Have a good week Çeviri Türkçe
61 parallel translation
Have a good week, everybody.
Herkese iyi bir hafta diliyorum
You have a good week now.
Sana iyi haftalar.
- Have a good week.
- İyi haftalar.
- Have a good week.
İyi bir hafta sonu dilerim.
- Have a good week, Paul.
- iyi haftalar Paul. - Sana da.
Have a good week.
Hayırlı işler.
So, guys, have a good week with...
Kızlar, iyi vakit geçirin...
Hey, did you guys have a good week?
Hey, iyi bir hafta geçirdiniz mi?
Yeah. Did you have a good week, Daddy?
Sen iyi geçirdin mi, baba?
Have a good week.
İyi haftalar.
Have a good week, baby.
Güzel bir hafta dilerim, canım.
Have a good week, Dad.
İyi haftalar, Baba.
Bye, have a good week!
Bye, iyi haftalar!
- Have a good week, Nathan.
- İyi günler, Nathan.
- Did you have a good week?
- Haftan nasıl, iyi geçti mi?
Have a good week.
İyi günler.
I bring lemon bars every Monday morning, and I put them right there with a little note that says to everyone, "Have a good week."
Her pazartesi sabahı limonlu kek getirip yanında herkese "İyi haftalar" dileyen bir notla buraya koyuyorum.
.Have a good week.
- HAftan iyi geçsin.
So, for a few more dollars a week... I could have had a good son in you, eh, Joe?
Yani, haftada birkaç dolar daha fazlasına seni daha iyi bir evlat yapabilirdim, ha, Joe?
We should have her back within a week. Good, Bones, good.
Bir hafta içinde görevine dönmüş olacak.
Have a good week.
İyi bir hafta geçirin.
Whereas so far as a good walk goes, we have a jolly good walk about two or three times a week, average.
Gezintinin gidişatına göre... haftada ortalama... 2-3 güzel gezinti yapıyoruz.
- Good.'have it in a week.
- İyi. Bir haftada biter.
You have a good week now.
İyi günler.
Daddy, you know, we're gonna have a week to ourselves and I thought it would be a good idea to do something together.
Baba, düşündüm de baş başa bir hafta geçireceksek..... beraber bir peyler yapmamız güzel olur. Hiç yapmadık da.
Before a preview of next week's sermon I have some announcements to make. We have some new pamphlets including "Satan's Boners" "Good Grief, More Satan's Boners," and for teens, "It's Not Cool To Fry In Hell."
"Şeytanın Gafları" ile ilgili bazı broşürlerimiz var "İyi Üzüntü, Daha Fazla Şeytan Gafı," ve gençler için, "Cehennemde Uçmak Hiçde Güzel Değildir"
- I can have it back to you as good as newin less than a week.
Bir haftaya kalmaz yepyeni yapar getiririm.
We have a hundred-percent market share in first-week sales of one billion dollars, which, I have it on good authority, is more than a million and less than a skillion.
İlk haftada milyar dolar üzerinde satışla pazarın % 100'ünü ele geçirdik, bu da demektir ki milyondan fazla ve trilyondan az.
Perhaps we have made it look easy tonight, after all none of the players them is good enough to go to the England squad, against whom we play in a week.
Onlara bu, çok kolay geldi Oyuncuları yeterince iyi değildi belki ama önümüzdeki hafta sonucu değiştirecek olan ne ki?
Then you have a good reason... to which gloves to use and against his head to knock next week.
Ancak bu sana... bir hafta daha kalıp, Finch'in kıçını tekmelemeye fırsat veriyordur.
I have it on good authority that they'll be announcing a major breakthrough before week's end.
Bu haftanın sonunda büyük bir buluş ilan edeceklerini biliyorum.
I don't understand it. I have sex once a week- - good week, twice.
İyi bir haftaysa iki kere.
If we have you filming for about a week, do you think that's enough time to record a good number of those miracles you mentioned?
Sence bir hafta filme alırsak 392 00 : 31 : 18,401 - - 00 : 31 : 22,001 şu "mucize" dediğin şeylerden yeterli sayıda yakalayabilir miyiz?
Yeah, we'll be home in, like, an hour. And the good news is you won't have to feed him for, like, a week.
