Feel my heart Çeviri Türkçe
469 parallel translation
Do you feel my heart beating, my beloved?
Kalbimin çarpıntısını duyuyor musun aşkım?
- Feel my heart jumping?
- Kalbim yerinden fırlayacak.
I can feel my heart pound.
Kalbim yerinden çıkacak gibi.
Feel my heart.
Kalbime bak.
Can you feel my heart pounding?
Kalp atışımı hissediyor musunuz?
I could feel my heart beating.
yani kalbimin çarpıntısını hissettim.
Feel my heart.
Kalbimi hisset.
feel my heart.
- Kalbime bak.
Someone I respect once told me that when I'm not being honest with my heart... the pain I feel will give me my answer.
Saygı duyduğum biri, "Kalp tam emin olmadığında cevabı acı verir." demişti.
Can't you feel how my heart is racing?
Kalbimin nasıl attığını hissediyor musun?
Mother, I feel as if blood is draining from my heart!
Anne, sanki kan, kalbimden akıyormuş gibi hissediyorum!
The trial was as much for you as for me. And however ridiculous I may seem... there's nothing ridiculous about the way I feel in my heart.
Bu deneme senin için olduğu kadar benim içindi de ve ne kadar saçma görünürse görünsün sana karşı olan hislerimin saçmalıkla bir alakası yok.
Feel how my heart's pounding.
Kalbimin nasıl küt küt attığına bir bak.
I know how you feel, but don't ask me to do anything that'll break my heart.
Ne hissettiğini biliyorum, ama beni kahredecek bir şey yapmamı isteme.
No, I just feel I can trust him with all my heart and be happy.
Hayır, ona bütün kalbimle güvenebilir ve mutlu olabilirim gibi hissediyorum.
That when I leave this earth It makes my heart feel warm
Bu dünyayı terkedince kalbim sıcak kalacak.
I feel it here in my heart.
Hem de tam yüreğimde hissediyorum.
I feel in my heart that you're a pompous ass, but that doesn't make it so.
Ben de yüreğimde ukala olduğunu hissediyorum. Ama öyle biri değilsin.
Ev'ry time I feel the spirit Moving in my heart, I will pray
Neşeyi her hissettiğimde içimde birşeyler kıpırdıyor, dua edeceğim.
Ev'ry time I feel the spirit Moving in my heart
Ne zaman neşelensem içimde birşeyler kıpırdanıyor
You know what I feel in my heart for you.
Senin için kalbimde neler hissettiğimi biliyorsun.
So I just have to tell you what I feel in my heart.
Bu yüzden kalbimde ne hissettiğimi söylemem gerek sana.
Does your heart feel heavy that he's lying in the vault next to my mother?
Annemin yanındaki mezarda yatıyor olması kalbinde bir ağırlık hissettirmiyor mu?
Feel how my heart is beating.
Kalbim nasıl da atıyor.
Only, in my heart, I feel I've got a right to share feelings with someone too.
Ama içten içe, benim de duygularımı biriyle paylaşma hakkım olduğunu düşünüyorum.
Just feel how my heart's beating.
Dokun bak, kalbim ne kadar büyük.
My heart tells me that he will, I feel it.
Kalbimin olacakları söylediğini hissediyorum.
I feel it in my heart, Rusty.
Kalbimde hissediyorum, Rusty.
It makes my heart feel young again just to watch you.
- Seni görmek kalbimi tekrar gençleştirdi.
It's often been my duty in the course of my career in court to ask for the extreme penalty of death, but duty plays no role in this affair, I feel I must give way to my conscience, my heart, not duty.
Avukatlık mesleğim boyunca sık sık ölüm cezası istemek başlıca görevim olmuştur ama görevin bu olayda bir rolü yok. Göreve değil de vicdanıma yüreğime teslim olmak zorunda olduğumu hissediyorum.
" now I can feel them in my little heart
" Hissediyorum şu anda onları yüreciğimde
I feel a sun of happiness within my heart.
Mutluluktan uçuyorum.
Feel your pain flowing freely out of your heart and into my hand.
Acını hissediyorum serbestçe akıyor kalbinden dışarı elimin içine.
I feel like my heart is breaking.
Kalbim kırılıyormuş gibi hissediyorum.
I feel His love awakening my heart
Sevgisi yüreğimi uyandırıyor
I feel His love Awakening my heart
Onun bir parçası Sevgisinin
I feel a shadow in my heart.
Yüreğimde bir karartı hissediyorum.
I can feel my heart pounding.
Kalbim bırakmıyor.
I feel in my heart it's not right.
Bunun doğru olmadığını yüreğimde hissediyorum.
♪ Just melt against my skin, ♪ and let me feel your heart.
# Parlak, zor bulunan aşk kelebeğini kovalarım
I don't feel well, maybe it's my heart, it went crazy.
İyi hissetmiyorum, belki kalbim, delirdi.
I could feel my heart beating, and I began to imagine that.
Kalp atışlarımın hızlandığını hissettim.
And in my heart, I feel we are getting close.
İçimden bir his yaklaştığımızı söylüyor.
And in my heart, I feel we are getting close.
Ve kalbimde, yaklaştığımızı hissediyorum.
I feel a tightness...'round my heart...
Bir gergnilik hissediyorum... kalbimin etrafında...
I feel like my heart is being touched by Christ.
Sanki... İsa kalbime dokunuyor.
Feel how my heart beats.
Dinleyin!
Mr. Cobb, this morning when I placed your hand on my heart, did you feel anything special?
Bay Cobb, bu sabah elinizi kalbimin üstüne koyduğunuzda, özel birşey hissettiniz mi?
My heart that was clouded with tears. [I feel as if I heard it a long time ago.]
Gözyaşlarıyla boğulan kalbim. [Sanki uzun zaman önce duymuşum gibi geliyor.]
"Feel how my heart is beating, all because of you."
"Kalbimin atışını hisset, senin için çarpıyor."
Feel how my heart is beating for you.
Kalbimin nasıl da senin için çarptığını hisset.
my heart hurts 22
my heart is broken 19
my heart 277
my heart is pounding 26
my heart is racing 21
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
my heart is broken 19
my heart 277
my heart is pounding 26
my heart is racing 21
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heartbroken 26
heart rate's 34
feel me 74
feel it 211
feel good 55
feel better now 34
feel better 293
feel that 109
heart disease 37
heartbroken 26
heart rate's 34
feel me 74
feel it 211
feel good 55
feel better now 34
feel better 293
feel that 109