English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Get it

Get it Çeviri Türkçe

165,882 parallel translation
I get it now, why you went at the Deacon with the sound off.
Şimdi neden papaz yardımcısının üstüne bağırarak gittiğini anladım.
I'll get it.
Ben açarım.
No, you get it.
Hayır, sen aç.
Actually, I'm here to help you get it.
Aslında buraya sana yardım etmeye geldim.
Right. Oh, I get it.
Doğrudur, anladım.
She'll get it. I don't know...
- Güzel bir şey, anlayış gösterir.
It's okay. I get it.
- Önemli değil, anlıyorum.
I'll get it taken care of.
Ben icabına bakılmasını sağlarım.
You want to get it now or come back at night?
Şimdi mi girelim, gece mi dönelim?
Let's go get it.
Gidip alalım.
Didn't get it from me or Brad. He's just positive.
Benden ya da Brad'den almadığı kesin.
Look, you want to save your family, I get it.
Bak, aileni kurtarmak istiyorsun, anlıyorum.
I'm just a cog in Flynn's machine, I get it.
Ben sadece Flynn'in makinesindeki bir dişliyim, biliyorum.
I don't get it.
Anlamıyorum.
It's okay to get something else.
Başka bir şey içsen sorun olmaz.
I had a conference call with Bombay and it took ages to get everybody on the line.
Bombay'le konferans aramam vardı ve herkesi hatta bağlamak çok uzun sürdü.
And I know she wanted me to get to admit that we were going to Center Parcs again and I was not going to rise to it.
Tekrar Center Parcs'a gideceğimizi itiraf etmemi bekledi....... ama bunu anlatmayacaktım.
They'll have to describe it to me when they get in touch.
İletişime geçtiklerinde ayakkabıyı tarif edecekler.
It's gonna take a while to get to Walter and Paige, and if something's wrong, every second counts.
Walter ve Paige'e ulaşmak vakit alacak ve yolunda gitmeyen bir şeyler olursa, her saniye kıymetli olur.
It was part of a plan to let you sink or swim, to see if... I wanted to see if you could get to another level of EQ on your own, to see if you could grow without me holding your hand, because I believe you can.
Ya batarsın ya çıkarsın planının bir parçasıydı bu EQ'nda başka bir seviyeye geçip geçemeyeceğini görmek içindi ben elini tutmazken olgunlaşıp olgunlaşmayacağını görmek içindi çünkü inanıyorum yapabilirsin.
If we can get to it, I might be able to hack the wireless relay box, and send out an S.O.S.
Ona ulaşabilirsek, belki kablosuz aktarım kutusunu hackleyip bir S.O.S. sinyali gönderebilirim.
40 miles per hour is all he's got. And I got to slow it down so that Walter can get on the boat.
Ayrıca Walter tekneye çıkabilsin diye yavaşlamak zorundayım.
How do I get through it?
Nasıl delip geçeceğim?
'Cause it looks to me as if you could really use a place to get a fresh start.
Çünkü yeni bir başlangıca... ihtiyacın varmış gibi görünüyor.
Maybe it's just teenage stuff, but sometimes I just- - I get the feeling that maybe everything's not all right in Paige Land.
Belki ergenliktendir ama bazen Paige'in Dünyası'nda her şey yolunda değilmiş gibi bir hisse kapılıyorum.
It's confusing when you get close to someone like that.
Biriyle böylesine yakınlaşmak kafa karıştırıcı bir şeydir.
It's a good place to get things done.
İşleri halletmek için iyi bir yer.
It's a different game trying to get sideways into the KGB.
KGB'ye dışarıdan girmeye çalışmak çok daha farklı bir şey.
Let me see what I can get from Deirdre, you now, maybe places where they ship the seed, store it.
Deirdre'den ne öğrenebileceğime bir bakayım belki tohumları naklettikleri, depoladıkları bir yerler vardır.
If we can just keep it going and get her past this.
Devam edip bu günleri atlatmasını sağlayabilirsek.
I can't get it.
- Yakalayamıyorum.
I can get it from there.
Oradan yakalarım.
That someday I'll- - I'll get married and I'll have kids. And I'll do it right for them.
Bir gün evleneceğimi çocuklarım olacağını onlarlayken doğru olanı yapacağımı.
I know how you feel about squeezing Burov, but it might take years for us to get somebody like that inside the KGB again.
Burov'u konuşturma konusunda nasıl hissettiğini biliyorum ama KGB'nin içinde tekrar onun gibi birini elde etmemiz yıllarımızı alabilir.
And now I have something on someone else- - an unrelated case- - but the department wants me to use it as a way to get back at them.
Şimdi de, benim başka birine karşı alakasız bir davayla ilgili bir kozum var ama teşkilât, onlara misilleme olsun diye bunu kullanmamı istiyor.
Well, like Paige's- - they're not that serious, kids mess around, and it would be hard to get the teacher's attention.
Buradaki okulların nesi var? Paige'inki gibi okullar, ciddi değil, herkes dalgaya alıyor. Öğretmenin dikkatini çekmek de zor olacaktır böyle olunca.
I got this asshole Darren Burke to get some from his dog, put it in a bag, then him and his friends dump it out in Pasha's locker.
Darren Burke diye bir hergeleye köpeğininkini almasını söyledim bir keseye koyup arkadaşlarıyla Pasha'nın dolabına döktürdüm.
And it does get better.
Düzeliyor ileride.
It's not like he wants to get drunk and do drugs.
Sarhoş olup uyuşturucu almak istemiyor ya.
Alexei say it will get better.
Alexei zamanla düzelir diyor.
No. It not get better.
Hayır, düzelmiyor.
It get worse.
Beter oluyor.
What if you get into a sticky history situation and can't history yourself out of it,
Ya tarihi bir olayla karşılaşırsanız, ve kendiniz çözemezseniz,
We need to get going if we're going to make it in time.
Eğer zamanında yetişmek istiyorsak biran önce gitmeliyiz.
Get it back.
Geri getirin.
Eh, it's what I get paid for.
Bu yüzden maaş alıyorum.
I'm gonna plan something for us, and you're gonna get ready and not mope around about it.
Bizim için bir şeyler planlayacağım. Hazırlan ve üzgün üzgün dolaşma etrafta.
Now, get up,'cause it's ♪ Onward Christian soldiers ♪
şimdi kalkıyorsun ♪ Onward Christian soldiers ♪
You get to do it, and it's a privilege.
Bunu yapmak bir lütuf, bir imtiyaz.
And that way you get days like today, where it all seems like it was meant to be.
Böylece bugün gibi günlere gelirsin, olacağı varmış gibi görünen günlere.
Oh, but what if you get sick, you know, because sometimes it can go bad?
" Ama ya hasta olursan? Çünkü bazen bunlar bozulabiliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]