Hand to god Çeviri Türkçe
281 parallel translation
Next year, Philly, my hand to God, she's gonna be at Carnegie Hall.
Gelecek yıl Philly, bak buraya yazıyorum, Carnegie Hall'da çalacak.
- My hand to God.
- Tanrı üzerine yemin ederim.
My right hand to God!
Sağ elim havada!
( Mike ) My hand to God!
Yemin ediyorum!
My hand to God.
Tanrı şahidim olsun.
- Hand to God.
- Yemin ederim.
Hand to God.
Tanrı'ya sor.
But if you stay with it, my hand to God, you will never regret it.
Ama kalırsan yemin ederim asla pişman olmazsın.
King Alexander has dared to resist us but God's hand has punished his impertinence.
Alexander bize karşı koyma cüretini gösterdi. Fakat Tanrı, kendi elleriyle onun bu küstahlığını cezalandıracak.
And when you asked to marry me it was like God sent somebody to take me by the hand.
Bana evlenme teklif ettiğinde Tanrı elimden tutacak birini göndermişti sanki.
Yes... but I am holding on to God's hand.
Evet... ama Tanrının eline bakıyorum.
They told me you were condemned, but I knew you were chosen to take the sword of God into your hand!
Lanetlendiğini söylediler ama ben Tanrı'nın kılıcını eline almak için seçildiğini biliyordum!
Raise your right hand. Do you swear to tell the truth... the whole truth, nothing but the truth, so help you God?
Yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
I want God to put out His hand... show His face, speak to me.
Tanrı'nın bana elini uzatıp yüzünü göstermesini, benimle konuşmasını istiyorum.
The greatest wish of every Viking was to die sword in hand and enter Valhalla, where a hero's welcome awaited them from the god Odin.
Her vikingin en büyük hayali kılıcı elinde şehit olarak Tanrı Odin'in kahramanlarını beklediği Valhalla'ya girebilmekti.
"To Elmer Gantry, God is an all-American football player with a long white beard, who carries lightning in one hand, and a bag of tricks in the other."
"Elmer Gantry için Tanrı,..." "... bir elinde şimşek bir elinde yalan dolan taşıyan... " "... beyaz sakallı bir Amerikan futbolu oyuncusu. "
God sends me to flight you hand to hand.
" Tanrı beni, sizinle göğüs göğüse savaşayım diye gönderdi.
To India, to Japan, to Afghanistan to God knows where, and it was also a life that he led for a long time... but you... You, on the other hand, have always lived in the city, just a stone's throw away.
Hindistan'a, Japonya'ya, Afganistan'a Tanrı bilir başka nerelere, bu uzun süredir aradığı hayattı ama sen her zaman şehirde yaşadın, bir taş atımı uzaklıkta.
I reached out my hand to you, like God to Adam... and forced you to accept life.
Tanrı'nın Adem'e elini uzatması gibi elimi uzattım ben sana. Ve yaşamayı kabul etmeye zorladım seni.
I'll go back to heaven, sit on God's right hand and be his favorite angel again.
Tanrı'nın sağ eline oturup yine en gözde meleği olacağım.
If on the other hand you are seen to swim or float, then your confessions of witchcraft are proven beyond a doubt in the sight of God.
Diğer taraftan su üzerinde kaldığınız görünürse cadı olduğunuza dair itirafınız Tanrının huzurunda şüphe götürmeyecek şekilde kanıtlanmış olacak.
Oh, God, listen favourably to our prayers and with your right hand bless this jeep.
Tanrım, dualarımızı kabul et ve bu cipi sağ elinle kutsa.
And if you or any of these men should dare to lay a hand on me I will try with all the strength in me to kill you and with my last breath, I shall curse you to God!
Siz veya şu adamlardan herhangi biri bana dokunursa tüm gücümle sizi öldürmeye çalışır ve son nefesimle, sizi lanetlerim!
There was some paralysis of the left hand and right foot Olivier chose to play the right hand and left foot, God knows why as well as nerve damage to the right cheek and eyelids.
