Enjoy the moment Çeviri Türkçe
137 parallel translation
You have to enjoy the moment.
Bu anın tadını çıkar.
Oh, come on, sir. Enjoy the moment.
Hadi efendim, keyfini çıkarın.
I will enjoy the moment when we reach the bridge and when we find the bridge intact.
Köprüye ulaşıp, onu bütün halde bulduğumuzda... keyfini çıkaracağım.
Can't you even let me enjoy the moment?
Şu anın tadını çıkarmama izin veremez misin?
Can't you for once just let me enjoy the moment?
Bırak da bu anın tadını çıkarayım.
Enjoy the moment.
Keyfini çıkar.
Just enjoy the moment.
Şu anın tadını çıkar.
John. "Enjoy the moment."
John, "anın" keyfini çıkart.
Enjoy the moment, after people see the stupid things they're gonna do... next election is ours.
Anın tadını çıkarın, insanlar yapacakları salaklıkları gördükten sonra... bir sonraki seçim bize oy verecek.
It's a celebration, everyone's happy and wants to enjoy the moment.
Uygulamadığınız kararlar çıkarıp duruyoruz.
You think about what others think. You never enjoy the moment.
Seninle ilgili düşünceleri çok takıp anın tadını asla çıkaramıyorsun.
Sorry, sir Didn't mean to enjoy the moment
Özür dilerim efendim. Anın tadını çıkarmadığımız anlaşılmasın.
Let me enjoy the moment.
Bırak da, anın keyfini çıkarayım.
Enjoy the moment, but return this crap.
- Anın keyfini çıkar, ama bu zırvalığı bırak.
Try to enjoy the moment!
Anın tadını çıkarmaya çalış.
Eric, it's gonna be fine. Enjoy the moment.
- Eric, keyfini çıkar, düzelir.
Let me enjoy the moment.
Bırakın da şu anın tadını çıkarayım.
Enjoy the moment.
Anın keyfini yaşa.
But until we find out why magic brought me back, we could at least try and enjoy the moment.
Ama büyü beni geri getirdi neden bulmak kadar, en az denemek ve an zevk verebilir.
Why don't we all just enjoy the moment.
Bu anın tadını çıkartsak olmaz mı?
Let's... just enjoy the moment.
Yalnızca... Şu anın tadını çıkar.
And to that end, I'd like to bring out my beautiful and supportive wife, Deb, to enjoy the moment with me.
Bu anın keyfini benimle birlikte çıkarması için bana destek, olan güzel eşim Deb'i huzurlarınıza çağırıyorum.
Lets talk to them. Let's enjoy the moment.
Hiçbirşey yapmayalım, eski defterleri açmayalım, tartışmayalım, sadece burada durup bu ânın tadını çıkaralım.
Enjoy the moment.
Anın tadını çıkart.
Seriously, enjoy the moment.
Gerçekten, anın tadını çıkar.
Enjoy the moment...
Anın tadını çıkar.
Let me enjoy the one moment I ever...
Ne güzel böyle tatlı tatlı konuşmak
I'd enjoy the wonderful privacy of a nice bubble bath right at the moment.
Şu anda bol köpüklü içinde banyodaki mahremiyetinden başka birşey istemezdim.
For the moment let them enjoy a calm sea a fresh breeze and each other.
Bırakalım o sakin denizin, meltemin ve birbirlerinin tadını çıkarsınlar.
For the moment, merely that you eat and enjoy yourselves.
Sadece keyfinize bakmanızı.
What did the poet used to say? "As for me, I have always and everywhere lived so as to enjoy the present moment as if it were the last sunrise."
"Benim için olduğu gibi, her zaman anın tadını çıkardım tıpkı son gündoğumu gibi."
Would you like me to tell this one to the General, or would you enjoy that very special moment?
# Kara Yılan, Kara Yılan # Bir çok şeytani planıyla
For the moment, let her enjoy what she thinks is her triumph.
Şimdilik bırakalım da sözde zaferinin tadını çıkarsın.
Would you like me to tell this one to the General, or would you enjoy that very special moment?
