In may Çeviri Türkçe

Sending those men in may be a mistake, but that's not on you.

İçeri adam göndermek hata olabilir, ama senin hatan değil.

You think what Lucifer had stored in there may be illegal.

Lucifer'ın orada sakladığı şeyin yasa dışı olabileceğini düşünüyorsun.

You know, he may have pushed too hard, and-and-and tried to make me something that I'm not, but in the end, it made me the man I am.

Beni çok fazla zorlamış, olmadığım birine dönüştürmeye çalışmış olabilir. Ama nihayetinde beni olduğum kişi yapan oydu.

The detective may simply be a cog in a bigger machine.

Dedektif büyük dişlideki çarklardan yalnızca biridir belki.

May I come in?

- Gelebilir miyim?

NCPD and emergency rescue workers are en route but eyewitness accounts suggest they may not get there in time.

NCPD ve acil kurtarma birimleri yolda fakat olayı görenlere göre oraya zamanında ulaşamayabilirler.

I know that my choices may have hurt you In ways I can never understand...

Yaptığım seçimler seni hiç anlayamacağım yönlerden incitebilir.

And my connection To a very famous alien, I may just be able to Get us a good quote from senator crane.

Ayrıca çok ünlü bir uzaylıyla olan bağlantım sayesinde bizim için Senatör Crane'in ağzından birkaç laf alabilirim.

Well, we may not have much in common, but I think it's safe to say neither one of us Enjoys the idea of an alien spy working within your walls.

Çok ortak noktamız yok fakat aranızda çalışan uzaylı bir casus olduğu fikrinden ikimiz de memnun değiliz.

"The Bits may be short on experience, but they more than make up for it with swagger and the fucking music, which, let's face it, is what it's all about."

"Bits'in tecrübesi az olabilir ama havalarıyla ve müzikleriyle bunu fazlasıyla telafi ediyorlar ve kabul edelim önemli olan tek şey bu."

In fact, I am afraid that I may have to make it wider.

Hatta korkarım daha da genişletmek zorunda kalabilirim.

We may have to move in.

İçeri girmemiz gerekebilir.

You're in Mikey's memories, which may not be totally accurate, because, you know, he's Mikey.

Hayır, Mikey'in anılarındasınız. Tam olarak doğru olmayabilir.. .. çünkü, biliyorsunuz ki, Mikey bu.

Hey. And that way may have just walked in the front door.

Yolum kapıdan girdi.

- I think Frits may grab his chance.

- E? - Frits'in şansı yaver gidebilir.

May I come in? And can we talk?

İçeri girip konuşabilir miyiz?

Word is that Alex may have had some enemies.

Alex'in bazı düşmanları varmış.

But the country's solution to its financial crisis may lie in the heart of sacred Indian territory, land that Lakota leaders Crazy Horse and Sitting Bull aren't going to give up without a fight.

Fakat ülkeyi finansal krizden çıkarma yolu kutsal kızılderili bölgesinin tam ortasındaydı. Lakota liderleri Çılgın At ve Oturan Boğa topraklarından savaşmadan vazgeçmeyeceklerdi.

To show their support, Missouri residents give Edwards and his newspaper the names of anyone who may have aided the Pinkertons for him to print in his paper.

Desteklerini göstermek için Missouri sakinleri Edwards'a ve gazetesine gazeteye basması için Pinkertonlara yardım etmiş olabilecek kişilerin adlarını verdiler.

But while he may have turned himself in... Billy the Kid is not about to give up.

Fakat kendi isteğiyle teslim olmasına rağmen Billy the Kid pes etmeyecekti.

After hearing rumors that Billy may be in Fort Sumner, Pat Garrett uses his knowledge of the land to track the young outlaw to a ranch outside of town.

Bill'nin Fort Sumner'da olabileceği söylentilerini duyunca Pat Garrett bölge hakkındaki bilgisini genç kanun kaçağını şehrin dışındaki kulübesine kadar izlemek için kullandı.

But while one ruthless outlaw may be gone, the violence in the West is far from over.

Fakat acımasız kanun kaçaklarından biri ölse de batıdaki şiddet devam ediyordu.

Redrawing the wards may have released it much like a mouse caught in the walls of a building.

Kordonları yeniden düzenlemek onu binanın duvarları içinde kalan bir fare gibi serbest bırakmış olabilir.

I figured your other one, may it rest in peace, was almost full, so you probably need another one.

Diğerinin huzur içinde yatabileceğini düşündüm, neredeyse dolmuştu, yani, muhtemelen yenisine ihtiyacın var

You may have noticed on your way into school today that many surfaces were covered in brightly-colored pieces of paper.

