It hasn't happened yet Çeviri Türkçe
100 parallel translation
- It hasn't happened yet.
- Henüz öyle bir şey olmadı.
It hasn't happened yet, and doesn't look like it will.
Doğru bir şey bulduğunda içinde bir tıkırdama olur.
It hasn't happened yet.
Daha öyle bir şey olduğu yok.
That's right,'cause it hasn't happened yet.
Çünkü hiçbir şey olmadı.
Come on up. Come here. Listen, I-I think if it hasn't happened yet,
Eğer şu ana kadar bir şey olmadıysa daha da bir şey olacağını düşünmüyorum.
It hasn't happened yet, you know.
Henüz yaşanmadı, biliyorsun.
It's only been induced. It hasn't happened yet. That comes later.
Daha yeni başladı, bitmiş değil.
it hasn't happened yet.
Henüz böyle bir şey olmadı.
Sweetheart, it hasn't happened yet.
Tatlım, bu henüz olmadı.
Well, it hasn't really happened yet.
Daha doğrusu henüz olmadı.
Oh, no, it hasn't happened yet.
- Henüz işlenmedi.
It hasn't happened yet.
Daha böyle bir şey olmadı.
That hasn't happened yet, Tumek, and there is still time to prevent it from ever happening.
Henüz kapanmadı, Tumek ve kapanmasını önlemek için hala zamanımız var.
Well, it hasn't happened yet, but it's going to, unless you stop it.
Şey, henüz gerçekleşmedi. Ama biri engel olmazsa gerçekleşecek.
It hasn't happened yet, but we're very excited.
Henüz olmadı, fakat çok heyecanlıyız.
No, that-that's because it hasn't happened yet.
Hayır, bu henüz gerçekleşmedi.
It hasn't happened yet.
Henüz bir şey olmadı.
And finally, when does it end? 'What Shoemaker-Levy 9 taught us is it hasn't happened yet.'
Shoemaker-Levy 9'un bize öğrettiği şey, bunun henüz olmadığıdır.
Oh, well, apparently it hasn't happened yet.
AnlaşıIan, henüz olmamış.
I don't... remember it, because for me, it hasn't happened yet.
Çünkü bana göre o gün daha yaşanmadı.
It hasn't quite happened for you yet, has it?
Ama pek bir şey olmadı değil mi?
It's like you're saving everything for a special occasion that hasn't happened yet.
Sanki her şeyi henüz gerçekleşmemiş özel bir olaya saklar gibisin.
- As far as I know, it hasn't happened yet.
- Bildiğim kadarıyla, henüz olmadı.
It hasn't happened yet.
Daha olmamış.
It hasn't happened yet, but I can feel it coming.
Henüz olmadı ama yaklaştığını hissediyorum.
- It hasn't happened yet, but it might.
- Tabi.
But it hasn't happened yet. You?
Ama henüz öyle bir şey olmadı.Sen?
Lieutenant, I know you can't investigate a crime that hasn't happened yet, but I felt it was important that you know what I've seen.
- Christopher Wey'in kopyası diyebiliriz. - Bakın Teğmen işlenmemiş bir suçu araştıramayacağınızı biliyorum. Ama gördüğüm şeyi bilmenizin önemli olacağını düşündüm.
The exchange of the virus hasn't happened yet, but we expect it to go down at any moment.
- Son bilgileri ver, Tony. Virüsün alımı henüz yapılmadı ama her an olmasını bekliyoruz.
It hasn't happened yet, so you can change it.
Lt, henüz olmadı o yüzden değiştirebilirsiniz.
That's just it. lt hasn't happened yet.
Sadece bu. Henüz gerçekleşmedi.
I think, "One more day and it hasn't happened yet."
Ben de, bir gün daha ve henüz olmadı diyorum.
That's because it hasn't happened yet.
Henüz gerçekleşmemiş olmasıdır.
It hasn't even happened yet, okay?
Daha başlamadı, değil mi?
Uh, maybe it hasn't happened yet, maybe... maybe the kid is just a symbol for something, and maybe...
Bilmiyorum belki henüz olmadı. Belki çocuk bir şeyin sembolüdür.
- All I know is it hasn't happened yet.
Tek bildiğim henüz olmadığı.
But the fact that I see him do this, the fact that it hasn't happened yet, means that it's something that's going to happen in the future.
Ama bunu yaptığını gördüğüme göre henüz olmadı demek. Bu demek oluyor ki bu şey gelecekte olacak.
Maybe it hasn't happened yet.
Belki saldırı henüz yapılmadı.
- Maybe it hasn't happened yet.
Belki henüz olmamıştır.
Well, it hasn't happened yet.
- Aslında, henüz olmadı.
It hasn't happened yet.
- Daha öyle bir şey olmadı.
it hasn't happened yet. it will.
Öyle bir şey olmadı daha.
It hasn't happened to you yet, none of it.
Henüz yaşanmadı. Hiçbiri.
Listen, I think if it hasn't happened yet, I don't think it's gonna happen.
Bak, şimdiye kadar olmadıysa, bundan sonra olacağını da sanmıyorum.
Listen, Even if you're right, it hasn't happened yet. You're still you.
Dinle, haklı olsan bile, daha gerçekleşmedi.
It's okay, maia, whatever it is, it hasn't happened yet.
Sorun değil, Maia, her neyse, daha gerçekleşmedi.
- Right. It strikes me that it's difficult to solve a crime that hasn't happened yet, so... why don't we focus our attention on the murder that already has?
Gördüğüm kadarıyla, daha işlenmemiş bir suçu çözmek zor, bu yüzden neden önceden işlenen cinayetle ilgilenmiyoruz?
It hasn't happened yet and I know who has her.
Henüz ölmedi ve onu kimin kaçırdığını biliyorum.
It hasn't happened yet ; it's subject to alteration.
Henüz olmadıysa değiştirilebilir.
There's this sign that I keep getting warned about. It's the only thing that hasn't happened yet, death of a loved one.
Hala olmayan bir alamet var ve oda sevilen bir kişinin ölümü
It just hasn't happened yet.
Bu henüz gerçekleşmedi.
it hasn't 96
it hasn't been easy 41
it hasn't been that long 20
it hasn't changed 22
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happens sometimes 54
it happens 817
it happened 362
it hasn't been easy 41
it hasn't been that long 20
it hasn't changed 22
it happened to me 43
it has been a long time 28
it has been a while 26
it happens sometimes 54
it happens 817
it happened 362
it happened a long time ago 18
it has begun 40
it happens a lot 19
it has 378
it happened again 60
it happened so fast 92
it happens to the best of us 28
it happened so quickly 17
it has nothing to do with you 93
it has happened 17
it has begun 40
it happens a lot 19
it has 378
it happened again 60
it happened so fast 92
it happens to the best of us 28
it happened so quickly 17
it has nothing to do with you 93
it has happened 17