He wouldn't have Çeviri Türkçe

He wouldn't have done it otherwise.

Yoksa yapmazdı. Çok sorumsuzsun.

If he really loved her, he wouldn't have killed himself

Onu gerçekten sevseydi, kendisini öldürmezdi.

You know, if he fell back from sitting in the chair, he wouldn't have had enough momentum to whack his head this hard.

Oturduğu sandalyeden geri düştüyse, kafasını bu kadar sert çarpacak hıza ulaşmış olamaz.

So Dad's life would actually have been worse, because he wouldn't have gotten together with Mom, his one true love.

Böylece babamın hayatı aslında daha kötü olacaktı çünkü annemle birlikte olamayacaktı yani gerçek aşkıyla.

If he had a vest, he totally wouldn't have died.

Olsaydı ölmezdi.

Freud would certainly have a field day with that little one, wouldn't he?

Freud bu ufaklıkla gurur duyardı herhalde, değil mi?

He wouldn't have the faintest idea what I was talking about.

Neden bahsettiğimi anlamaz bile.

He wouldn't have believed a hand shake. And it felt good. Hardison, where are you?

Elini sıksam inanmazdı ve gerçekten daha iyi hissettirdi.

Then he wouldn't have stayed.

Ondan sonra kalmayacaktır.

If you were not his friend... he wouldn't have let you come even this close to him...

Eğer arkadaş olmasaydınız... seni bu kadar yakına yanaştırmazdı...

If he had handed over the map sooner, Master Tu wouldn't have died.

Haritayı daha önce verseydi ölmeyecekti.

I just can't help but wonder that if he had never met me, maybe this wouldn't have happened to him.

Düşünmeden edemiyorum eğer benimle tanışmamış olsaydı belki bu onun başına gelmeyecekti.

He wouldn't have seen anything at the end.

Sonra da bir şey göremez olmuştur.

- He wouldn't have been shot!

Çocuk da vurulmazdı! Ellis!

You're saying he broke up with me So i wouldn't have to go through this with him?

Yani bu zorlukları benim de yaşamamam için mi benden ayrıldığını söylüyorsun?

He wouldn't have any more need.

Onun artık eve ihtiyacı olmazdı.

If he asked you to do something, you'd do it'cause it was always something you wouldn't have the guts to do on your own.

Bişey yap derse yapardın.. bunu asla kendi başına yapmazdı

If Max would've killed Dad, then why wouldn't he have just left town instead of settling down and waiting for someone to find Dad's body with an ice pick in his chest?

Max öldürse bile niye gitmedi burdan da burda yıllarca yaşayıp, cesedi bulmalarını bekledi?

He wouldn't have done that.

Bunu yapmış olamaz.

Who's to say that he wouldn't have stopped himself?

Kendi kendisini durdurmayacağını kim bilebilir?

If he had his casts removed two weeks ago, the muscles wouldn't have atrophied so much.

Eğer alçılarını iki hafta önce çıkarttırmış olsaydı, kasları çok zayıflamamış olurdu.

He wouldn't have been lying.

Yalan söylemiyordu.

Well, if he was better than me, I wouldn't have been able to find you, would I?

Eğer benden daha iyiyse, seni bulamazdım, değil mi?

He wouldn't have gone this far unless you were under his skin.

Elinin altında olmasaydın bu kadar ileri gidemezdi.

Then he wouldn't have tried to hide the smile.

O zaman gülümsemesini gizlemeye çalışmazdı.

I wouldn't have to move out of the apartment that I paid for so that he could live here with my daughter.

Kirasını ödediğim bu daireden çıkmam gerekmeyecekti. Böylece kızıyla beraber yaşayacaktı.

He wouldn't have done it if it weren't for Jandi.

Evet. Geum Jan Di için olmasaydı, asla böyle bir şey yapmazdı.

Well, i'm sure bobby wouldn't have asked you to do it if he didn't think you could handle it.

Eminim Bobby senin üstesinden gelebileceğini düşünmeseydi bunu yapmanı senden istemezdi.

This is my life, and he wouldn't let me have it back.

Bu benim hayatım, ve onu geri almama izin vermedi.

And he certainly wouldn't have been my choice,

Ve kesinlikle benim tercihim o olmazdı.

I promised him he wouldn't have to be involved.

Karışmak zorunda kalmayacağına dair söz verdim.

He asked me so i wouldn't have to take the subway next year.

İstedi çünkü gelecek sene metroyu kullanmak zorunda kalmamı istemiyordu.

Justin wouldn't have been able to move very far, injured as he was.

Justin, yaralı olduğu için fazla uzağa gitmiş olamaz.

Not that he wouldn't have loved a girl, too.

Kız olsa da severdi gerçi.

Now, nichols wouldn't have Let just anyone in here, But he may have Opened his lab For educational purposes, As a teacher.

Nichols herkesi buraya sokmazdı, ama eğitim amaçlı girişlere izin vermiş olabilir.

He wouldn't have to Attack the fort.

Oraya saldıramaz.

He wouldn't have strayed otherwise. Others think so too.

Başkaları da böyle düşünüyor.

I think Gladstone himself should shake my hand! Although, my guess is that he probably wouldn't have got to the starting line before his horsedied, so to speak. Indeed.

Sanırım bizzat Gladstone'un elimi sıkması gerekir.

should have known he wouldn't leave it behind.

Arabasından vazgeçemeyeceğini tahmin etmeliydim.

- I mean, I guess he wouldn't have released you if it was anything serious.

Yani, ciddi bir şeyler olsaydı herhâlde seni bırakmazlardı.

Wouldn't have been hard for you to subdue Howie especially if he was drunk.

tahminime göre Howie'yi tepelemek senin için zor olmadı, özellikle o sarhoşsa.

I imagine he wouldn't have argued with a badge, even if yours is retired.

düşünüyorumda kimse rozetli biriyle tartışamaz, hatta sizinki emekli rozeti.

When I asked why... if he said my parents and sister died in a car accident... then I wouldn't have gone and seen them like that.

Neden diye sorduğumda... eğer bana ailemin ve kız kardeşimin bir araba kazasında öldüğünü söyleseydi gitmez ve onları o halde görmezdim.

If he'd seen a doctor sooner, it wouldn't have gotten so bad.

En kısa sürede bir doktora görünseydi, durumu bu kadar kötü olmazdı.

I can tell you one thing. If I had been there, he wouldn't have jumped.

Eğer ben orada olsaydım, çatıdan atlamamış olurdu.

- he would have been acquitted. He would have walked. - But Katy wouldn't have been raped.

- Ama Katy tecavüze uğramazdı.

If he was looking to do business for real, he at least would have shown me the counterfeit cash. And you know he sure as hell wouldn't have tried to take my 300k for a 2-hour walk.

Eğer gerçekten iş yapmak istiyorsan, sahte paraları alıp iki saat duvarların arkasında ne yaparsın ki?

Even though I wouldn't lock him up because he was from the planet Wolfen, he still told me to come down and have my palm read by his sister...

Evet. Onu kilitlemedim, çünkü o Wolfen Gezegeninden geliyordu. Yine de avuç içimi kız kardeşine okutacağını söyledi.

I thought if only he'd known I could be revived, maybe he wouldn't have had his heart attack.

Belki benim geri geleceğimi bilseydi kalp krizi geçirmeyecekti.

But he's only 21, so it would be strange for him to have a cholesterol problem, wouldn't it?

Sadece 21 yaşında, kolesterol probleminin olması biraz tuhaf değil mi?

a lot of cops wouldn't have done that, but he did.

Çoğu polis bunu yapmazdı. Ama, o yapmış işte.