Bugün okul girişinde renkli kağıt parçalarıyla kaplı pek çok yer olduğunu fark etmişinizdir.

"May God's will be done in me."

"Tanrının buyruğu başım üstünedir."

Bob, I've come to you because I believe you may be one of the few people in Stoneheart whom I can still trust.

Bob, Stoneheart'da güvenebileceğim birkaç kişiden biri olduğuna inandığım için sana geldim.

I may not be in the best of health, but my mind is razor sharp and never gets tired.

Sağlığım iyi olmayabilir ama zihnim jilet gibi keskindir ve asla yorulmaz.

May the Yule log burn throughout Yol, and bring its warmth and light to us in these darkest of days.

Festival kütüğü Yol boyunca yansın ve bu en karanlık günlerimizde bize ışık ve sıcaklık versin.

May God in his grace keep you and console you on your long journey, and may you enjoy its many fruits.

Uzun yolculuğunuzda Tanrı sizi korusun ve teselli etsin ve bu yolculuğun meyvelerinin tadını çıkarın.

You may all leave, content in my good graces.

Gidebilirsiniz.

... you and your family. May he always protect you in his holy glory.

Tanrı seni ve aileni korusun.

- May they rest in peace.

Huzur içinde yatsınlar. Amin.

The fact that Wally even wants to get to know me is the big win here, so in the future could you try not chasing him out of the house?

Burada asıl önemli olan Wally'nin beni tanımayı istemesi. Gelecek sefere sen de onu evden kovalamamaya çalışabilir misin?

The senator may still be interested in a deal.

Senatör hala anlaşmayla ilgileniyor.

The country has had its own struggles towards democracy, but it appears that democracy in the Dnestrian Autonomous Republic may be short-lived now.

Ülke demokratikleşme mücadelesi vermekteydi ama Dinyester Özerk Cumhuriyeti'nde demokrasi kısa ömürlü olabilir.

From what I hear, that may be happening here in Asia, which means the cure we've been sending hasn't gotten to the people who need it.

Duyduğuma göre bu Asya'da gerçekleşiyor olabilirmiş. Yani gönderdiğimiz tedavi yeterli insana ulaştırılmıyormuş.

We're looking for a group that may have been in the area during each of the three prior kidnappings.

Aradığımız grup önceki üç vakada da bölgede olmalı.

So, if you didn't have an arrest warrant, which you didn't, and you didn't have reasonable suspicion that my client was the perpetrator of the murder - which you didn't -, why, may I ask, did you send 7 police officers to arrest him and then assault him in the street?

Şayet tutuklama emriniz yoksa, ki yoktu ve cinayetin failinin müvekkilim olduğuna dair makul bir şüpheniz yoksa, ki yoktu sorabilir miyim niçin onu tutuklayıp sonra da sokakta tartaklamak için yedi tane polis memuru gönderdiniz?

May I come in?

Girebilir miyim?

I'm gonna run something about how The Flash may not be the hero we all dreamed he was.

Flash'in hayal ettiğimiz gibi bir kahraman olmadığıyla ilgili bir hikaye yayınlayacağım.

There were rumors that some form of street justice may have been handed out, but the death of Sebastian Jane remains an unsolved murder.

Bazı söylentilere rastlandı Sokak adaleti dağıtılmış olabilir, Sebastian Jane'in ölümü

Now, you may not be able to accept Hank and Malik's relationship...

Hank ve Malik'in ilişkisini kabullenemiyor olabilirsiniz.

May she rest in peace.

Huzur içinde yatsın.

I-I may have mentioned that you had a - - a budding interest in the promotional arts, and, total stroke of luck, Merv's assistant is very, very sick.

Reklam işlerine ilgi duymaya başladığından bahsetmiştim de. Şansa bak ki Merv'ün asistanı çok hastaymış.

When I said Sayid Nassir's name as someone who may have also been exposed, she...

Ona Sayid Nassir'in de virüse maruz kalanlardan olabileceğini söylediğim zaman benden...

Being here may feel safe to you, but nowhere in the Cordon is safe.

Bu evde olmak sana güvenli geliyor olabilir, ama kordonun içinde hiçbir yer güvenli değil.

The hope may lie in one of us.

Umut içimizden birinde olabilir.

I fear that, for all his virtues, St Pierre may not take a similar view.

Korkarım ki St. Pierre'in düşüncelerinde iyi bir yerde durmuyorum.

And you may just have cost Aramis his life.

Ve az önce Aramis'in hayatına mâl olmuş olabilirsiniz.

And even though I may be done with drowning my sorrows in sugary cereal and reality TV...

Ve kederimi şekerli mısır gevrekleri ve dizilerle geçirmeyi bırakmış olsam da..