English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But soon

But soon Çeviri Türkçe

5,237 parallel translation
Wash dishes, but soon will be in the kitchen.
Buşalık yıkıyorum, ama yakında mutafağa geçeceğim.
But soon I think more, no?
Ama yakında daha fazla olur mu?
But soon she'll be frozen.
Ama yakında o donmuş olacak.
Yeah, carpool got off to a bit of a rocky start, but soon we fell into a rhythm.
Ortak arabaya başlamak biraz zordur ama düzene hemen girersiniz.
Yes, $ 250,000 was deposited into my IRA. But as soon as I saw that, I changed my passwords and I reported it.
Evet, Bireysel Emeklilik hesabıma 250 bin dolar geldi ama gördüğüm gibi şifrelerimi değiştirdim ve rapor ettim.
And you're, and you're not gonna have to leave tonight, but you got to go soon.
Ve sen, ve sen bu gece gitmek zorunda kalmayacaksın. Ama yakında gitmelisin.
You are safe to go now, but I will see you very soon.
Artık giderken güvendesin lakin yakında görüşeceğiz.
But as soon as we're done having sex, we are having that fight!
Ama seks biter bitmez o kavgayı yapacağız.
No, but I probably should soon.
Hayir, ama yakin zamanda sevismem gerekecek.
But we'll hear from Moriarty soon enough.
Ama yakında Moriarty'den haber alırız.
It's too soon to tell, sir, but with the intakes down, we've lost our ability to cool the engine oil for the mains.
Konuşmak için henüz çok erken efendim ama deniz suyu olmadan makine yağını soğutamayız.
But, you know, pretty soon, it will feel quite natural to you, to always be on top.
Ama çok yakında, her zaman tepede olmak senin için doğal bir şey olmaya başlayacak.
It's too soon to know, but it's a place to start.
- Bunu söylemek için erken ama iyi bir başlangıç noktası.
Knowing that his daughter will soon be an orphan really makes me sad, but do not translate that.
Kızının yakında yetim kalacağını bilmek beni gerçekten üzüyor, ama bunu çevirme.
But as soon as he's done, he'll just, uh, pop right over.
İşi biter bitmez hemen oraya gelecekmiş.
I could do that for you but I think the third episode is too soon, you know?
Bunu senin için yapabilirim, Hastag. ... ama sanırım üçüncü bölüme çok az kaldı değil mi?
But if you wait around, you'll soon see.
Ama beklersen, görürsün.
But I'm sure as soon as he gets the results, he'll come and tell us.
Ama ben emin kısa sürede osonuçlar alır gibi değilim O gelip bizi anlatacağım.
- Well, soon you'll knock up your first ghetto girl and ditch her. But, you get to my age, you get perspective.
Ama benim yaşıma gelince, bir bakış açın oluyor.
I can't. But I will be able to soon, I promise you.
Ama söz veriyorum yakında geleceğim.
But you call me soon as you got anything.
Ama bir şey bulur bulmaz, beni ara. Anlaştık mı?
This isn't a war yet, but it could be soon... unless the guns are replaced with diplomacy.
Daha savaş çıkmadı ama silahların yerini diplomasi almazsa yakında başlayabilir.
I know you don't want to hear this from me, Elizabeth, but it only takes three minutes in a car to know that you came back too soon.
Bunu benden duymak istemediğini biliyorum, Elizabeth ama arabada geçirdiğimiz o üç dakika bile sahaya erken döndüğünü belli etmeye yetti.
But if we don't figure out something soon, we're going to need to find a better place to keep him.
Ama bir an önce bir şey bulmazsak onu tutacak daha iyi bir yer bulmamız gerekecek.
Go tell everyone we have to leave a soon as possible, but don't mention Ryan Hardy to Joe or Emma or that other- - whatever the hell her name is-
Biz sahip herkese söyle, kısa sürede bırakın ancak söz etmiyor Joe veya Emma Ryan Hardy ya da diğer - onun adı ne olursa olsun cehennem - Mandy.
You would be very welcome to join our little household, but I have it on the highest authority that the Doctor will be returning for you very soon.
Küçük ailemize katılmandan mutluluk duyarım ancak,... Doktor'un en yakın zamanda senin için döneceği konusunda bir istihbarat aldım.
