For your own good Çeviri Türkçe
1,168 parallel translation
Besides, it's for your own good.
Ayrıca, bu tamamen senin iyiliğin içindi.
You're too smart for your own good, you are.
Çok akıllısın değil mi, İşine gelince...
I'm telling you for your own good.
Senin iyiliğin için anlatıyorum.
For your own good, I'm going to go see my lawyer.
Senin iyiliğin için avukatıma danışacağım.
This is for your own good.
Bu, senin iyiliğin için.
I really do it for your own good!
Bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum!
No, it's for your own good.
Hayır! Öyle değil! Sizin iyiliğiniz için yapıyorum!
It was for your own good that he didn't want you know.
Senin iyiliğin için sana söylemekten kaçınmış
We're doing this for your own good, Daphne.
Bunu seni iyiliğin için yapıyoruz, Daphne.
Clifford, he is offering to do you a favour out of friendship for your own good.
Clifford, arkadaşlığınızdan dolayı ve iyiliğini istediği için sana yardım etmek istiyor.
Look, sweetheart, it's for your own good, all right?
Bak tatlım bu senin iyiliğin için, tamam mı?
- For your own good.
- Söyledim ya senin iyiliğin için.
I am doing this for your own good.
bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
It's for your own good.
Bu senin iyiliğin için.
I'm telling you this for your own good.
Bunu senin iyiliğin için söylüyorum.
- It's for your own good.
- Kendi iyiliğin için.
No, and you know it's for your own good, too.
Ve bu senin iyiliğin için, biliyorsun.
I'm speaking for your own good, undestand this.
Senin iyiliğin için söylüyorum, anla beni.
'You'll regret double-crossing me, Cisco.''l still say it's for your own good, Bob.
Bana karşı geldiğine pişman mısın, Cisco? Yok, kendi iyiliğin içindi, Bob.
- For your own good, shut up!
- Kendi iyiliğin için, kapa o koca çeneni!
It's for your own good. Now go to Romano.
Böylesi senin için daha iyi.
It's for your own good I'm leaning on you, so just remember money is life.
Bu senin iyiliğin için, o yüzden hatırla "para hayattır".
Giuliano, stay out of politics. For your own good.
Giuliano, kendi iyiliğin için siyasetten uzak dur.
Well, just for your own good.
Şey, senin kendi iyiliğin için.
The chief approved. It's for your own good.
Kendi iyiliğin için.
I only tell you for your own good.
Ben sadece senin iyiliğin için söylüyorum.
What I'm telling you is for your own good.
Mac, senin iyiliğin için söylüyorum.
Let me tell you something for your own good, Julius.
Sana kendi iyiliğin için birşey söyleyeyim Julius.
It's for your own good!
Kendi iyiliğin için.
And for your own good you'd better quit thinking about Rita.
Ayrıca kendi iyiliğin için Rita'yı unutsan iyi olur.
Dawn, if I was you, I'd get an abortion for your own good.
Yerinde olsam kürtaj olurdum. Kendi iyiliğin için.
Get out of this now. For your own good. You can't help him anymore.
Şimdi ona bir yardımın dokunmaz.
Mr. Simpson, this precaution is for your own good.
Bay Simpson, bu önlem kendi iyiliğiniz için.
Look, let's just say I'm doing this for your own good, okay?
Bak, bu yaptıklarım senin kendi iyiliğin için, tamam mı?
Jess, Marie, do me a favour for your own good.
Jess, Marie. Kendi iyiliğinize benim için bir şey yapın.
It's for your own good.
Sana laf düşmez!
I'm taking you off the political staff for your own good.
Senin ve gazetenin iyiliği için seni politika ekibinden çıkarıyorum.
See why we say you're too smart for your own good?
Şimdi neden gereğinden fazla akıllısın dediğimizi anladın mı?
I'm saying this for your own good!
Bunu senin iyiliğin için söylüyorum! İyiliğim için mi?
- It's for your own good.
- Bu senin iyiliğin için.
It's for your own good.
Bu sizin iyiliğiniz için.
It's for your own good!
Bu kendi iyiliğiniz için!
Look, just stay out of it, kid. It's for your own good.
Olayın dışında kalsan daha iyi olur.
- It's for your own good.
- Sizin iyiliğiniz için.
it's for your own good.
Bu senin kendi iyiliğin için.
- lt's for your own good!
- Senin iyiliğin için!
But talk to the doctor, it's for your own good.
Ama doktorla konuş, bu senin iyiliğin için.
Hey, look maybe I was a little hard on you in class but that was for your own good.
Baksana... belki de sınıfta sana karşı biraz serttim, ama bu senin kendi iyiliğin içindi.
So you better take it easy for a few days, for your own damn good.
Bu yüzden kendi iyiliğin için birkaç gün ortalıkta gözükmesen iyi olur.
I'm not saying that, I'm just saying that... sometimes you do things for my own good, but you do it your way... and put me in a fait accompli situation.
Şunu söylemeye çalışıyorum : Bazen benim için iyi bir şey yaparsın ama kendi tarzında. Ve beni bir'oldu-bitti'içine sokarsın.
Look, I just wanted to tell you what's up for your own good.
Güle güle, Frank.
for your information 371
for your sake 205
for your birthday 37
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your wife 22
for your safety 30
for your 26
for your time 16
for your sake 205
for your birthday 37
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your wife 22
for your safety 30
for your 26
for your time 16