Just so we're clear Çeviri Türkçe
403 parallel translation
Okay, Just So We're Clear, We Read The Will,
Şu konuda anlaşalım. Vasiyeti okuyacağız ve kim kazanırsa kazansın,
Just so it's clear, Cappalino, we're in the same boat, right?
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Cappalino, şu an aynı gemideyiz, doğru mu?
But just so as we're clear, even though there's no actual lovemaking, Joe and I can on occasion, say, read poems to each other in here at night?
Sevişmesek de Joe ve ben burada zaman zaman geceleri birbirimize şiir okuyabiliriz'değil mi?
So we just gotta fight these guys for an hour and a half, and you're in the clear, okay?
O zamana kadar karşı koyabilirsek temize çıkarsın.
Just so we're all clear here.
Yani bu konuda mutabıkız.
Nelle Porter. Just so we're clear :
Hepinizin kendisini rahat hissetmesine yardım edeceğinizden eminim.
- Just so we're clear.
- DİKKATLİ SÜRÜN - Şimdiye kadar olanlar.
Look, Burke, just so we're clear on this even if you don't get this guy today, charges are dropped, right?
Bak Burke, anlaşmamıza göre, bugün adamı yakalayamazsan bile, suçlamalar düşüyor, değil mi?
Just so we're clear this bathing suit thing was for men and women alike?
- Açıklığa kavuşturmak için soruyorum. Bu mayo konusu hem kadınlar, hem de erkekler için benzer miydi?
Just so we're clear, you guys know you're nuts, right?
Söylemeden edemeyeceğim, topunuz keçileri kaçırmışsınız.
- Just so we're clear,
— Sadece şunu bil,
I understand, but just so we're clear... once we go, this is my command.
Anlıyorum, ama sadece bu yüzden... ilk biz gideriz, bu benim emrim.
All right, just so we're clear.
Birbirimizi anlayalım diyeydi.
And just so we're clear on the matter you're not invited.
Ve sadece durumu açıklığa kavuşturmak için söylüyorum davetli değilsin.
Just so we're clear, we won't put any of this down on paper.
Açıkca söylemk gerekirse, konuştuklarımız herhangi bir belgeye yazılmayacak.
Look, just so we're clear, this spell's gonna work, right?
Bak. Şunu anlayalım. Bu büyü işe yarıyor, öyle değil mi?
Just so we're clear, all my remarks refer to human relationships.
Ben insan ilişkilerinden söz ediyorum.
Just so we're clear on this, sir, it's gonna be me, Teal'c and the great outdoors.
Bundan eminiz, efendim, sadece ben, Teal'c ve harika açık hava.
Okay. so. just so we're clear.
Şunu açıkça söyleyelim ;
Just so we're real clear about this, I blame you.
Bunu iyice bilelim ; seni suçluyorum.
Just so we're all clear, Miss Maggie does not do windows.
Baştan söyleyeyim, Bayan Maggie cam silmez. Tamam mı?
Well, just so we're, like, you know, clear...
Emin olalım diye soruyorum...
- All right, just so we're clear,
- Pekala, sadece çok yakınız,
Just so we're clear, I'm talking about intercourse.
Açık konuşmalıyız, ikimizin gidişatı hakkında konuşuyorum.
And just so we're clear, I'm telling you to go fuck yourself!
Açık konuştuğumuza göre, Kendi kendini s * meni söylüyorum!
Just so we're clear, you report this conversation and you'll never wear a hat again.
Açık söyleyeyim bu konuşmadan birine bahsedersen bir daha şapka takamazsın.
Just so we're clear, Mr. Vaughn,
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Bay Vaughn.
Flitted in a manly way, just so we're clear.
Mertçe gittim, bu konuda hemfikir olalım.
Fine. But just so we're clear, once you get The Source's powers, I never hear from you again.
Ama baştan anlaşalım, sen Kaynak'ın güçlerini aldığında bir daha senden haber almayacağım.
And just so we're clear under no circumstances will I service you or anyone who is under your employ.
Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım.
Just so we're clear, tonight is about sex, not love.
Anlaşalım. Bu sadece seksle ilgili.
- With all due respect and just so we're clear, this is our case.
Kusura bakmayın ama anlaşalım diye söylüyorum, bu bizim davamız.
Just so we're clear, it's in all our best interests to make sure that no one on the Hill questions our ethics, Lauren.