But you need to remember that the King is also terrifying, and he will be home soon.
ama kralında korkutucu olduğunu aklınızdan çıkartmayın. ve yakında dönecek.
I don't understand what's going on here, but as soon as Winter gets back,
Burada neler dönüyor bilmiyorum ama Winter döner dönmez ona her şeyi anlatacağım.
- Soon, maybe. - But if we make...
- Belki yakin bir zamanda
But as soon as I do that, we are telling Brick.
Ama bunu yapar yapmaz, Brick'e söyleyeceğiz.
Single-celled organisms dominated the oceans, but some existed in colonies called "microbial mats," and the first multicellular organisms would soon evolve.
Tek hücreli canlılar okyanuslara hakim olsa da bazıları kolonileşerek mikrobik katmanları oluşturdular ve ilk çok hücreli organizmalar da çok yakın zamanda evrimleşecekti.
Soon I'll be leaving for my training, but I want you to come with me.
Yakında eğitimim için buradan ayrılacağım ama benimle gelmeni istiyorum.
I will have her soon again, but until then...
O kızı yakında getireceğim ama, o zamana kadar...
This may go in the category of "too soon," but ticket sales are way up.
Belki bunu söylemek için erken olabilir ama bilet satışları şahlanacaktır.
But I'm leaving soon.
Fakat yakında bırakıyorum.
I mean, not right now, but... maybe soon?
Demek istediğim, hemen şimdi değil, ama... Belki sonra?
We weren't, but we could've been. Well, as soon as he unveiled his "no cop talk" policy,
"Polis sohbeti yok" prensibini ortaya çıkarır çıkarmaz göçmüştüm.
She didn't know where but that she would try to get a message out soon.
Nerede olduğunu bilmediğini ama en kısa zamanda bir mesaj yollamaya çalışacağını söyledi.
But... if you write your name and number down, I will call you as soon as we get more in.
Ama adınızı ve numaranızı yazarsanız, elimize geçince sizi ararız.
Sorry. But I think we'll soon find Pyaari.
Üzgünüm, ama sanırım Pyaari'yi çok yakın bir zamanda bulacağız.
But this is coming to an end, it's gonna be over soon, we need to think about what's going to happen next.
Ama artık sona yaklaştık. Yakında her şey bitecek. Biz asıl bundan sonra ne olacağını düşünmeye başlamalıyız.
But I must sail soon to enact a great endeavor.
Ama yakında büyük bir mesele için yelken açmam gerekecek.
But I will be in touch very soon.
Çok yakında seninle görüşeceğiz.
But that could soon change, thanks to you.
Ama bu yakında değişebilir, senin sayende,
It was a mid-century knockoff, so I gave him an "A" for effort, but as soon as I lifted up one of the cushions,
1950'lerden kalma, çalıntı bir maldı. Ben de ona gayretleri için pek iyi verdim, Ama minderlerden birini kaldırınca...
But we'll need to make a decision soon. In 30 minutes, we'll be off the continent.
30 dakika içerisinde kıtanın dışına çıkmış olacağız.
- Okay, I'll do it, but as soon as Jess says I've got to go, I'm out.
Tamam eşlik edeceğim ama Jess beni çağırır çağırmaz giderim.
Oh, I simply think she wants me out of her castle as soon as possible, but, uh... for now, it's the best place for my boy.
Bence olabildiğince çabuk kalesinden gitmemi istediği için ödeme yaptı. Ama şu an için burası oğlu için en iyi yer.
I mean, look at Puck and Quinn. I mean, I have no idea what's going on there, nor do I know where her boyfriend ran off to, but it looks like we can be expecting another "accidental" pregnancy sometime soon.
Aralarında ne döndüğü konusunda hiçbir fikrim yok ya da erkek arkadaşı nereye gitti bilmiyorum ama sanırım yakın zamanda yeni bir kaza hamilelik bekleyebiliriz.
7 years ago. I don't have a current address yet, but fret not, my chickens, as soon as I do, I will hit you back.
Henüz geçerli bir adres elime geçmedi ama endişe etme, tavuklarım, bulur bulmaz döneceğim size.
All you can do is be patient while he's in this altered state, but he'll be back to his old self soon.
Bu durum devam ederken yapabileceğiniz tek şey sabretmek olacak. Yakın zamanda eski hâline dönecektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]