From this day on Çeviri Türkçe
213 parallel translation
alright. From this day on our partnership is through.
O zaman ortakligimiz aninda biter.
From this day on, you and I are partners in every theater and theatrical property I possess.
Bu gün itibariyle ikimiz birer ortağız sahip olduğum tüm tiyatro ve ona dahil mal mülkler olmak üzere.
Belongs to you three from this day on.
Bundan böyle her şey üçünüzün.
From this day on, I'm enlisted in his service.
Bugünden itibaren onun hizmetindeyim.
Friends From this day on, the Flying Tiger Clan will set up a few rules, we need your help and support.
Dostlar bu günden itibaren Uçan Kaplan klanı bazı kurallar koyacak yardım ve destekleriniz lazım.
" From this day on, no public assemblages of more than three people.
" Bugünden itibaren üç kişiden fazla kişi bir araya gelmeyecek.
From this day on, the official language of San Marcos will be Swedish.
Bugünden sonra..... San Marcos'un resmi dili İsveççe olacak.
From this day on, I shall live every day as if it was my last.
Bundan böyle her günümü son günümmüş gibi yaşayacağım.
I did not wear this death robe in order to commit seppuku but rather to proclaim that we, father and son, shall live as demons from this day on...
Bu ölüm giysisini harakiri yapmak için giymedim. Bugünden başlayarak baba ve oğul olarak bizim, iblis gibi yaşayacağımızı ilan etmek için giydim.
Boris Dimitrovitch, from this day on, I will lead a new life.
Boris Dimitrovitch, şu andan itibaren yeni bir hayata başIıyorum!
Now suppose every horse I shoes me from this day on I put a little special mark on it.
Bu günden itibaren nalladığım her ata özel bir iz koyduğumu düşünün.
Don't you want from this day on to stay in my house as my wife?
istemez misin bugünden sonra evimde eşim olarak kalmak?
Don't you want from this day on to stay in my house as my wife?
istemez misin bu günden sonra evimde eşim olarak kalmak?
From this day on, your world will be everything that happens in this building.
Bugünden itibaren, senin bütün hayatın bu bina içinde olanlardan ibaret olacak.
From this day on, let every breed of Mongo live together in peace.
Bundan böyle, Mongo üzerinde her canlı barış içinde yaşayacak.
From this day on, they will be the property of the Republic of Nicaragua.
O gemiler şu andan itibaren Nikaragua Cumhuriyeti'nin malıdır.
So, from this day on Batman is no more.
Bugünden itibaren... Batman artık yok.
To prevent further acts of terror by the Narn against our people from this day on, the penalty for the murder of any Centauri by any Narn will be the execution of 500 Narns including the perpetrator's own family.
Narnlar tarafından halkımıza karşı işlenecek olan suçları önlemek için bir Centauri'nin bir Narn tarafından öldürülmesi karşılığında başta fail ve ailesi olmak üzere 500 tane Narn idam edilecektir.
Okay? And if that happens, from this day on, any time your kid leaves this house to go to school, go play, see a friend, to buy a fucking comic book, you're gonna have to ask yourself, is today Jimmy Shaker day?
Böyle bir şey olursa, bundan böyle, oğlun her evden çıktığında, okula gittiğinde, oyuna gittiğinde arkadaşlarıyla gittiğinde, bir kitap almaya gittiğinde kendi kendine
This evidence having been presented before me on this, the 10th day of April I hereby declare that Teresa Guadalupe Maria Delgado was brought to her death by violence resulting from the release of a wild animal.
Bana 10 Nisan gününden önce sunulan kanıtlara bakarak Teresa Guadalupe Maria Delgado'nun ölümü vahşi bir hayvanın salınması sonucu onun şiddetli saldırısı ile gelmiştir.
And now, folks, bright and early on this beautiful sunny day, flowers are fresh from the rain, and there isn't a cloud in the sky.
Şimdi, millet, bu pırıl pırıl ve erken güzel güneşli günde çiçekler yağmurla hayat buldu ve havada bir bulut dahi yok.
From that day on this was the pattern his visits took
O günden itibaren ziyaretleri hep bu şekilde oldu.
