up the dry cleaning and then do the laundry. Deal?
Bu yüzden, bu akşam markete gideceğim ve bize lezzetli, dengeli bir akşam yemeği yapacağım, ve sen kuru temizlemeyi alacaksın, sonra da çamaşırları halledeceksin.
Yes, and I will try to answer that to your satisfaction, but there's just so much to tell you and very little time to tell it in.
Evet, ve seni tatmin edecek şekilde bunu cevaplamaya çalışacağım ama sana anlatacak çok fazla şey var ve anlatmak içinde çok az zaman.
Perhaps I will. "Our will and our fates do so contrary run that our devices are still overthrown."
"İsteklerimiz öyle çatışır ki kaderimizle bütün kurduklarımız yıkılır gider"
I will go away and so will my boys.
Ben ve dostlarım gideriz.
And we will, Lionel, when I say so.
- Halledeceğiz de, Lionel. Ben söyleyince.
While Sue was lying down the rules of high school survival, I was all too versed in the rules of Ehlert survival... hide the sprinkled doughnuts in your purse for later, shuffle papers so you look busy, and know that the first thing out of Ehlert's mouth when he see you will always be an insult.
Sue lisede tutunmanın kurallarını belirtirken, ben de Ehlert'ten kurtulmanın kurallarını yazıyordum- - şekerli çörekleri sonrası için çantanda sakla, meşgul gözükmek için kağıtları karıştır, ve Ehlert seni gördüğünde ağzından çıkacak ilk sözlerin bir aşağılama olacağını bil.
I will give her a new life, even a new identity, so she can marry him and push out babies and live to a ripe, old age, as long as she keeps what she knows to herself.
Ona yeni bir hayat veririm hatta yeni bir kimlikte böylece onunla evlenebilir ve çocuklar doğurabilir ve yaşlılığına kadar yaşayabilir tabi bildiklerini kendisine sakladığı sürece.
The nurse will stay with her, and so I suggest we all get some sleep, and meet again refreshed in the morning.
Hemşire gece onunla kalacak, bence hepimiz iyi bir uyku çekelim ve sabaha tazelenmiş bir şekilde tekrar buluşalım.
And the, uh, the firm will pay for something nice, so I thought the commission might as well... Tracey Scott. She's great.
Ve firma iyi bir ücret sağlayacak bu yüzden komisyon iyi olur düşüncesindeyim.
So Dr. Kinney and I will pick teams.
- Dr. Kinney ve ben takımları seçeceğiz.
All right, so Simons and I will start prepping the hands in the O.R.
Pekâlâ, Simons ile birlikte ameliyathanede elleri hazırlayacağız.
Rhabdomyolysis. I think so, and if we don't flush this myoglobin out of his system right now, we're looking at total renal failure, and his kidneys will be toast.
- Sanırım evet, ve sistemindeki miyoglobini bir an önce temizlemezsek total böbrek yetmezliğiyle karşılaşacağız.
So unless I can come up with the money to buy her out, she and I will leave for Bolivia in three days.
Onun payını satın alacak parayı bulamazsam, üç gün içinde ikimiz de Bolivya'ya gitmek zorundayız.
So what do you say, huh? Scratch my back, and I will talk to the I.R.S.
Sen benim sırtımı kaşı ben de IRS'le konuşayım.
Papa... when you are so old that your eyes water... .. I will hold your hand and kiss you every day.
Baba yaşlandığında, gözlerin sulandığı zaman her gün elini tutup, seni öpeceğim.
I keep thinking, she's a lady, so she will tell the truth and soon it'll all be over.
Bir hanımefendi olduğunu bu yüzden doğruyu söyleyeceğini ve yakında her şeyin biteceğini düşündüm.
I said I would have you home by this afternoon and so I will.
Seni öğleden sonra evine bırakacağımı söylemiştim, öyle yapmalıyım.
And she's coming over, so she will know what I should do.
Yemeğe geliyor. Ne yapacağımı biliyor olmalı.
See, a delivery came up and I will be late for an hour or so...
Bir teslimat işi çıktı. O yüzden bir saat gecikeceğim.
That you left me and that I haven't accomplished anything, and that now this child will have so many problems, because of me...
Beni terk ettiğin ve hiçbir şey başaramadığım için ve şimdi de bu çocuğun benim yüzümden bir sürü problemi olacağı için pişmanım.
And that I will well and faithfully discharge the duties of the office, so help me God.
Ve ben de buradaki işlerimi iyi ve sadakatle yerine yetireceğim.
I've been in touch with the mayor's office there and will remain so until the unrest has fully subsided.
Başkan'ın ofisiyle geriye kalanda bitene kadar temas halindeyim ve öyle olacağım. Tetiği çekti mi?
I will not allow you to unleash a teenage maelstrom of gender-bent sexual confusion at this school, so you can turn it around and make it a launch party for your very own line of male girdles and brand-new fragrance call "nut whiff."
Kendi tasarımın erkek korseleri ve "Taşak Esintisi" adındaki yeni parfümünün tanıtım partisi haline getiresin diye bu okuldaki cinsiyetini sorgulayan ergenlerin kargaşa yaratmasına sebep olmana izin vermeyeceğim.
So they can keep talking about sending me to a camp for little boys who like to wear dresses, but I will not and I cannot be ashamed of who I am or how I look.
Elbise giyen oğlanların yollandığı kampa beni göndermekten bahsede dursunlar ama kim olduğumdan ve nasıl göründüğümden... -... utanmıyorum ve utanmayacağım da.
So the only other time I was able to get was 9 : 54, Friday night, and I'll be here ready to rehearse, and I hope you will, too.
Müsait olan tek vakit Cuma akşamı saat 9 : 54. Prova için burada olacağım ve umarım sizler de olursunuz.
So do yourself a favor and climb in that wagon, or so help me, I will conscript all of your children, and I will reeducate them until they no longer remember your names.
Yani kendine bir iyilik yap ve şu vagona bin yoksa bütün çocuklarını alır ve öyle bir eğitirim ki bir daha ismini bile hatırlamazlar.
So, let's take a look at the slideshow, and I will give you a more detailed explanation.
Ekrana bakarsanız daha iyi açıklayabileceğim.
Yes, of course, and I'm a professional, so I will tuck and roll.
Elbette öyle. Profesyonel olduğumdan sıkışıp yuvarlanacağım.
So, um, I shouldn't really say this, but the committee will go with my recommendations, and so I think you've pretty much got it in the bag.
Gerçi bunu söylemem gerekiyor ama komite benim tavsiyelerimle harekete edecek ve sen o yüzden bence neredeyse biçilmiş kaftansın.
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
and so do you 187
and so was i 23
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
and so do you 187
and so was i 23
and somehow 99
and so were you 23
and so on and so on 22
and so it was 18
and sometimes 297
and so should you 49
and so i 33
and so on 257
and so do we 31
and so far 102
and so were you 23
and so on and so on 22
and so it was 18
and sometimes 297
and so should you 49
and so i 33
and so on 257
and so do we 31
and so far 102
and so do i 174
and so did i 52
and so am i 177
and so it is 20
and so did you 29
and soon 235
and sooner or later 54
and so is she 17
and so what 55
and so i did 24
and so did i 52
and so am i 177
and so it is 20
and so did you 29
and soon 235
and sooner or later 54
and so is she 17
and so what 55
and so i did 24