English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Get it out

Get it out Çeviri Türkçe

15,439 parallel translation
- Get it out.
- Bırak şunu.
Get it out!
Çıkarın onu!
Mary mentioned something last night and I can't get it out of my head.
Mary'nin dün akşam bahsettiği bir şeyi kafamdan atamıyorum.
- Then get it out of her.
- O zaman ondan uzaklaştırın.
In court, maybe, but it doesn't mean we can't get it out there, convict her in the press.
Mahkemede belki, ama basın karşısında onu suçlayamayacağımız anlamına gelmez.
There's gotta be some time in between where I can still get it out of them, but it tears something of the person out with it.
O arada biraz zaman geçmiş olmalı. Yine içlerinden çıkarabiliyorum ama çıkarken o insandan da bir şeyler kopuyor.
I suppose you could use it to get out of Hell.
Cehennemden çıkmak için kullanabilirsin sanırım.
It's okay. I'm going to get you out of here.
Sorun yok, sizi buradan çıkaracağım.
Fill out all of this stuff and get it back to me tomorrow, or we do things my way.
- Bu şeylerin hepsini doldur ve yarın bana geri ver yoksa her şeyi benim istediğim şekilde yaparız.
What do you get out of it?
- Bundan ne çıkarınız var?
What do you get out of it?
Senin kazancın ne?
It took forever to get this place safe without the nosey bodies that work here finding out.
Burada çalışan maydanoz herifler fark etmeden burayı güvenli hâle getirmemiz uzun sürdü.
If you get in, we'll figure it out, okay?
Eğer girersen, bir çaresine bakarız.
When I get out of here, I'll clear it all up.
Buradan çıkınca her şeyi temizleyeceğim.
The Matarese breaks you out of the prison, but you have to get yourself out of the desert, and it is a lot easier with a guide.
Matarese seni hapishaneden çıkarıyor ama çölden kendin çıkmalısın. Bir rehberle çok daha kolay olur.
Do you think it's a good idea to take away from him something that he really loves, which also helps him get that testosterone out?
Sizce onun bu kadar çok sevdiği birşeyden ayrıca fazla testestorununu da atmasını sağlayan birşeyden, onu almak iyi bir fikir mi?
Oh, and Lolly, I know banging it out on an old typewriter has a certain mystique, but do us all a favor and get yourself a computer.
Lolly, bir de eminim eski daktilonun seslerinin belli bir güzelliği vardır ama hepimize bir iyilik yap ve kendine bir bilgisayar al.
Unless you know how someone who's broke can make enough money to get out of a shitty situation, then it's worth it to me.
Boktan bir durumdan kurtulmak için meteliksiz birine yeterince para kazandıracak birini tanımıyorsan benim için beklemeye değer.
But if you bring the briefcase back, then I can get the whole share and cut her out of it.
Ama çantayı geri getirirsen o zaman tüm payı alabilirim ve onun payını keserim.
Well, you better fuckin'figure it out,'cause we ain't gonna get a better shot.
Bir yolunu bul amına koyayım. Çünkü elimize daha iyi bir fırsat geçmez.
But you were taking him out of the country, letting him get away with it again.
Ama onu ülkeden kaçırarak yine kurtulmasını sağlayacaktın.
You'll get it straightened out, I mean, you always take care of things.
Düzeltirsin yani her zaman düzeltiyorsun.
I may not get it straightened out this time.
Bu sefer toparlanamayabilirim.
Just do it for a year, - until we get out of this budget crisis.
Sadece bir yıl, şu bütçe krizini atlatana kadar.
Look, it's one thing that Dunbar's dropped out, but we have to get her supporters.
Dunbar'ın çekilmesi bir artı ama destekçilerini tarafımıza çekmeliyiz.
It'd be tough to get hostages in and out of here without the entire tribe being in on it.
Kabileyi dahil etmeden rehineleri getirip götürmek zor olur.
I just said it to get out of an awkward situation, but, actually, now that I think about it, yeah, that would be a really good way to get you out of my hair. No. Okay, that is officially the grossest thing I have ever heard.
