English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But then again

But then again Çeviri Türkçe

1,353 parallel translation
But then again, in life, you never do, do you?
Ama zaten yaşam içinde de hiç bilmezsiniz değil mi?
Truly amazing, but then again, it's in the renes.
Olağanüstüydün, dediğim gibi bu genlerinde var.
But then again, they have a very gifted teacher.
Ama yetenekli bir öğretmenleri var.
But then again so does she.
Ama diğer yandan ölmeyi de hak ediyor.
But then again, I could.
Fakat ardından
But then again, I shouldn't judge by appearance alone..
Yine de, dış görünüşle yargılamamam gerekirdi.
But then again... It's true that you decide. By the way...
Ama sonunda senin karar verdiğin bir gerçek.
But then again it's not my job to find out.
Ama bunu bulmak da benim görevim değil.
- But then again, that's what we want.
- Ama sonra tekrar, bu bizim istediğimiz şeydir.
Well, we could storm the hive, but then again, she'd probably just help them stop us.
Peki, biz kovan, fırtına ama olabilir sonra tekrar, muhtemelen sadece onları bize durdurmaya yardımcı olur.
But then again, I didn't believe in Nazi Martians... you know, not until I saw one myself.
Ama aynı zamanda Marslı Nazilere de inanmıyordum... biliyorsun, ta ki kendi gözlerimle görene kadar.
But then again, my ass has been spoiled.
Ama ne var ki, kıçımda çok şımardı.
I've had a few But then again
Bir kaç tane var ama sonra tekrar
But then again, 20 % / % of all pregnant women never feel nauseous.
Ama hamile kadınların % 20'si mide bulantısı hissetmez.
But then again, I didn't get a warm, cinematic embrace from anyone when I got to school either.
Ama öbür taraftan, Onunla hiç iyi bir ilişkim olmadı. Zaten okula aldığım kimseye sarılmamıştık
But then again, our spouses aren't here, are they?
Ama eşlerimiz burada değiller değil mi?
But then again, what do I know you know I'm just a kid.
Ama yine söyleyeyim, ben nereden bilirim? Ben daha bir çocuğum.
But then again, maybe you're just trying to throw me off the track.
Belki de beni inandırmak için para istiyorsundur.
But then again, when she was here, I just wanted to be free.
Ama buradayken özgür olmayı istiyordum.
But then again, I refuse to recognize most of the bush administration, so, I guess it all evens out.
Ama ben de Bush hükümetini büyük ölçüde kabul etmiyorum. Demek ki ödeştik.
From everything you say, Joe seems like a good guy- - a little weird, but then again, so are you.
Anlattıklarından Joe iyi biri gibi geliyor. Biraz tuhaf ama sen de öylesin zaten.
You're lucky no federal charges have been pressed... but then again, that could simply be a matter of time.
Henüz hiç federal suçlama yapılmadı şanslısın ama yine de bu bir zaman meselesi olabilir.
But then again, I wouldn't necessarily be the guy he'd tell.
Ama kaldı ki, tam olarak bunu söyleyeceği kişi ben olmazdım.
But then again, if you take away her monster strength, there's... her looks... her style... her assets... her influence...
Ama bekle.. O tuhaf gücünü bir yana bırakırsak Görünüşü, tarzı, mülkü, gücü!
But then again, she never approved of anything.
Ama o zaten hiçbir şeyi onaylamazdı.
But then again you'll have to deal with a lot of fear.
Ama orada bile Hala seni korkutan şeyle yüzleşmek zorunda olacaksın
But then again, I can never feel my feet.
Ama ben zaten ayağımı hiç hissetmem.
But then again, maybe someone has a birthday coming up, and I'm just trying to surprise her.
Ama belki de birinin doğum günüydü ve ona sürpriz yapmak istedim.
- But then again, perhaps I won't.
- Belki de gitmem.
You know? It's like, I'm a killer, but then again I'm not.