Sol el ve sağ ayağının bir kısmında felç varmış. Nedendir bilinmez ama Olivier sağ el, sol ayak olarak oynamayı tercih etti. Ayrıca sağ yanak ve göz kapağında da sinir hasarı varmış.
People today have strange ideas. Pray to God and the Madonna to place a hand on your heads.
Günümüzde insanlar, başınıza elini koysun diye Allah'a ve Meryem'e dua etmeyi garip karşılıyorlar.
Even if we win, even if we play so far over our heads that our noses bleed for a week to ten days, even if God in heaven above comes down and points his hand at our side of the field,
Kazansak bile!
hold on to this and let me try to give bill a hand for god's sake, hurry it's past midnight
- Bunu tut. Ben de Bill'e yardım edeyim. - Tanrı aşkına acele et.
When I reminded myself that all this was the work of the hand and soul of one man, with no mechanical help, it seemed to me that men could be as effective as God in tasks other than destruction.
Makinelerden yardım almayan tek bir adamın elleri ve ruhundan çıkmış iş olduğunu hatırladığımda şu sanıya kapıldım yıkıp dökme dışındaki alanlarda insan sanki Tanrı kadar etkili olabilirdi.
And I want you to hold on to God's unchanging hand.
Ve Tanrının elini sıkı sıkı tutmanı istiyorum.
A God welded this sword to my hand and infused my body with his power.
Bir tanrı bu kılıcı elime tutuşturdu ve beni kendi gücüyle aşıladı.
It is with great happiness that I present to you Father Brown... whom, we may say, the hand of God himself... has chosen to deliver this year's sermon... on the miraculous properties of the shrine of the Weeping Virgin.
Size Peder Brown'ı sunmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Bu yıl Ağlayan Bakire heykelinin mucizevi özellikleri... konusunda vaaz vermesi için... onu bizzat Tanrı görevlendirdi diyebiliriz.
They tell you there'll be tough decisions, times when you have to... hold someone's fate in your hand, times when you are forced to play God.
Zor kararlar vereceğimizi, insanların kaderinin bize bağlı olacağını Tanrı gibi davranmaya mecbur olacağımızı söylüyorlar.
signifying unto us the mystical union that is betwixt Christ and his Church and therefore is not by any to be enterprised nor taken in hand unadvisedly, lightly, or wantonly, but reverently, discreetly, advisedly, soberly, and in the fear of God.
Bu bağ insanın masum zamanlarında tanrıyla kurulmuş onurlu bir mülkiyet olup İsa ve kilisesi arasındaki gizemli birleşmeyi bildirir ve bu yüzden ne teşebbüs edilmeli ne de ele alınmalı, tavsiye edilmemiş, hafif veya oyunbaz bir şekilde aksine düşünceli, düzenli, tavsiye edildiği gibi, uygunca ve tanrı korkusuyla olunmalı.
Would you be willing to swear before a judge and jury with your hand on the Good Book and take an oath before Almighty God himself?
Yargıç ve juri karşısına çıkmadan yemin edermisin Kutsal Kitaba el basarak ve tanrının huzuruna çıkmadan yemin edermisin?
You listen to me... you lay one hand on Scully, and so help me, God...
Beni dinle Scully'e elini sürersen Tanrı yardımcım olsun.
I'm gonna hand-feed you to fuckin'Rodney myself! I swear to God!
Seni Rodney'ye ellerimle teslim edeceğim.
I swear to God, that when I threw my hand in when you raised me out, that I folded the king of hearts.
- Tanrı adına yemin ederim, orada duruyordum. Kupa papazını katladığını gözümle gördüm.
Some poor soul asks God for a hand-out, so I'm meant to produce a miracle?
Zavallının biri Tanrı'ya yakarıyor, ben mucize mi yaratacağım?
God, I have to hand it to you, Mrs. Nugent, when it come to polishing.
Hakkınızı yememek lazım, Bayan Nugent.
My fellow Americans, I thank a merciful God and I am sure each and every one of us will thank that Supreme Power whatever we conceive that power to be that peace is at hand.
Sevgili Amerikalılar, merhametli Tanrı'ya şükrediyorum ve eminim her birimiz de o Ulu Güç'e o gücü her ne olarak düşünüyorsak barışın yakın olduğu için şükredecektir.
