English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / From the store

From the store Çeviri Türkçe

1,054 parallel translation
It's a mista... Don't you remember me from the store?
Beni dükkandan hatırlamıyor musun?
These came from the store.
Bunları mağazadan aldım.
I just got back from the store.
Dükkandan yeni döndüm.
I got a call from the store manager.
Mağaza müdüründen bir telefon aldım.
What can I bring you from the store?
Dükkandan sana ne getireyim?
- From the store.
- Mağazadan alınmış.
I just came back from the store with her styling gel, and she was gone.
Ben onun şekillendirme jeli için mağazaya gitmiştim, ve o gitmişti.
Tu, Levaque A night with me in return what you want from the store.
Sen Levaque, bir gece yat benimle. Dükkanımdan ne istersen senindir.
From the store?
Dükkandan mı?
We got everything you wanted from the store : bourbon-flavored bonbons romance novels Kenny G CD.
Marketten istediğin her şeyi aldık. Viski aromalı şekerler aşk romanları Kenny G'nin Cd'si.
- Well, I got banned from the store.
- Şey, artık dükkana giremiyorum.
- Are you banning me from the store?
- Yasaklanıyor muyum?
- I need to get something from the store.
- Dükkandan bir şey almam lazım.
My for-real kids, my kids from the store.
Öz çocuklarım ve satıcılarımla.
A kid came in and started stealing things from the store.
Sabah çocuğun teki dükkâna girdi ve bir şeyler çalmaya başladı.
I've gotta get a radish from the store.
Pazardan turp almalıyım.
At this moment, you're banned from the store. Banned!
Bundan sonra dükkanıma girmen yasak.
No, it's from the store.
Hayır. Hazır.
I can outbox, out lift, outrun anybody in the store and I have to take orders from those sons of bitches.
Oradaki herkesten daha güçlüyüm ama sıradan insanlardan emir alıyorum.
- Are you from the hardware store?
- Dur, yoksa sen hırdavatçıdan mısın?
That grumpy guy from the driver's license store.
Ehliyet ofisindeki şu aksi adam.
* so when you're in the store just take this tip from us * * buy asparagus * *
* Mağazaya gittiğinizde bizden sadece bir tane asparagus..... *
Carol from the grocery store?
- Marketteki Carol mu?
So you stole the 450 bucks from the student store, huh?
Ve sen kantinden 450 dolar çaldın, huh?
That way my Barbie wouldn't have to hide these Kens at 5 : 00 when the Al doll comes home from the shoe store.
O zaman, benim Barbie'min bu Ken'leri saat 5'te Al bebeği, ayakkabıcıdan geldiğinde saklaması gerekmez.
Anyhow, the way I figure it, somebody from the neighborhood broke into that store, which means that Barbie is probably still in the area.
Her neyse anladığım kadarıyla mahalleden biri dükkanı soydu. Bu da Barbie'nin hâlâ bu çevrede olduğunu gösterir.
We've got canned meat from the survival store, we've got games from the toy store, and most importantly, we've got each other.
Markette konserve etimiz var. Oyuncakçıda oyunlarımız var. Ve en önemlisi birbirimize sahibiz.
They let you borrow this from the jewellery store?
Bunları kuyumcudan ödünç almana izin veriyorlar mı?
Eventually, when aliens land and the mothership from Close Encounters... The bottom will slowly open and all these store owners will wander out in a daze, going, "I thought there was gonna be more walk-in traffic."
En sonunda, uzaylılar iniş yaparlar ve ve anageminin alt kapağı yavaşça açılır ve tüm bu dükkanların sahipleri şaşkınlık içinde dolanıp şöyle diyecekler, "burada daha fazla insan kalabalığı olacağını sanıyordum."
Lisa, I'm afraid we'll have to stop getting... Encyclopedia Generica from the grocery store.
Lisa, korkarım sen de Generica Ansiklopedisini almayacaksın.
There should be a store open a couple blocks from the scene.
