But not you Çeviri Türkçe
51,697 parallel translation
I'd say let us know what you find out but you're not allowed to do that anymore, are you?
Bize ne bulduğunu söyle derdim artık bunun için iznin yok, değil mi?
You may not like to hear it, but orders are orders.
Bunu duymak hoşuna gitmeyebilir ama emir emirdir.
But not because of you or the Shadowhunters.
Ama senin ya da Gölge Avcıları yüzünden değil.
But, knowing him as you did and not withstanding his issues..... is it something now you could contemplate he could have done?
Ancak tanıdığınız, sorunlarıyla baş edemeyen biri olarak şimdi eşinizin böyle bir şey yapmış olabileceğini düşünüyor musunuz?
All right, I'll tell you, but... I'd prefer not to talk about it afterwards...
Pekala sana söyleyeceğim, ama sonra bir daha konuyu açmayalım...
Well, it'll have secure units, but it's not a prison, so I imagine if you wanted to get out, you could.
Güvenlik ekibi vardır ama hapishane değil sonuçta. Bence çıkmak istersen çıkarsın.
- But you've not been there?
- Oraya gitmedin mi?
As I said, Colin, you're obviously not being arrested, but you will be questioned under caution, so would you like a solicitor present?
Söylediğim gibi Colin, tutuklu değilsin ama gözetim altında sorgulanabilirsin. Avukatın gelsin ister misin?
I do, 100 %, but... .. there's still stuff that you're not telling me, stuff you've never told me.
Kesinlikle biliyorum ama hala bana söylemediğin hiç bahsetmediğin şeyler var.
But it wasn't strategic violence, not like you cracking that guy's head because he messed with your stuff.
Ama stratejik şiddet değildi. İşinize bulaştı diye kafasını kırdığınız adam gibi değil yani.
You call yourself a "man of the system," but I'm not.
Kendinize "sistemin insanı" diyorsunuz ama ben değilim.
You wanna go flat-out, the Roci can handle it, but you gotta understand, you burn like that, at some point, we're not gonna be around to enjoy the ride.
Son hızla gitmek istiyorsan Roci altından kalkabilir fakat şunu anlamalısın ki yola böyle devam edersen yolculuğun tadını çıkaramayacağımız bir an gelebilir.
But, hey, I need you to know, whatever happens, wherever you go, you're not going to do it alone.
Ve şunu bilmelisin ki ne olursa olsun, nereye gidersen git yalnız olmayacaksın.
But now I'm getting the feeling that you're not being straight with me.
Ama şimdi hissi alıyorum Bana karşı düz değilsin.
But if we don't start cracking down on these undocumented boyfriends, then pretty soon, I tell you what, we're not gonna have an apartment left.
Ama resmi kaydı bulunmayan sevgililer konusunda sıkı önlemler almazsak yakın zamanda başımıza gelecek şey belli. Elimizde bir daire kalmayacak.
I was afraid of the distance, but, you know, it is not that bad.
Mesafe gözümü korkutuyordu. Ama o kadar da kötü değil.
Yeah, I get that that's the way you want to run it, but I'm not gonna compromise the truth.
Böyle yayınlamak istediğini anlıyorum ama gerçeği saptırmayacağım.
But, just so you know, I'm not gonna fall for that.
Ama bilgin olsun, ben bunları yemem.
It's not your life I want but your soul... Sinless and of free will that you must enter.
Canını değil, ruhunu istiyorum günahsız ve özgür iradenle girmelisin.
I know you're not a fan, but it just...
Buna bayılmadığını biliyorum ama...
I hope you're not mad, but Stevie's my dog, too.
Umarım kızmamışsındır ama Stevie benim de köpeğim.
Maybe not you in the literal sense. But the part of me that's like you... just couldn't handle marriage.
Gerçek anlamda senin yüzünden değildi ama sana benzeyen tarafım evliliği kaldıramadı.
It's hard for me to bring this up in person, and it might be better to just not mention it, but please know that I love you.
Bunu yüz yüze söylemek zor geliyor. Belki söylememek en iyisidir ama seni sevdiğimi bil lütfen.
But you know, for what it's worth, maybe Sidney's not as bad as we thought.
Ama ne olursa olsun Sidney, düşündüğümüz kadar kötü olmayabilir.