İyi haberse onu bir hafta beslemene gerek kalmadı.
Well, after a week of having conch fritters and conch salad, and grilled conch, it's good to finally have some home cooking.
Eee, bir haftalık kabuklu bir deniz hayvanı, salatası ve kızartmasından sonra, sonunda biraz ev yapımı yemek güzel.
As of right now, we have been here for a week, And our reservations are good for another week, Courtesy of this man's platinum card,
Şimdi, bir haftadır buradayız bu adamın kredi kartının nezaketi sayesinde rezervasyonumuz bir hafta daha sürecek.
But it would be helpful to have a diary of Trevor's comings and goings in the last week. That would be good.
Ama Trevor'un son zamanlarda takıldığı yerleri yazdığı bir günlüğü varsa, faydası dokunabilir.
Ruby, you are gonna be out of here by tomorrow with a teeny, tiny little scar, and a good excuse to have your parents feed you ice cream every night of the week.
Bu işte neredeyse mükemmelim. Ve sen Ruby, yarın buradan çıkmış olacaksın küçücük, minicik bir yara iziyle ve ebeveynlerinin sana dondurma almaları için çok güzel bir bahanen olacak. Hem de haftanın her akşamında
You'd better have a damn good reason for this or I'll have you back in uniform patrolling estates in a week.
Bunun için umarım iyi bir nedeniniz vardır yoksa sizi üniformalarınızın içine sokup bir hafta boyunca devriyeye çıkartırım.
want you to be a man who is good más for one night a week. If you miss a class sacaré Scottte más. do not care if I have to play with a rookie center camper in the state finals.
Ben onlardan biri değilim ve senin iyi olmanı istiyorum 1 kez daha gelmezsen derse, bırakırım seni
I have a pretty good memory,'cause I'm a journalist- - editor of the school paper and all that- - but that was finals week.
Hafızam iyidir. Çünkü okul gazetesinin editörüyüm. Ama geçen hafta sınavlar vardı.
Have you had a good week so far?
Haftanız nasıl gidiyor?
Have you had a good week so far?
- Haftan iyi geçiyor mu?
Rachel, in the middle of the worst week ever, I have found a moment of something good.
Rachel bu en kötü haftanın ortasında güzel bir an buldum.
These guys have been compromising and compromising all week so we could host a debate that made some sense and did some good.
Bu adamlar haftalardır adam gibi bir münazara sunalım iyi niyetle bir şeyler başaralım diye uğraşıyor.
If you must know, I'm taking my test for my real estate license next week, and I have a really good feeling about it this time.
Eğer bilmek istiyorsan haftaya emlâk ruhsatı sınavına gireceğim bu sefer başaracağıma dair içimde harika bir his var.
Booked a car show for tomorrow, and I have been so good this week.
Zamanım yok. Yarın araba sergisinde modellik yapmam gerekiyor. Ve bu hafta çok iyi gidiyorum ayrıca.
Kids gone for more than a week... have half as good a chance of being found, and after a month, almost none are found alive, alright?
Kızlar gideli bir haftadan fazla oldu. onları bulmak için bir şansımız var, bir ay sonra o şansta olmayacak onları canlı bulabilecek misin?
"who thought it was a good idea to cast Demi Moore as Hester Prynne?" And I have not slowed down the class once in the last week.
"Demi Moore'a Hester Prynne rolünü oynatmanın iyi bir fikir olduğunu kim düşündü?" Ve bu haftada sınıfı bir kere bile yavaşlatmadım.
He'll have to make about two kills a week, to stay in good condition.
İyi durumda kalması için haftada yaklaşık iki kez avlanması gerekecek.
Well, you know, it's just Eli hasn't really had a good idea since his dad moved in, and-and if we don't get a game into production this week, then-then we're gonna miss the holiday rush, and then have to end up selling the house and...
Biliyorsun, Eli, babası ondan kalmaya başladıktan sonra iyi fikir üretemedi ve eğer bu hafta içinde bir oyun üretmezsek oyun fuarını kaçıracağız ve sonrada evi satmak zorunda kalıp...
have a good weekend 70
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a great day 179
have a good time 307
have a good flight 33
have a good night 530
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a great day 179
have a good time 307
have a good flight 33
have a good night 530