Olay mahallinden birkaç blok ötede açık bir dükkan olacaktı.
Say : "From The Money Store, marked down from $ 70,000 to $ 27,500."
"Para Babasından aldım, 70.000" den 27.500 "e indi" dersin.
I didn't even have a record... but when they fingerprinted me, the cops matched my prints... to the ones from that bottle I dropped in the liquor store the night of the robbery.
Sabıkam bile yoktu ama polis parmak izimi aldığında soygun gecesi içki dükkanında düşürdüğüm şişedeki parmak izleriyle eşleştirmiş.
Anyway, there I was in the shoe store and guess who I heard from?
Her neyse, ayakkabı mağazasındaydım... Evet. Bil bakalım kim aradı?
Anyhow, in case you were gonna call, which you never do but which I know you would just this once all wives are strictly prohibited from calling or coming anywhere near the shoe store for the entire duration of the sale.
Her neyse, beni araman ihtimaline karşı, ki hiç aramazsın ama sadece bu sefer arayacağını bildiğimden söylüyorum. Bütün eşlerin, indirim süresi boyunca aramaları veya ayakkabı mağazasının yakınlarına gelmeleri kesinlikle yasaklandı.
Nicky say James tired of he be so small-time... wanna be movin'out bigger, so he be takin'the smack from Corky... and sellin'it out in his store'cause Corky promised him... he gonna get rid of you.
Nicky, James'in sıradan biri olmaktan sıkıldığını ve daha büyük bir yere taşınmak istediğini söyledi. Bu yüzden Corky'den eroin alıp mağazasında satıyor çünkü Corky ona senden kurtulacağına söz vermiş.
- Then where the hell... are the three ski masks they bought from my store?
- O zaman dükkânımdan aldıkları üç tane kar maskesi nerede?
My mom got them from the cheapo store.
Annem onları ucuz bir dükkandan aldı.
I just got back from the hardware store.
Tüh, biraz önce hırdavatçıdaydım.
Why don't you just get some Ring Dings from the liquor store.
Nedn içki dükkanından birkaç Ring Dings almıyorsun. ( topkek )
Well, I suppose that salt stain came from all the snow in the store.
Evet, zaten bu kar lekeleri mağazamızda hep vardı.
How can it be the same movie if they've changed my character... from a tightly wound convenience-store clerk to a jittery Eskimo firefighter?
Karakterimi, süpermarket tezgahtarından, kızgın bir Eskimo itfaiyecisine çevirdikleri bir film nasıl aynı film olabilir?
Need anything from the feed store?
Yem dükkanından istediğin bir şey var mı?
I'm Jim Lovell, and we're broadcasting to you tonight... from an altitude of almost 200,000 miles... away from the face of the Earth... and we have a pretty good show in store for you tonight.
Ben, Jim Lovell ve bu gece sizlere dünyadan 320.000 kilometre uzaktan yayın yapıyoruz. Bu gece sizler için harika bir gösteri hazırladık.
We'll call from inside the store.
Dükkandan çağırırız.
This is Joe Reaves from the Empire Records store.
Ben Empire Records'tan Joe Reaves.
Have we got the necessary snacks from the Just Store?
Sadece Dükkanından gerekli malzemeleri aldık mı?
And he dialed some 976 numbers from the shoe store. And he took a handful of cerebral-palsy mints without paying.
Ayakkabı dükkanından 900'lü numaraları da aradı ve hayır için satılan şekerlerden parasını ödemenden bir avuç aldı.
I got it from the antique store next door.
Yandaki antika dükkanından aldım.
One time I stole some candy from the grocery store and the manager saw me, caught me red-handed.
Bir keresinde bir bakkaldan şeker çalmıştım ve idareci beni gördü, suç üstü yakaladı.
This is a story about a little girl walking home from the grocery store one sunny afternoon.
Bu, güneşli bir öğleden sonra... bakkaldan evine yürüyen küçük bir kızın hikayesi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]