English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / Back in the

Back in the Çeviri Türkçe

41,591 parallel translation
I'll be back in the field visualize...!
Ben hemen dönerim şimşek
Okay, okay. Kids, back in the car now! I'll come with you!
- Tamam, çocuklar arabaya binin hemen!
By the end of this, you'll be free to go, and don't worry, by the time you're back in the outside world, you will not remember any of what you've heard.
Bunun sonunda, gitmekte özgür olacaksınız ve endişelenmeyin dışarıdaki dünyaya döndüğünüzde duyduğunuz hiçbir şeyi hatırlamayacaksınız.
The A.L.F. hasn't been in the headlines for a number of years, but they're back in the spotlight after today's chaotic events.
HÖC yıllardır manşetlere çıkmamıştı ama bugünkü kargaşadan sonra tüm gözler onlara çevrildi.
We've needed a fighter like you back in the family.
Ailede senin gibi bir savaşçıya ihtiyacımız vardı.
Back in the monastery, Brother Kuo would... harvest plums every summer to make wine.
Manastırdayken Rahip Kuo, şarap yapmak için her yaz erik toplardı.
Back in the sweatshop in'Nam, we found a cat, we tossed it right in the soup.
Vietnam'daki işyerinde bir kedi bulduk mu dosdoğru çorbanın içine atardık.
Soon as he gets that ticket, he's going back in the closet.
Bileti alır almaz geylikten geri dönecek gene.
Yeah, yeah, sign the paper so you can go back in the closet.
Hadi hadi, imzala da yine geylikten geri dön.
Just go back in the closet. Just get it over with.
Tekrar geri dön de olsun bitsin.
- You guys, get back in the cabin and try to call for help.
- Çocuklar, kabininize geri dönün. Ve yardım çağırmaya çalışın.
Another easy win overall catch ow or should I say the boos because he's always in the back.
Kankamı rahat bir şekilde geçti Yoksa kazson mu demeliydim Hep geriden geliyorda.
Go to the biggest black market in the world, find your gold, steal it back.
Dünyadaki en büyük karaborsaya gidin, Altınınızı bulun, geri çalın.
Knowing that, he leaves his treasure across the channel in the Western Sahara, hoping to come back for it.
Bunu bilerek, hazinesini kanalı terk eder. Batı Sahra'da, onun için geri gelmeyi umuyordu.
We could put in the request right now, we'd hear back in six or seven months...
Şimdi talebinizi alırız, En iyi ihtimalle 6-7 ayı bulur geri dönmeleri.
Yes, you go in through here, then down this corridor, up the back stairs.
Evet, buradan içeri girebilirsiniz, bu koridordan aşağı inip, arka merdivenlerden çıkabilirsiniz.
The rose crown. She'll open back up in a couple days.
Gül ve Taç, bir, iki güne tekrar açılacak.
And if we keep our heads buried in the sand, they will take it back.
Kafamızı kuma gömersek de onu geri alacaklar.
Now, back to the matter in hand.
Şimdi elimizdeki soruna dönelim.
Well, II hope we can get this sorted out when you get back to the office, but right now, it's very comfortable in here.
Umarım karakola döndüğünüzde bu sorunu bir şekilde hallederiz. Ama şu an çok rahat burası.
In the back, Jack.
Arka tarafta dostum.
Doc, do you remember way back when, the night Harry called you in to examine Special Agent Dale Cooper at the Great Northern?
Doktor, bir zamanlar Harry'nin seni, Özel Ajan Dale Cooper'ı Great Northern'da muayene etmen için çağırdığı geceyi hatırlıyor musun?
That would mean that he... somehow miraculously survived a plane crash... in the Himalayas... and that, for some unknown reason, he waited 15 years to come back with no shoes and a tendency toward violence.
O zaman, Himalayalar'a düşen bir uçaktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş olması gerekir. Bilinmeyen bir sebepten ötürü de geri gelmek için 15 yıl bekleyip ayakkabısız ve şiddete meyilli bir şekilde dönmesi gerekir.
Not if I'm stuck in the courts trying to get back in Rand.