As for this stationery, your brother could have got it from Fabian's house at any time, not necessarily on the day of his death.
Bu kağıda gelince... kardeşiniz Fabian'ın evinden öldüğü gün değil... başka bir gün de almış olabilir.
A few miles from here, people are fighting and dying... and we must join them. But I swear... on the bodies of these two people... that the day will come when Arab and Jew will share... in a peaceful life... this land that they have always shared in death.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
She thinks of nothing, day or night except this prophet from Nazareth, who's on trial for blasphemy.
Gece gündüz, tanrılara sövdüğü için... yargılanan Nasıralı peygamberinden başka hiçbir şey düşünmüyor.
This old lady comes here every day at the same time to sit on the same bench and read a tattered newspaper retrieved from a garbage can.
Bu yaşlı bayan her gün aynı saatte buraya gelir aynı banka oturup yırtık pırtık bir gazete okur tahminen çöp kutusundan almıştır.
So shall I please my father, Lord Vincentio... who sent me hither from our home in Pisa... on this, the first day of the scholat's year to study at the university... and deck his fortune with my virtuous deeds.
Babam Lord Vincentio'nun emrini yapacağım. Beni Pisa'dan buraya, okulun yeni yıIının ilk gününe yolladı. Üniversitede okuyacağım ve servetine asil ve onurlu davranışları katacağım.
On this high ground, you can see the whole valley on a clear day, from the sierras to white wolf pass.
O kadar yüksektir ki güneşli bir günde bütün vadiyi görebilirsin. Burası bana bütün geçmişimi hatırlatır.
So from now on until this madman is apprehended, you will all be protected day and night by one of our men.
Şu andan itibaren katil yakalanıncaya kadar, gece gündüz adamlarımız sizi koruyacak.
( man # 3 ) lf you can imagine the eftect of nearly 6,000 dead men on an island this small, and considering it's one degree from the equator, the amount of heat you have there, you can imagine the smell you get within a day or two from all this rotting flesh.
Eğer ki 6.000 ölü bedenin, ekvatorun hemen bir derece kuzeyinde bulunan yani havanın sıcaklığını hesaba katıp bu denli küçük bir adada yarattığı etkiyi hayâl edebilirseniz bir ya da iki gün içerisinde burnunuza gelen çürümüş et kokusunu tahmin edebilirsiniz.
I had 16 different nationalities with me, some of whom couldn't eat this and couldn't eat that, and some that didn't want to fight on Fridays or some other day of the week, and the British, with their infantry weapons and your artillery completely different from ours.
Benim yanımda 16 milletten insan vardı bazısı onu yemiyordu, bazısı şunu yemiyordu bazısı Cuma günleri savaşmak istemiyordu, bazısı haftanın diğer günleri ve İngilizler, piyade silahları ve ağır silahlar bakımından bizden tamamen farklıydı.
I am fifteen today, and it is predicted that on this day I will be killed by a man with no eyes who will come from the sea and free the world by toppling a copper knight.
Bugün on beşime bastım ve bugün denizden gelecek bakır şövalyeyi devirerek dünyayı kurtaran ve gözü olmayan bir adam tarafından öldürüleceğim tahmin ediliyor.
If you added up everything we did to him, from his first day on earth to this... you wouldn't find out why he did this terrible thing.
Eğer doğduğu günden itibaren, onun için yaptıklarımızı hesaba katarsanız... Alan'ın böyle kötü bir şey yapması için tek bir makul sebep bulamazsınız.
Don't you know that my uncle... on this throne, did not inherit it from his father, but from his uncle?
Bilmiyor musun ki dayım tahtını babasından değil dayısından miras almıştı?
From the day this tragedy happened every night when it rained during these two years or on a foggy night, they would appear
O trajik günden sonra ki her yağmurlu gece de... veya sisli ve kasvetli gecelerde... onlar tekrar görünüyorlardı... ve bu oda da birden..
We have sinned, but on this Easter Day when Christ rose from the dead, may one knight here through victory in arms find the grace to draw the sword and be king.
Günah işledik, ama bu Paskalya gününde... İsa'nın dirildiği bu günde, buradaki şövalyelerden biri... dövüşü kazanıp kılıcı yerinden çıkartma... ve kral olma lütfuna erişsin.