My fellow Americans, I thank a merciful God and I'm sure all of us will thank that Supreme Power whatever we conceive that power to be that peace is at hand.
Sevgili Amerikalılar, merhametli Tanrı'ya şükrediyorum ve eminim her birimiz de o Ulu Güç'e, o gücü her ne olarak düşünüyorsak barışın yakın olduğu için şükredecektir. ( boğazınızı temizleyin ve suyu yudumlayın )
So in this instance, a timely flat tire might raise... a few superstitious eyebrows... it's hardly food for thought for those of us professionally trained... to recognize the hand of God.
Doğru zamanda patlamış bir lastik, bazı batıl inançlıların şüpheyle kaşlarını kaldırmalarına yol açabilir. Ama aramızdaki profesyoneller, işin içinde Tanrı'nın eli olduğunu fark edeceklerdir.
It was beginning to look as if the hand God was attached... to a damn good wristwatch.
Ve Tanrı'nın elinde bu sefer çok iyi bir saat vardı.
Out there there's no need to... to pray where-where-where God's hand is felt.
Dışarıda gerek yok... dua etmeye. orada-orada-orada Tanrının eli hissedilir.
Oh, God, I've just discovered that she absolutely refuses to touch a doorknob with her bare hand.
Yeni fark ettim. Asla çıplak elle kapı tokmağına dokunmuyor.
At Schillinger's hearing, I put my hand on the Bible and I swore to God that I would tell the truth. And then I lied.
Schillinger'ın duruşmasında, elimi İncil'in üstüne koydum ve Tanrı'ya yemin ettim, doğruyu söyleyeceğime ve sonra yalan söyledim.
The greatest wish of every Viking was to die sword in hand and enter Valhalla, where a hero's welcome awaited them from the god Odin.
Her Viking'in en büyük hayali kılıcı elinde şehit olarak Tanrı Odin'in kahramanlarını beklediği Valhalla'ya girebilmekti.
You say you are men of God yet you do not see His hand in having guided me through 500 leagues of enemy country to bring you His help.
Din adamı olduğunuzu söylüyorsunuz. Ama O'nun esirgeyici kolunun, yardımını getirmem için beni 2.500 km. düşman toprağından geçirdiğini görmüyorsunuz.
With this sacred oil, blessed by the hand of God the Father Almighty we do anoint thee, Charles Valois to be sovereign lord and king of this great kingdom of France charging that ye shall defend the faith of our Mother Holy Church as long as ye shall live.
Yüce Tanrımız eliyle kutsanmış bu kutsal yağla sen Charles Valois'yı büyük Fransa krallığının hakim efendisi ve kralı olarak mesheder ve sana yaşadığın sürece Kutsal Roma kilisesini koruma görevi veririz.
It'll be easy for him to take your hand when God strikes your heart with leprosy.
Tanrı seni cüzzamla cezalandırdığında, elele tutuşmanız daha kolay olacak.
I swear to God, if you hand me a muffin, I'm out of here.
- Charlotte, bir kurabiye daha verirsen yemin ederim çeker giderim.
to god 31
godzilla 43
goddess 52
gods 123
goddamn 674
godspeed 213
godfather 112
godfrey 79
goddammit 380
god bless her 44
godzilla 43
goddess 52
gods 123
goddamn 674
godspeed 213
godfather 112
godfrey 79
goddammit 380
god bless her 44
god damn it 2125
god bless you 669
god bless america 97
god takes your soul 34
god bless you all 27
godmother 26
god save the king 82
god dammit 105
god bless 218
god's plan 16
god bless you 669
god bless america 97
god takes your soul 34
god bless you all 27
godmother 26
god save the king 82
god dammit 105
god bless 218
god's plan 16
god be with you 127
goddamn right 48
god willing 209
god help me 206
god bless them 19
god forgive me 81
goddamn it 2002
god damn 321
god bless us 36
god in heaven 68
goddamn right 48
god willing 209
god help me 206
god bless them 19
god forgive me 81
goddamn it 2002
god damn 321
god bless us 36
god in heaven 68