Yani ben bir katilim ama diğer yandan da değilim.
But your parents... Barging in like that and then running off again...
Ama senin ailen..... burnunu sokup hemen kaçtılar.
When you start playing it right, we can all call it a day, but when you play it sloppy like you been doing, then we're gonna do it again and again until we get it right.
Belki sen doğru çalmaya başladığında bugün bitirebiliriz. Ama tüm öğleden sonra yaptığın gibi berbat çaldığın sürece doğru olana kadar yeniden ve ve yeniden yapmamız gerekecek.
Well, we had lost contact, then we met again in the lift, but she was in a hurry.
Şey, irtibatı kaybettik, sonra tekrar asansörde karşılaştık ama acelesi vardı.
Then get to know the person that you loved all over again - just to learn she is not who she once was but bitter - Looking for compensation for the years she sacrificed.
Sonra da bir zamanlar sevdiğin şimdi ise feda ettiği yılların karşılığını isteyen kişiyi en baştan tanımaya başla.
And it was all because I turned away from Jesus lt was hell, but then he found me and he made me well again
Çünkü İsa'yı unutmuştum. Cehennemden farksızdı. Ama sonra İsa buldu beni ve yeniden iyi etti.
Then they planted the seeds again, but they don't grow in a day
Daha sonra tohumları yeniden ektiler, Ama bir günde büyümüyorlar.
But, then again...
Bununla beraber- -
Then she said "Again, but I'll do it to you"
Sonra "Tekrar, ama ben sana yapıcam" dedi.
But then you'll discover again it wasn't love
Ama sonra yine farkına varacaksın ki o da aşk değilmiş.
But then I'll never be able to see you again!
Ama o zaman sizi bir daha asla göremem ki!
I was the one that was supposed to take that polygraph test, and then I just turned on him... and then this happened, but never again, okay?
O yalan makinesi testine girmesi gereken bendim ama ona sırtımı döndüm ve şimdi de bu oldu, ama bir daha asla.
I mean, not that I'm okay with you stealing my stuff, but those earrings really do look amazing on you. Then again, what wouldn't?
Sonra tekrar, ne değil mi?
She can't tell you the formula to her explosive, but, then again, she can't rememberwho buried her in Rock creek park.
Size patlayıcının formülünü veremez. Ayıca onu Rock Creek Parkı'na kimin gömdüğünü de hatırlamıyor.
Well, then I'll have no choice... but to have him committed again to Belle Reve.
O zaman onu Belle Reve'e tekrar kapattırmaktan başka çarem kalmaz. Bu sefer kalıcı olur.
Um... we met, and I tried to give him a present, but he began ranting again about how CeIenk was trying to have him killed, and then he stormed out.
Buluştuk ve ona bir hediye vermeye çalıştım. Fakat o Celenk'in onu nasıl öldürtmeye çalıştığı hakkında ateş püskürerek konuşmaya başladı. Ve sonra öfkeyle çıkıp gitti.
Well, lately the dating scene's been a little stale, but... then again I am marooned on a spaceship.
Evet, son zamanlarda randevu defterim biraz eskidi, ama yine gemide terkedilmiş haldeyim.
But, then again, if they weren't out there doing those things... you wouldn't have a job, would you?
Ama bir daha düşünürsen, eğer insanlar o tarz kötü şeyleri yapmasa, şu anda bir işin de olmazdı, değil mi?
Yeah, but, then again, he can take himself.
Evet ama o yine de kendini götürebilir.
The sides are still closed. But then comes back to England as a blue wave. Mortenson again, turns, open space and kicks.
Hala canla başla mücadele ediyorlar ve hala iki tarafın da kazanma şansı oldukça yüksek
But, then again, you already knew that. didn't you. John?
Ama sen zaten bunu biliyordun.Değil mi John?
but, then again, you do have a lot of self-imposed limitations here.
ama gördüm ki kişisel yeteneklerin varmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]