I meant no offense Çeviri Türkçe
45 parallel translation
Sincerely, I meant no offense.
Tüm içtenliğimle amacım sizi gücendirmek değildi.
I meant no offense, Burton.
Amacım size saldırmak değil, Burton.
I meant no offense.
Niyetim kötü değildi.
Really, I meant no offense.
kötü bir niyetim yoktu.
I meant no offense.
Sizi gücendirmek istemedim.
- I meant no offense.
- Gücendirmek istemedim.
I meant no offense.
Rahatsızlık vermek istememiştim.
I meant no offense.
Kusura Bakmayın.
I meant no offense.
Seni kırmak istemedim.
I meant no offense by suggesting other men's interest in you.
Başka erkeklerin sana ilgi duyduğunu söylemekle seni kırmak istememiştim.
I meant no offense, huh?
Sizi gücendirmek istememiştim.
I meant no offense, Bartlett.
Sözüm meclisten dışarı, Bartlett.
Miss Olive, I meant no offense by that "ho".
Olive Hanım, "Hop!" derken kabalık etmek istememiştim.
I meant no offense.
İncitmek istemedim.
I meant no offense, niece.
Alınmak yok yeğenim.
When we spoke last, I meant no offense.
Son konuşmamızda, kötü bir niyetim yoktu.
I meant no offense.
Kötü bir niyetim yoktu.
I meant no offense.
Kültür yok, gelenek yok. Kırıcı olmak istemedim.
Now I meant no offense.
Kabalık etmek istemedim.
I meant no offense.
Kabalık etmek istemedim.
I meant no offense.
Niyetim rahatsız etmek değil.
I meant no offense.
Kusuruma bakmayın.
No, I meant no offense, sir.
Hayır... suç demek istemedim efendim.
I meant no offense.
Sizi gücendirmek istememiştim.
- I meant no offense, sir.
- Alınmanızı istemedim, efendim.
Oh, lovely Kenna, I meant no offense.
Ah, sevgili Kenna, gücenmeni istemem.
I meant no offense.
Sizi kırmak istemedim.
I meant no offense to either of you.
İkinize de hiç darılmadım.
By the way, I meant no offense, I just...
Bu arada gücendirmek istemedim, sadece...
I meant no offense but...
Gücendirmek istemedim ama...
I meant no offense.
Darılmak yok.
I meant no offense.
- Niyetim kötü değildi.
- I'm sure Mr. Gordon meant no offense.
- Bay Gordon hakaret etmek istememiştir.
You're speaking of the Baroness von Lepp, my wife. I beg your pardon, Baron, I meant no offense.
Affınıza sığınırım Baron, kötü bir imada bulunmak istemedim.
I'm sorry, Professor, no offense meant, but this jerk has chosen you to be his favorite.
Üzgünüm Profesör, seni incitmek istemedim. Ama bu alçak favori olarak seni seçti.
I certainly meant no offense by it.
Kesinlikle sizi kırmak istemedim.
Rude. I meant "you" as in "him." No offense. None taken.
Öyleyse nasıl olur da birlikte olmak istemezsin?
- I meant "you" as in "him." No offense.
'Sizi'derken'onu'kasetettim. Üstüne alınma.
Of course, I meant no offense.
Elbette. Alınganlık gösterecek bir şey kastetmedim.
But I'm sure he meant no offense.
Kusur etmek istemediğine eminim.
I meant no offense.
Onun sikini mi arzuluyorsun?
I meant you no offense.
Yani kusura bakmayın.
I meant no offense.
Seni gücendirmek istemedim.
I meant no offense.
Sizi bir şeyle suçlamaya gelmedim.
i meant every word 19
i meant no harm 22
i meant 546
i meant to say 40
i meant it 146
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant no disrespect 29
i meant to tell you 58
i meant to call you 19
i meant no harm 22
i meant 546
i meant to say 40
i meant it 146
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant no disrespect 29
i meant to tell you 58
i meant to call you 19
i meant to call 19
i meant you 39
i meant to ask you 25
i meant to ask 21
i meant me 26
i meant that 30
i meant to 53
no offense taken 37
no offense 1898
no offense meant 16
i meant you 39
i meant to ask you 25
i meant to ask 21
i meant me 26
i meant that 30
i meant to 53
no offense taken 37
no offense 1898
no offense meant 16
i mean 97485
i mean it 1883
i mean everything 35
i mean you no harm 50
i mean no disrespect 26
i mean no harm 17
i mean really 45
i mean yes 37
i mean me 34
i mean to say 41
i mean it 1883
i mean everything 35
i mean you no harm 50
i mean no disrespect 26
i mean no harm 17
i mean really 45
i mean yes 37
i mean me 34
i mean to say 41