This isn't my lucky day, Linda. You can't get away from me at 12 : 30.
Bugün şanslı günümde değilim Linda... ama on iki buçukta benden kaçamayacaksın.
Removed...? From this day forward, your on-site inspections are cancelled permanently.
Bugünden itibaren, arazi teftişleriniz süresiz iptal edildi.
On the day, Mr. Morstan, had arrived home from the East. He came straight to this house to claim his share.
O gün, Bay Morstan, doğu yakasından bu eve, payını almak için doğrudan bu eve geldi.
I am welcoming you from the deep bottom of my heart on this very special day when you freely decided to be legally man and wife.
Sana hosgeldin diyorum kalbimin derinliklerinden bu çok özel günde özgürce resmen kari koca olmaya karar verdiniz.
But when you finally put your head on the pillow at night, there's this warm feeling you get from knowing you tore at least one person's heart out that day.
Ama gece eve gidip başını yastığa koyduğunda, o gün en az bir kişinin kalbini söktüğünü düşünerek içim ısınır.
But on this day, they're getting a shipment of polished stones from Israel.
O gün toptancı büyük bir sevkiyat alacak : İsrail'den yontulmuş taşlar gelecek.
Doctor, I have a plan... I have discussed this with Officer Lee. From now on, I'll give him three stimulants per day for three days.
Doktor, benim bir planım var...
[Lama Norbu Narrating] It was on this day, from this fire, with these people, that Siddhartha learned about suffering... and discovered compassion.
Ve o gün, o ateşten, o insanlarla öğrendi. Siddhartha acının ne anlama geldiğini ve merhameti keşfetti.
On this, day 16 of "Bear Watch" Teddy has been safely rescued from a well at the Albuquerque Zoo.
Ayı-Kurtarmanın bu 16. gününde, Teddy Albuquerque Hayvanat Bahçesindeki kuyudan güvenli bir şekilde kurtarıldı.
When my son looks back on this day the only thing he'll remember is that a Federation officer, on a Federation ship invaded his home and kept his father away from him on his 11th birthday and he won't look back with understanding.
Oğlum geriye dönüp o günlere baktığında, hatırlayacağı tek şey, Federasyon gemisindeki bir Federasyon subayının oğlumun vatanına saldırdığı ve bu nedenle babasının 11. yaş gününde kendisinden uzakta kaldığı olacak. Geçmişe anlayışla bakmayacak.
You know, from day one, this has always been on your terms.
Biliyor musun, birinci günden beri hep senin dediğin oldu.
It is the opinion of this court that Eugene Victor Tooms shall on this day be released from the Druid Hill Sanitarium.
Mahkemenin kararı ; Eugene Victor Tooms'un Druid Hill Sanitaryumu'ndan bugün itibariyle çıkarılmasıdır.
And so there I am on the first day, on the set. And there's this guy fucking me from behind, right?
İlk gün, setteydik ve çekim yapıyorduk beni arkadan beceren biri vardı.
For on this day, a new assignment of diamonds had arrived from Amsterdam, in a rucksack belonging to Leonard Bateson.
O gün, elmasların Amsterdam'a götürülmesi görevi, Leonard Bateson'a aitti.
July 19th. " On this day, Galway liberated from Indians...
19 temmuz. "Tarihte bugün ; Galway Hintlilerden kurtarıldı..."
from this moment 32
from this day forward 62
from this moment on 89
from this point forward 38
from this moment forward 22
from this 24
from this point on 36
from this day forth 27
day one 66
from the bottom of my heart 69
from this day forward 62
from this moment on 89
from this point forward 38
from this moment forward 22
from this 24
from this point on 36
from this day forth 27
day one 66
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from here on out 107
from time to time 154
from the past 16
from the start 66
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from here on out 107
from time to time 154
from the past 16
from the start 66
from here on 55
from where 295
from you 300
from your wife 16
from what i hear 195
from a distance 46
from me 297
from then on 61
from us 65
from where i'm sitting 28
from where 295
from you 300
from your wife 16
from what i hear 195
from a distance 46
from me 297
from then on 61
from us 65
from where i'm sitting 28