Bu, resmen şimdiye kadar duyduğum en iğrenç şey.
But it gave you your speed back long enough to get that bullet out of Wells, saved his life.
Ama sana hızını, Wells'in vücudundan kurşunu çıkarıp hayatını kurtarabileceğin kadar uzun süreliğine geri vermişti.
Now put it in park, get out of the car.
Kenara çek, arabadan çık.
We're out in Kema, then I'm bouncing around on the waves, trying not to get seasick, and-and it... there's no...
Kema'daydık ve dalgalarla boğuşuyorduk. Deniz tutmasın diye uğraşıyordum. Orada telefon çekmiyor.
Get something for your daughter. I am sorry for how it all worked out... But you know well enough what we do, right?
Olanlar için üzgünüm... ama burada ne iş yaptığımızı biliyorsun.
I'm still trying to figure you out, and I don't get it.
Hâlâ seni anlamaya çalışıyorum ve anlamıyorum.
I actually worked it out so that I get to pick out a lobster to eat at the end of every week.
Aslında burada iyiyim. Her haftanın sonunda bir tane ıstakoz yiyebileceğim.
So if I let myself feel, if I let all of that pain and anger out, it's never gonna stop, and that's not gonna help me either, so let's just get back to this research and figure out how to find King Shark.
Eğer kendime hissetme izni verirsem eğer tüm acının ve öfkenin dışa vurmasına izin verirsem bir daha asla durduramam ve bunun da bana bir yararı olmaz o yüzden şimdi o araştırmaya geri dönüp King Shark'ı bulmanın bir yolunu bulalım.
It looks like he is, and so I need to figure this out before more people get hurt, Jessie, so...
Öyle görünüyor, ve ben de daha fazla insana zarar vermeden önce onu bulmaya çalışıyorum, Jessie, yani- -
Get your blanket and lay it out against the window.
Battaniyeni al ve pencerenin yanına otur.
It's only your escape plan if we get out safely.
Eğer bizi sağ salim çıkarabilirsen senin planın olur.
We get him an interpreter. And right then, over the phone, it turns out that his damn wife is still out there!
Sonrasında telefonla konuşunca anladık ki adamın karısı hâlâ dışarıdaymış!
Can't wait to get it sucked out.
İçimden çıkması için sabırsızlanıyorum.
It's time to get up off the couch and get back out in the world.
Koltuktan kalkıp, dünyaya geri dönme zamanın. Ne yaptığın umrumda değil.
I guess it'd be good for me to get out of my comfort zone.
- Rutinimden uzaklaşmak iyi gelir sanırım.
Okay? So get out there and bump like you mean it.
Sahaya çık ve hakkıyla topu kaldır.
Why don't you tell me what you want and what it has to do with Mark so I can get the fuck out of here?
Ne istediğini ve bunun Mark'la ne ilgisi olduğunu söyle de siktirip gideyim buradan.
So you went after her to get it back... things got out of hand and in your panic you didn't even remember to take it.
Yani geri almak için peşinden gittin, işler kontrolden çıktı, panik içindeydin ve almayı bile unuttun.
Look. This only works if they send Ontari out to get it.
Ontari'yi dışarı çıkarırlarsa olacak iş bu sadece.
Come on, I think you'll get a kick out of it.
Çok keyif alacaksın bak.
I think it goes without saying that you two should get yourselves checked out.
Sanırım, söylemeye gerek yok... Siz ikiniz kontrol edilmelisiniz.
Dude, if you pull out a ring and get down on one knee, I'm gonna lose it.
Kanka eğer bir yüzük çıkarıp dizlerinin üstüne çökersen ben yokum.
What the hell did she get out of it?
Onun bundan ne çıkarı vardı?
If I don't get it, they'll be pulling your bodies out of the lake.
Eğer almazsam, onlar cesetlerinizi gölden çıkarırlar.
We need to figure out a way to get it away from him.
Onu, elinden almanın bir yolunu bulmalıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]