But because you're a valued customer and because we've had these issues, there's not gonna be any charge for this.
Ama sen çünkü Değerli bir müşteri ve Çünkü biz bu sorunları yaşadık, Bunun için herhangi bir ücret alınmayacak.
But you're not behind it, Richard.
Ama sen arkasında değilsin Richard.
Don't like you, but you're not bad.
- Sevmiyorum da ama fena değilsin.
But you're not here to be queen of the ashes.
Ama siz küllerin kraliçesi olmaya gelmediniz.
You have many enemies, my king, but I swear to you, I'm not one of them.
Çok fazla düşmanın var kralım ama yemin olsun ben onlardan biri değilim.
But you're not.
Anlamadılar.
Order a Manhattan, God knows what you're going to get, but you order gin and tonic, Jack and Coke, it's not just a name.
Bir Manhattan istesen, Allah bilir ne gelir. Ama cin tonik istersen, tıpkı viski kola gibi.
You are but a man, not even one I should remember.
Altı üstü bir insansın. Hatta bir daha hatırlamayacağım bir insan.
I think I fucked you over, but I did not mean to fuck you over.
Sana yavşaklık yaptım ama niyetim yavşaklık yapmak değildi.
But to be honest, I didn't see you, not clearly, not like this here now in person.
Ama dürüst olmak gerekirse seni görmedim. Açıkça değil, şimdi burada şahsen böyle değil.
But at least you were not waiting to hang in an English prison.
Ama en azından İngiltere'de bir hapishanede idam edilmeyi beklemiyorsun.
But especially not you.
Sen çok daha iyisin.
But don't let your hatred of me turn you into something you're not.
Fakat bana duyduğun nefret seni başka birine dönüştürmesin. Dönüştürürse ne olur Jim?
I even forgive you, but-but killing me is not the way.
Hatta seni affediyorum ama bunun yolu beni öldürmek değil.
Yes, but that is not why you should look at this.
Evet ama bakman gerekmesinin sebebi bu değil.
You did not love me back, but that's not why I'm here.
Sevgime karşılık vermedin. Ama bu yüzden burada değilim.
And you're not gonna believe this, but the people responsible are this shadowy organization that run the whole of Gotham, they're, they're called...
Ve inanmayacaksınız ama kaçıranlar bütün Gotham'ı yöneten gizli bir örgüt. - Adları da...
I buried Jim Gordon alive in a location that you might find if you looked long enough, but certainly not before he runs out of air.
Jim Gordon'u yeterince uzun bakarsanız bulabileceğiniz fakat kesinlikle havası bitmeden önce bulamayacağınız bir yere diri diri gömdüm.
He's weak, Bruce, but you are not.
O zayıf, Bruce fakat sen değilsin.
But it's not like you gave me a choice!
Ama başka seçenek bırakmadın!
But you're not sure.
- Ama emin değilsin.
I could not defeat Solovar in combat, but you could.
Solovar'ı dövüşte ben yenemezdim ama sen yenebilirdin.
As much as I hate these gorillas, especially Grodd, if you kill him, the other ones might stand down, but you might not be able to come back from this, Barry.
- Bu gorillerden, özellikle de Grodd'dan her ne kadar nefret etsem de, eğer onu öldürürseniz diğerleri geri çekilebilir ama bu işin geri dönüşü olmayabilir Barry.
But you're not concerned, are you?
- Ama bu seni kaygılandırmıyor, değil mi?
But I thought that you were asking me purely out of love, not fear.
Ama korku değil, sevgi yüzünden teklif ettiğini sanıyordum.
I alone have to save you in the future, and I'm going to, but not by changing it. By embracing it.
Gelecekte seni kurtarması gereken kişi benim ve bunu, geleceği değiştirerek yapmayacağım onu kabullenerek yapacağım.
That he's unstoppable, that he was the first speedster, and that you defeat him, but not until after he takes what matters the most to you...
Durdurulamaz olduğunu, ilk hızcı olduğunu ve onu alt edeceğini ama önce en değer verdiğin şeyi elinden alacağını.
but not yours 20
but not today 139
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not now 180
but not me 232
but not 178
but not yet 76
but not too much 51
but not today 139
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not now 180
but not me 232
but not 178
but not yet 76
but not too much 51