Meclistekilerin iş ahlâkımızı sorgulamaması hepimiz için en iyisi olur Lauren.
Miss Bristow, just so we're clear, I have no intention of doing your father one single favour.
Bayan Bristow açık olalım,... babanıza bir tek iyilik dahi yapmak niyetinde değilim.
Just so we're clear. We're talking about the Cruz brothers from Berakas, right?
Baracas'lı Cruz kardeşlerden söz ediyoruz, değil mi?
Just so we're clear... I'm keeping the car.
Ödeştik diye saydığımdan araba bende kalıyor.
Just so we're clear, it's not a real eye.
Açıklık getirmek için söylüyorum, o gerçek bir göz değil.
Just so we're clear, she's the one in the really uncomfortable-looking...
Bilelim diye söylüyorum, o rahatsız görünen...
Just so we're clear, I'd like a more corporate bling.
Baştan söyleyeyim de, ben iş kadını tarzını severim.
Just so we're clear, my way would've worked, too.
Sadece bu yüzden açık, benim yol çok çalışmış olurdu.
Now, just so we're clear. This is one.
Anlaştığımıza göre, bu ilkiydi.
Just so we're all clear, is there no way I can convince you to share custody?
Sizi velayeti paylaşmaya ikna etmeme imkan yok mu?
The armory safety doors have shut, which means we can't... just so we're clear, I know you're lying.
Silah deposunun emniyet kapıları kapandı, bu da demek ki biz... Bir şeyi açıklığa kavuşturayım, yalan söylediğini biliyorum.
So just so that we're clear the deal is, I give you $ 3000 this week, and you give me $ 6000 next week?
Tamam her şey belli demek ki ben sana 1 hafta için 3000 $ vereceğim sende bana haftaya 6000 $ olarak geri vereceksin?
Just so I'm clear : You're telling me that even if by some miracle we are able to get up on a drug dealer's disposable cell phone in time to catch him talking you're gonna take as much as a month to activate our tap.
Sadece emin olmak için diyorsunuz ki, bir mucize eseri de olsa bir uyuşturucu tacirini kullan-at telefonu konuşurken yakalasak bile bize dinleme izni vermeniz bir ay kadar sürecek.
Just so we're clear- - calling a girl the devil in front of the boy she likes- - not the best way to keep a friend.
Açıkçası, bir kıza hoşlandığı birinin önünde şeytan demek- -
- Okay, just so we're clear...
- Pekala, açıkça söylüyorum ki...
But just so we're clear, Bruner if you put that priest on the stand again, I will fire you.
Ama madem açık konuşuyoruz, Bruner eğer o rahibi bir daha kürsüye çıkarırsan seni kovarım.
- And just so we're clear, I give the orders.
Şunu belirteyim, emirleri ben veririm.
Just so we're clear... you approached me.
Şunu açıklığa kavuşturalım. Sen bana yaklaştın.
But just so we're clear, we cannot afford to be compromised.
Ama şunu açıkça söyleyeyim, kimsenin öğrenmesini göze alamayız.
just so you know 1100
just so i'm clear 59
just some 25
just sometimes 20
just some guy 16
just something 33
just so 93
just so i know 20
so we're clear 36
we're clear 298
just so i'm clear 59
just some 25
just sometimes 20
just some guy 16
just something 33
just so 93
just so i know 20
so we're clear 36
we're clear 298
just come home 43
just eat it 38
just do it 1237
just be cool 104
just relax 1151
just breathe 514
just me 553
just be yourself 145
just go 1748
just talk to me 109
just eat it 38
just do it 1237
just be cool 104
just relax 1151
just breathe 514
just me 553
just be yourself 145
just go 1748
just talk to me 109
just let it be 17
just bear with me 31
just kidding 689
just be honest with me 16
just like that 1429
just answer the questions 19
just a little 454
just be nice 17
just eat 44
just be patient 84
just bear with me 31
just kidding 689
just be honest with me 16
just like that 1429
just answer the questions 19
just a little 454
just be nice 17
just eat 44
just be patient 84
just a man 25
just us 261
just a joke 49
just be quiet 102
just beautiful 39
just before 43
just because 150
just be 37
just be there 28
just answer me 27
just us 261
just a joke 49
just be quiet 102
just beautiful 39
just before 43
just because 150
just be 37
just be there 28
just answer me 27