But not yours Çeviri Türkçe
591 parallel translation
But not yours.
Ama seninkini tanımıyorum.
But not yours.
Ama sensiz.
But not yours, it's too disgusting.
- Ama seninkini değil, iğrendiriyorsun.
Yes, mine, but not yours.
Tamam işte, seni değil beni ilgilendirir.
I'm not staying in this cursed spot, but if ever i can do you or yours a hurt i will.
Ama size zarar verebileceğim, anda bunu hemen zevkle yapacağım.
But it's not because I'm worried by any threats of yours.
Ama bu tehditlerinden çekindiğim için değil.
It's unfortunate, but for my own comfort and peace, and certainly for yours, don't you think you might find some excuse not to come here any more?
Büyük talihsizlik, ama hem benim hem de sizin rahat ve huzurunuz için buraya gelmemek için bir bahane bulamaz mısınız?
You may not know it, but I've been an admirer of yours for a great many years.
Sen farkında olmayabilirsin ama, ben uzun yıllardır... senin hayranlarından biriyim.
But I feel I could not come at all without madame's approval as well as yours.
Ama madam, sanırım sizin gibi beni uygun bulmuyor.
But it's my fault as much as yours for not having understood...
Ama anlamadığım için senin kadar ben de kabahatliyim.
Maybe not, but a friend of yours will.
Olabilir ama bir arkadaşın kalacak.
I was recommended to the father by a friend but he placed the child in my care, not in yours.
Bir arkadaşım kızın babasına beni önermiş ama o da çocuğa benim bakmamı istedi, senin değil.
Not a shrew like yours, Delorme, nor a righteous biddy like Mrs. Maquet, but a woman.
Ne sizinki gibi cadaloz, Delorme ne de doğrucu bir geveze kadın olan Bayan Maquet gibi.
They're not yours Mrs. Pattridge but recently enough so that no dust has had time to settle on the imprints.
Bunlar size ait değil, Bayan Pattridge, oldukça yakın zamanda olmuş, çünkü izlerin üzerinde henüz hiç toz bulunmuyor.
There are many things a man will do... but betrayal for a price is not one of yours.
Bir erkek çok şey yapabilir... ama kendini satmak sizin yapacağınız iş değil.
Use your charms - not just your feminine charms, but that magical charm of yours.
Cazibeni kullan, seninki sadece kadınsı bir cazibe değil. Sende büyülü bir şey var.
Not much, but all yours.
Fazla yok ama hepsi sizindir.
That razor's not as sharp as it was, but it's yours.
Jilet eskisi kadar keskin değil, ama senin.
But that's no concern of yours. Not any more.
Ama bu senin işin değil.
He's yours, but you're not getting any bargain.
O senin, fakat indirim yapmayacağım.
No, not exactly, but we have a little apartment here that's probably about as popular as yours.
Hayır ama burada da muhtemelen seninki kadar popüler küçük bir dairemiz var.
You're not worried because yours are boys, but...
Sen endişelenmiyorsun çünkü çocuklarının hepsi erkek, ama...
Small, not palatial like yours, But homely, very...
Küçük. Sizinki kadar renkli değil.Ama sıcak bir yuva.
Well, not for my sake entirely, but for yours.
Tam olarak benim için değil de kendin için.
But if I'm not back by midnight the money's all yours, boys.
Eğer geceyarısına kadar dönmezsem paranın hepsi sizindir, çocuklar.
It's not much, but it's yours.
Fazla bir şey değil, ama senindir.
And for last time, it's not my party, but yours. And you are going.
Son kez söylüyorum, parti benim değil, senin ve tabii ki katılacaksın.
She's a big fan of yours but it's not true, because she doesn't speak a word of Italian.
Senin en büyük hayranlarından. Öyle mi? Ne hoş.
But that's my brother's fault, not yours.
Ama bu kardeşimin suçu, sizin değil.
God is forgiving, but it's not God's forgiveness I beg, it is yours.
Tanrı affedicidir, ama ben tanrıdan değil, sizden af diliyorum.
But this time with my methods, not with yours.
Ama bu sefer benim yöntemimi kullanacağız, seninkini değil.
But if you are not at Sagrajas... we shall consider you and yours our enemies!
Ama Sagrajas'ta bize katılmazsan... seni ve dostlarını düşmanlarımız olarak addedeceğiz!
If you want to come back on the road, the money is yours but not if you want to give it to Fats.
Tekrar yola düşmek istersen para senindir. Ama Semiz'e kaptıracak para yok bende.
In exactly three minutes I shall be back on stage on cue, but you, I'm sorry to say, will not be answering yours.
3 dakika sonra çağrı geldiğinde sahnede olacağım, ama siz ne yazık ki çağrıya yanıt veremeyeceksiniz.
But not for his sake. For yours.
Sizin hatırınıza.
Granted, this may not be the best possible advertisement... but Frank Towns is probably one of the few really great pilots... left in this push-button world of yours.
Frank Towns en iyi pilotlardandır Onun sayesinde hayattayız
I know not why you've made our cause yours, but...
Neden davamızı kendi davan yaptığını bilmiyorum... - Farkeder mi? Farkeder.
But not a friend of yours?
Ama senin değil.
Colonel, you might be able to buffalo these candy-striped officers of yours... but not me.
Albay, belki bu subaycıklarınızla Bufalo avlayabilirsiniz... ama beni değil.
They might not be pretty... but any one of mine is worth 10 of yours.
Çirkin olabilirler ama... ´... biri senin 10 askerine bedeldir.
Not his words, but yours are nonsense!
Onun söyledikleri değil seninkiler saçmalık!
That map's not as heavy as yours, but it's the real thing.
Bu harita seninki kadar ağır değil, ama asıl değerli olan bu.
It's not only for my family, but for yours too, and the rest of our kin.
Sadece kendi ailemin iyiliği için değil, aynı zamanda sizinkiler ve geri kalan bütün akrabalar için.
" Lady van Hosmere, it's our cottage. Not my cottage, not yours, but ours.
" Leydi van Hosmere, bu minik ev benim değil, senin değil, bizim.
I am not concerned with Mr. Bell ´ s behavior, but yours.
Beni, sizin davranışınız ilgilendiriyor.
But if you continue on this course of confusing, inexplicable behaviour... lt's my concern, not yours.
Ama bu karışık açıklanamaz davranışlarınız devam ederse... Bu benim sorunumdur, sizin değil.
Why let not old Bill do the job? He may not have your light touch but his price is cheaper than yours.
Kesinlikle seninki gibi eli hafif değil ama ücreti seninkinden daha az.
But they won't take mine, and I'm not going to take yours.
Ama benimkini etmezler, ben de seninkini etmeyeceğim.
I don't know exactly who Andy's father is and I don't care but I did my arithmetic and he's not yours.
Andy'nin babası kim, kesin olarak bilmiyorum, umurumda da değil ama... yaptığım hesaplamalara göre... babası sen değilsin.
But it's not yours anymore!
O artık senin değil!
Join us at Sagrajas and we will annul your banishment and return your lands, but if you are not at Sagrajas, we shall consider you and yours our enemies.
Don Rodrigo! Sagrajas'ta bize katılacaksın. Sürgün cezanı feshedeceğiz ve topraklarına dönmene izin vereceğiz.
but not today 139
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not now 180
but not 178
but not me 232
but not yet 76
but nothing serious 18
but not too much 51
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not now 180
but not 178
but not me 232
but not yet 76
but nothing serious 18
but not too much 51