Bunu General'e söylememi mi ister misin, yoksa, bu özel anın tadını çıkarmak mı?
They actually enjoy the process of helping others. - They're in the moment.
Aslında diğerlerine yardım etme sürecini seviyorlar.
I never know what will happen tomorrow, and I enjoy the moment, every day.
Acı çekmeden.
The next day, Miranda woke up early to enjoy the cool morning breeze and a much-needed moment of solitude.
Ertesi gün Miranda sabah serinliğinin ve sessizliğinin tadını çıkarmak için erken kalkmıştı.
Enjoy the moment, and let it pass.
Anın tadını çıkar, ve geçip gitmesini izle.
Enjoy your moment in the sun.
Evet. Sen iyi birisin.
And particularly enjoy the incredible crassness of the moment when we try to squeeze an extra syllable into the fourth line.
Ve özellikle de, dördüncü satıra fazladan... bir hece sıkıştırmaya çalıştığımız o aptalca anın keyfine varın.
"Set the mood, and get ready, to enjoy a lifetime in one moment"
* Rununu hazırla ve rahatla! Bir ömür boyu almadığın zevki tadacaksın *
If you could streamline your spouse, if you could overhaul every annoying habit, every physical flaw, every moment, the whining and nagging, the farting in bed. Imagine if you could enjoy the person you love, but only at their very best.
Bütün sinir bozucu alışkanlıkları, bütün fiziksel kusurları her an sızlanıp söylenmesini ve yatakta gaz çıkartışını onarabileceğini, sevdiğin kişinin yalnızca en iyi yönlerinin tadına varabileceğini hayal et.
But right now, I'm sitting here in the shade having a conversation with my wonderfully feisty daughter, and I intend to enjoy this moment to the fullest.
Ancak tam burada, gölgede oturmuş muhteşem bir kararlılığa sahip kızımla sohbet ediyor ve bu anın keyfini sürüyorum.
But that doesn't mean you can't enjoy the heck out of every moment.
Ama bu, her anın tadını çıkaramayacağın anlamına gelmez.
Can I not at least take a moment to enjoy the one bit of good luck I've had all day?
Bütün gün başıma gelen iyi şansın tadını bir an çıkaramaz mıyım?
That's because before I kill you... or perhaps before you kill me... we must enjoy this moment to the fullest.
Sebep şu ki seni öldürmeden önce... veya belki sen beni öldürmeden... Bu anın tadını tam olarak çıkarmalıyız. Doğru mu diyorum?
I can't just live in the moment and enjoy the 26 great hours ahead of me?
Anı yaşayıp, önümdeki 26 saatin keyfini çıkartamıyorum.
Enjoy the moment.
Tamam.
On Christmas Eve, I think my mother was actually able to enjoy the Nativity play, and I think seeing Claire perform on stage gave my mother a moment of clarity,
Annem, noel arifesinde oynanan Hz.İsa'nın doğumu oyununu oldukça beğenmişti ve sanırım Claire'yi sahnede görmek bir an olsun ona bir huzur vermişti.
I'm gonna take a moment to enjoy the irony.
Bir süre durup, ironinin tadını çıkartacağım.
You flew 6,000 miles, spur of the moment? Thought I'd check in with the shrimp, you know, kind of enjoy the nightlife. Yeah.
Sırf bu yüzden 11.000 km yol mu geldin?
enjoy the game 20
enjoy the ride 41
enjoy the party 80
enjoy the show 90
enjoy the view 31
the moment of truth 36
the moment 24
moment 126
momento 18
moments 28
enjoy the ride 41
enjoy the party 80
enjoy the show 90
enjoy the view 31
the moment of truth 36
the moment 24
moment 126
momento 18
moments 28
moments later 23
moment of truth 61
moments ago 30
enjoy 961
enjoy your coffee 17
enjoy your day 28
enjoy life 19
enjoy your stay 76
enjoy your trip 17
enjoy it 293
moment of truth 61
moments ago 30
enjoy 961
enjoy your coffee 17
enjoy your day 28
enjoy life 19
enjoy your stay 76
enjoy your trip 17
enjoy it 293