Explaining Çeviri Türkçe
2,079 parallel translation
You've a lot of explaining to do, young lady.
Bana bir açıklama borçlusun, genç bayan.
Wow, thank you so much for explaining that.
Vay canına, bunu açıkladığınız için çok teşekkür ederim.
Thank you. I was just explaining to...
Neden olayı hakime açıklamıyorsunuz?
You're usually good at explaining that
Genelde bunu çok iyi açıklarsın.
Cem was explaining how he betrayed us.
Cem bize nasıl ihanet ettiğini anlatıyordu şimdi.
But whoever runs Connecticut Solutions is gonna have a hell of a lot of explaining to do.
Şu var ki Connecticut Solutions'ı kim idare ediyorsa açıklayacak bir sürü şeyi olacak.
Larry was explaining it to me.
Larry öyle söyledi.
You have some serious explaining to do.
Ciddi bir açıklama yapman gerekiyor.
I should clarify that statement by explaining that she calls me Moon Pie.
Aydınlatma ihtiyacı hissettim de, büyükannem bana "ay çöreği" diye hitap eder.
Thanks for explaining that.
Bunu açıkladığın için çok sağ ol.
He'd have a hard time explaining that.
Bunu açıklaması çok zor olurdu.
- We had some explaining to do. - Bloody hell...
- Bazı açıklamalar yapmak zorunda kaldık.
We can't ask for surveillance without explaining why.
Sebepsiz yere gözetim altında da tutamayız.
This Emily chick has some serious explaining to do.
Bu Emily'nin açıklaması gereken ciddi şeyler var.
Maureen's coming into town so our people can write a joint statement explaining the split.
Maureen şehre geliyor, çalışanlarımız bir bildiri yayınlayıp boşanmayı açıklayabilir.
I'm explaining why I'm late.
Niye geç kaldım diye anlatıyorum.
If I start explaining we'll all be in tears.
Ya anlatsam! Hakikaten oturur ağlarsınız.
No, but Your Majesty is so good at explaining things.
Hayır, Majeste. Siz çok iyi açıklıyordunuz.
But this appears to be built on an honor system, and White House Press Secretary Robert Gibbs had a hard time explaining how enforcement would work.
Ama bu da güven esasına dayalı olacak, zaten Beyaz Saray sözcüsü bunun nasıl işletileceğini anlatırken epey terledi.
Hitler himself had some explaining to do to the Nazi chiefs.
Hitler ise Nazi kurmaylarına bizzat açıklamalar yapıyordu.
'Professor Chaloubi began by explaining the measuring technique,'which Al-Ma'mun's scientists first used'and which they had inherited from the Greeks.'
Profesör Chaloubi, Yunanlılardan miras alınan ve Me'mun'un bilim adamlarınca ilk kez kullanılan bir ölçüm tekniğini anlatarak başladı.
So, you abandon temporarily this link with specific numbers, manipulate the new objects according to the rules his book is explaining.
Yani, kitabında açıklanan kurallara göre yeni nesnelerle işlem yapabilirsiniz, belirli sayılarla bağlantıyı geçici olarak terk edersiniz.
You were explaining the origin of your cinema ownership.
Sinema sahibi olmanızın nedenini anlatıyordunuz.
He was just explaining isosceles and then he bent over and he just dropped.
Eşkenar üçgenleri açıklıyordu ve bir anda yığılıp kaldı ve yere düştü
I'm not explaining this well.
bunu iyi açıklayamıyorum.
I was just explaining to Mr Goodman about your interest in breeding.
Tam da Bay Goodman'e hayvancılık ile ilgilendiğinizi anlatıyordum.
Well, it was her way of explaining where you were, and it seemed harmless enough to me.
Senin, onun hayatındaki yerini bu şekilde açıklıyor ve çok masum bir düşünce.
Ephraim was just explaining the whole Jews for Jesus thing.
Tam da Ephraim İsa Yanlısı Yahudiler'den bahsediyordu.
This is standard predictive programming that's giving you fear, on one hand, without explaining exactly why...
Bu bildiğimiz standart, tahmine dayalı programlama bir tarafta nedenini tam olarak açıklamadan, size korkuyu sunuyor...
Not easy explaining it, is it?
Tüm bunları açıklamak kolay değil, değil mi?
What it won't understand, Is what it will try explaining you..
Neden anlamak istemiyorsun? Sana açıklamaya çalışıyorum.
No, I know. I'm not explaining myself to you.
Biliyorum. Kendimi sana açıklamıyorum.
Stop explaining!
Gidip sen alsana!
Soonchang's dad, why don't you start explaining
Neden anlatmaya başlamıyorsunuz?
Spent my last 20 bucks on a cab ride home. You got some fucking explaining to do, kiddo.
Bana olanları ciddi ciddi açıklamalısın, ufaklık.
And you went half-explaining to the local authorities... how everything went sideways...
Ve sen bölge yetkililerine yarim bir aciklama yaptin.... Diger yan ayrintilar neler peki....
There's just no explaining for, how this universe acquired mass.
Sadece evrenin nasil kütle edindigine iliskin bir aciklama yok.
Aaron, listen, I am trying to be understanding, but you have some explaining to do.
Aaron, anlayış göstermeye çalışıyorum ama açıklama yapmalısın.
I think there may be a role for DMT in explaining any number of hallucinatory phenomena that man has experienced throughout his history.
Bence tarih boyunca insanoğlunun deneyimlediği halusinasyonla ilgili tüm fenomenlerde DMT'nin rolü var.
- I filed a letter with our attorney explaining how I'm fearful for my safety.
- Avukatımıza bir mektup yolladım ve hayatımın tehlikede olduğunu söyledim.
Dad, I left a letter in my room explaining everything.
Baba, odama her şeyi açıklayan bir mektup bıraktım.
We should start off by introducing ourselves and briefly explaining why we are here.
Başta kendimizi tanıtalım ve neden buradayız anlatalım.
I'm not explaining myself very well.
Kendimi iyi ifade edemiyorum.
I wrote a letter to this paper once, Explaining why people like us have to stand up To wahhabi nutters like your would-be dad-in-law.
Bu gazeteye, bir keresinde, müstakbel kayınpederin gibi vahabi çatlaklarına karşı koymamızla ilgili bir mektup yazmıştım.
Well, it took a couple of days of explaining... and my lawyer's still trying to get his head around the details.
Açıklamam bir kaç gün sürdü, avukatım hala detaylarla uğraşıyor.
Oh, dear, I'm not explaining myself terrible well, am I?
Çok kötü anlatmıyorum, değil mi?
As I was, uh, just explaining to Mr. Rand... I have a bit of a problem.
Ben de tam Bay Rand'a sorunum olduğunu anlatıyordum.
I'm explaining the con. It's very complicated.
Oyunu anlatıyorum.
Then would you mind explaining where the hell the mayor is? !
Öyleyse, valinin nerede olduğunu açıklayabilir misin?
And there's no explaining this away.
Bunu açıklamanızın bir yolu da yok.
Without setting things right or explaining herself? Cheers.
Şerefe.