Rand'deki hakkımı mahkemelerde ararken olmaz.
The greatest thing that ever happened to Rand was the day Danny walked back through the door.
Rand'in başına gelen en güzel şey, Danny'nin kapıdan içeri girdiği gündü.
I've known for a while that you... indulged in the extra back pill.
Bir süredir kas gevşeticileri abarttığının farkındayım.
Oh, something about the, uh, treatment from the Hand made it so if I die, I can come back.
Ölürsem geri geleyim diye, El'in uyguladığı tedavi yüzünden.
Did I back the right child in this war or not?
Bu savaşta yanlış çocuğuma mı güvendim yoksa?
Ever since he... came back from the dead, it's like a... It's like a piece of his soul got left in the grave.
Ölümden döndüğünden beri sanki ruhunun bir parçası mezarda kalmış gibi.
We have some of the best doctors in the world. You'd be amazed at what they can stitch back together.
Doktorlarımızın neler başarabildiğini görsen şaşarsın.
No, it was... It was a mistake to think that anything could get in the way of the three of us taking back control of Rand.
Asıl üçümüzün, Rand'in kontrolünü yeniden alamayacağını düşünmek bir hataydı.
he stabs me in the back?
Niye onu kurtardığım anda beni sırtımdan bıçakladı?
Could you just ask one of your colleagues in the back if they can help us find our friend please?
Arka taraftaki meslektaşlarından birine sorabilir misin Dostumuzu bulmamıza yardım ederlerse lütfen?
Jack, It's not just a diamond. It's the key that unlock the Magadha treasures. We must get it back.
Jack, Jones'in mağaradan aldığı elmas Magadha hazinelerine ulaşmanın anahtarı.
But say you're my friend and shoot me in the back, the only angle I see is a fucking snake.
Ama sen dostum olduğunu söylüyorsun ve beni arkamdan vuruyorsun. Tek gördüğüm lanet bir yılan.
But if this friend shoots you in the back and you survive, is it okay to shoot him back?
Peki ya arkadaşın seni vurduktan sonra hayatta kalırsan senin de dönüp ateş etmen normal değil mi?
You stabbed the devil in the back and forced him back into the life that he had just left.
Şeytanı arkadan bıçakladın. ve O'nu terk ettiği hayata dönmeye zorladın.
Pull my gun, shoot you in the back, and die.
Silahı çek, Seni arkadan vur, ve öl.
Now back to you in the studio.
Şimdi stüdyoya dönüyoruz.
Get up on the fence, get back so they can get in.
Çitlere yaklaşın. Açılın, geçsinler.
Listen, I know that they're not allowed to leave the property, but I need their help in bringing back these horses.
Ama o atları geri getirmek için yardımlarına ihtiyacım var.
Oh, the-the ones in the back?
Arkamda mı?
You can just go back in. You signed the paper.
- Geri dönebilirsin.
- Oh, you're in the back office.
- Arka ofistesin.
One way or another, we all end up back together in the end.
Hepimiz ne kadar farklı olsak da, sonunda bir noktada buluşuruz.
If I can get these notes back to the British Intelligence in time it could stop millions more from dying.
Bu notları İngiliz İstihbârâtına vaktinde teslim edebilirsem milyonlarca insanın ölmesi engellenebilir.
I heard we lost you in one of your mission and here you are, back from the dead and I see you brought a friend.
Sizi görev sırasında kaybettiğimizi duymuştum ama dirilmekle kalmamış, bir de arkadaşınızı getirmişsiniz.
Maybe up here in business class you can afford to make decisions like that, but back there I kinda have to follow the rules.
Belki birinci sınıfta böyle kararlar verebilirsin ama arka tarafta kurallara uymak zorundayım.
Sorry for the bumpy ride back there, we're experiencing a small drop in cabin pressure, nothing to worry about.
Sarsıntı için özür dileriz... Kabin basıncında düşüş yaşadık. Endişelenecek bir şey yok.
They stabbed me in the back.
Beni arkamdan bıçaklayanlar.
Go back and wait in the car.
Git ve arabada bekle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]