English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But not impossible

But not impossible Çeviri Türkçe

284 parallel translation
Hard, but not impossible.
Zor, ama imkansız değil.
Difficult, but not impossible.
Zor, ama imkansız değil.
But not impossible.
Ama imkansız değil.
The way may be difficult but not impossible.
Bu yol zor olabilir ama imkansız değil.
Unconventional, but not impossible.
Geleneklere uymaz, fakat imkansız değil.
It will be difficult, but not impossible.
Zor olacak, ama imkansιz değil.
- But not impossible.
- Ama imkansız değil.
But not impossible.
Ama olanaksız değil.
Difficult and dangerous, perhaps, but not impossible.
Zor ve tehlikeli de olabilir, ama imkansız olamaz.
Difficult, Lieutenant Starbuck, but not impossible.
Zor, Teğmen Starbuck ama imkânsız değil.
Difficult, Lieutenant Starbuck, but not impossible.
Zor, Teğmen Starbuck ama imkansız değil.
No, it is quite difficult, but not impossible.
Zor bir ihtimal, ama imkansız da değil.
Difficult, but not impossible.
Zor ama imkansız değil.
Strategically, the planet's location would make it difficult to maintain adequate supply lines but not impossible.
Stratejik olarak, gezegenin konumu yeterli besin tedarik hattını korumayı zorlaştıracak ama imkansız değil.
Not easy to catch, but not impossible. - Xena, right?
Yakalaması kolay değil, ama imkansız da değil.
Unlikely but not impossible.
Olası olmasa da imkansız değil.
I don't know what the difficulty is but I can assure you, that the word "impossible" is not in the vocabulary of Matuschek and Company.
Sorun ne bilmiyorum ama sizi temin ederim ki "imkansız" kelimesi Matuschek ve Ortakları'nın sözlüğünde bulunmaz.
I wish I could be not sorry but it's impossible when you live with a man you love so long.
Keşke üzülmesem ama sevdiğin adamla bu kadar uzun zaman yaşadıktan sonra imkansız.
It's not far but still it's impossible
Uzak değil Fakat halen daha imkansız
It's not only not impossible, but even totally...
Bu imkansız bile olmamasının dışında tamamen...
I always blamed Ken, but I guess it was my fault too, not understanding what made him seem so mean and impossible.
Hep, Ken'i suçladım. Ama sanırım onun bu kadar kötü... ve çekilmez olma sebebini anlamayarak benim de hatam oldu.
Or isn't this something you've worked out not to help me remember... but to make it impossible for me to?
Yoksa bu hatırlamama yardımcı olan bir şey değil de hatırlayamamam için bir şey mi?
You will have to answer directly but not commit your emperor to impossible conditions.
Direkt yanıtlar vermeniz gerek ama imparatorunuzu imkânsız taahhütler altına sokmadan.
Impossible for spacecrafts, but not for people.
Uzay araçları için imkansız ama insanlar için değil.
I'm sorry, but I'm not going on such an impossible mission.
Üzgünüm ama böylesine imkansız bir görevin içinde olacak değilim.
But not Spock. lt's impossible.
Ama Spock asla. Bu imkansız.
But it's impossible to learn not to learn.
Ancak, öğrenmemeyi öğrenmek imkansız.
But not impossible, Mr. Spock.
Ama imkansız değil, Mr. Spock.
But if the tranquilliser does not function, which is clearly impossible, then a radical alteration of our thought patterns must be in order.
Ancak uyuşturucu işte fonksiyon göstermiyorsa, o zaman düşünce kalıplarımızda bir değişiklik olmuş olmalı.
The trouble with your theory is not only is it very tenuous, but it's impossible to prove, isn't it?
Teorinizin yanlışlığı sadece sağlam temelli olmamasında değil, aynı zamanda kanıtlanması imkansız, değil mi?
Well, on careful consideration... it's not easy... but it's not impossible.
Tabii, iyi düşünüldüğünde kolay değil ama olanaksız da değil.
Well, it might be difficult, but it's not impossible.
Zor olabilir, ama imkansız değil.
It is impossible for me but not for you, they keep an eye on me.
Benim için imkansız ama senin için değil, gözleri hep benim üstümde.
Thank you, Markus, but it's impossible. And not because of Bronski.
Teşşekkür ederim, Markus, ama bu imkansız,... ve bunun nedeni Bronski'den kaynaklanmıyor.
Not that it's impossible, but it's unnecessary.
İmkansız olduğundan değil, gereksiz olduğundan.
Not so sure... animal innocence may be a trick for getting around censorship, but perhaps also the mirror of an impossible reconciliation.
O kadar emin olmayin... hayvan masumiyeti sansürü atlatmak için bir numara olabilir ;
It is impossible not believe. But it exists.
Olamaz.
Closing my eyes is not a problem, but to hold my breath for her... that's impossible!
Gözlerimi kapatmak sorun değil, ama onun için nefesimi tutmak... O, imkansız!
I'm not against factories, but it's impossible here.
Fabrikalara karşı değilim, ama burada imkansız.
Remarkable but we must not confuse the unlikely with the impossible.
Kayda değer ancak muhtemel olmayan ile imkansızı karıştırmamak gerek.
It's rare, but it's not impossible.
Bu nadir, ama imkansız değil.
But the kind of intimate acts, oral and what not, that could be particularly hard for a trusting young wife to forgive and impossible to forget.
oral ve benzeri yakin hareketler, ozellikle guven duyan genc bir es icin cok zor ve unutulmasi gercekten imkansiz olabilir.
Impossible for us maybe, but not for you.
Belki bizim için imkansız ama senin için değil.
Not impossible, but harder.
İmkansız değildi, fakat daha zordu.
Well, but if it's impossible not to dance, let us dance, then.
Madem dans etmemek mümkün değilmiş, o zaman dans edelim.
It's not impossible to trace, but it'll take time.
Saptanması imkansız değildir, ama zaman alır.
It's far-fetched, but it's not impossible.
Çok zorlama ama imkansız değil.
Yes? I have run every test on this cold fusion formula... and must conclude it is not merely incomplete... but rather... impossible.
Soğuk füzyon formülü üzerinde her testi yaptım ve, sonuç şu ki formül sadece yarım değil, aynı zamanda imkansız da.
But it's not impossible with her.
Ama rahibe olmak onun için imkansız değil.
The probability of our being rescued is low, but not statistically impossible.
Buradan kurtarılabilmemiz muhtemelen çok düşük, ama istatistikî olarak imkânsız değil.
But it's not impossible.
Ama bu imkânsız da değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]