Blackberry Çeviri Türkçe
402 parallel translation
It's blackberry.
Böğürtlenli.
The horse stumbled, and I fell into a blackberry bush.
At şaha kalktı. Böğürtlenlerin arasına düştüm.
Weldon said he fell in a blackberry patch.
Weldon böğürtlenlerin arasına düştüğünü söyledi.
Of all things, a blackberry patch.
Böğürtlenlerin arasına düşmüş!
And three quarts of medicinal blackberry brandy.
3 litre de tıbbi alkol.
Excuse me, do you have any blackberry jam?
Affedersiniz, herhangi bir tane böğürtlen reçeli var mı?
I've got other kinds but this is all the blackberry.
Başka çeşitleri var ama böğürtlen olarak hepsi bu.
I'll be happy here, you have all that blackberry jam.
Senin çok fazla böğürtlen reçelin var, burada mutlu olurum.
I threw out a whole new jar of blackberry jam.
Bir reçel kavonozunu olduğu gibi attım.
Martin loved blackberry jam.
Martin o reçeli severdi.
- No, Blackberry.
- Hayır, Blackberry.
That was a good idea of yours, Blackberry.
Çok iyi bir fikirdi, Blackberry.
Blackberry, Silver and Cowslip.
Blackberry, Silver ve Cowslip'i.
Blackberry!
Blackberry!
Blackberry, I want you to get Dandelion and meet me here after the others are asleep.
Blackberry, Dandelion'u da almanı... ve diğerleri uyurken burada benimle buluşmanı istiyorum.
Dandelion, Blackberry.
Dandelion, Blackberry.
Blackberry, this is where we leave you.
Blackberry, burada senden ayrılıyoruz.
Here, take on a BlackBerry.
Buna bir göz at.
Thick tomato soup, steak and kidney pudding, and washed it all down with a blackberry crumble.
Koyu domates çorbası, biftekli ve ciğerli börek. Ve ardından da böğürtlen yedi.
Old Mr. Gascoigne - - he's at it again - - steak-and-kidney pudding and blackberry crumble.
Yaşlı Bay Gascoigne yine aynı şeyi yapıyor. Biftekli ve ciğerli börekle böğürtlen sipariş etti.
Well, I'm afraid he's eaten his last blackberry crumble.
Korkarım ki adam son böğürtlenini yemiş.
That Saturday evening, Henry Gascoigne finished his meal with a blackbird, or, rather, the blackberry crumble.
O Cumartesi akşamı, Henry Gascoigne yemeğini karatavukla bitirdi.
Now, the juice of the blackberry leaves a dark stain, and yet the teeth of Henry Gascoigne
Böğürtlen özü koyu bir leke bırakır.
I'll drop in tomorrow with som'ore blackberry tea.
- Yarın yine uğrayıp siyah çay getiririm. - Çok teşekkür ederim.
- Did blackberry do the trick, then?
- Böğürtlen işe yaradı mı? - Kesinlikle yaradı, Mösyö.
To that end, I've made a survey of the local area and put together this map of all the blackberry hedgerows in and around the village boundary.
Bu maksatla, yerel alan araştırması yaptım ve köy sınırı içindeki ve etrafındaki tüm böğürtlen çitlerinin haritasını oluşturdum.
Blueberry, blackberry.
Yabanmersinli, böğürtlenli...
- Blackberry, boysenberry.
- Böğürtlenli, frambuazlı.
It was my first- - and last- - blackberry schnapps.
Benim ilk... ve son... böğürtlen likörümdü.
I've seen sweet fern work miracles, but Culpepper suggests blackberry and red cedar.
Tatlı "aşk merdiveni" nin mucizeler yarattığını görmüştüm ama Şifa Kitabı böğürtlen ve "kızıl dağservisi" ni öneriyor.
We have Earl Grey, English Breakfast, Cinnamon Stick Chamomile, Mint Medley, Blackberry and
Elimizde çay, İngiliz kahvaltısı, tarçın papatya, karışık nane, böğürtlen ve...
We have Earl Grey, English Breakfast, Cinnamon Stick Chamomile, Mint Medley, Blackberry and- -
Elimizde çay, Ýngiliz kahvaltısı, tarçın papatya, karışık nane, böğürtlen ve...
It's blackberry currant.
Böğürtlenli kuşüzümlü reçel.
Whether he's on his way to town to purchase grain, or he's shearing his sheep, he always looks his best in his blueberry work shirt and his blackberry suit.
Kasabaya tahıl almaya giderken de koyunlarını kırparken de iş gömleği ve takım elbisesi içinde her daim şık görünür.
# The lamb is caught in the blackberry patch
Kuzu böğürtlen tarlasında yakalandı.
- Blackberry.
- Böğürtlenli.
Men in Blackberry pie.
Böğürtlenli kek yemek istiyorum.
Can almost taste that blackberry pie already.
Pastanın kokusunu alır gibiyim.
The lamb is caught in the blackberry patch
Kuzu böğürtlen tarlasında yakalandı.
- lt's blackberry.
- Ahududu.
I thought your drink was a blackberry julep with a baby aspirin chaser.
Senin böğürtlen suyuyla karıştırılmış bebek aspirini içtiğini sanıyordum.
You want a blackberry, honey?
Böğürtlen ister misin tatlım?
Have a blackberry.
Böğürtlen ye.
Have a blackberry, Holden!
Neden yemiyorsun Holden!
- Peach and blackberry.
- Şeftali ve böğürtlen.
Now... if I have ten jars of blackberry jam and I take away three how many do I have left?
On kavanoz böğürtlen reçelim varsa, bunlardan üç tanesini ayırırsam, ... geriye kaç tane kalır?
Later, on her lunch hour, Miranda checked her Blackberry.
Öğlen tatilinde Miranda Blackberry'sini kontrol etti.
I wouldn't ordinarily do this but I'm dying to try my new Blackberry.
Oh, tamam tamam. Normalde bunu yapmam ama yeni Blackberry'mi denemek için ölüyorum.
I checked my Blackberry first thing this morning... and there was this message right here.
Sabah ilk iş olarak telefonumu kontrol ettim ve orada bir mesaj vardı.
Blackberry
- Büyükannemin spesyali.
Sweet N Low, non-dairy creamer, small grape fruit juice, three eggs, yolks firm, not hard, bacon, crisp, hash browns, dry wheat toast, butter on the side... and a portion of your famous blackberry jam.
Taze olsun. Tatlandırıcılı, sütsüz. Krema olsun,
black 1269
blackmail 201
blackbird 40
blackie 65
blackjack 50
blackout 28
blacky 27
blackstone 17
blackwell 20
blacksmith 37
blackmail 201
blackbird 40
blackie 65
blackjack 50
blackout 28
blacky 27
blackstone 17
blackwell 20
blacksmith 37
blacks 28
blackouts 25
blackbeard 20
blackburn 31
black ops 30
black and white 65
black hair 47
black tie 18
black hole 22
black swan 17
blackouts 25
blackbeard 20
blackburn 31
black ops 30
black and white 65
black hair 47
black tie 18
black hole 22
black swan 17
black eyes 26
black guy 29
black coffee 31
black man 25
black sheep 26
black holes 21
black magic 26
blackham 22
black market 29
black or white 39
black guy 29
black coffee 31
black man 25
black sheep 26
black holes 21
black magic 26
blackham 22
black market 29
black or white 39