English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Last warning

Last warning Çeviri Türkçe

387 parallel translation
- All right, Yellow Hand... ... you've had your last warning.
- Pekala Sarı El son uyarınızı yaptık.
Last Warning!
Son Uyarı!
One last warning. We might meet people, cops even. One word out of you and I'll shoot.
Son bir uyarı Birilerini hatta polisleri görebiliriz.
One last warning. I've just had word from Berlin.
Berlin'den yeni bir haber aldım.
" Last warning!
" Son uyarı!
" Last warning :
" Son uyarı :
This is your last warning.
Bu son uyarı.
"If Madame Lorenzi sings, you will be responsible for what happens. " This is your last warning. "
"Eğer Madam Lorenzi söylerse, olanlardan sen sorumlu olacaksın."
George, this is my last warning.
George, bu son uyarım.
This is your last warning!
Bu size son uyarım!
It's normal to look out for your brother, but talk some sense into your friend. This is his last warning.
Kardeşini gözetmen kadar normal bir şey yok ama dostunu makul konuşması konusunda uyar.
It said, "Last warning before execution."
Üzerinde "İnfazdan önce son uyarı" yazıyordu.
" Last warning before execution :
İnfazdan önce son uyarı. Bir milyar.
The president has given a last warning to the Russians.
Başkan, Ruslara son bir uyarı verdi.
It is the last warning you.
Bu sana yaptığım son uyarı.
This is your last warning.
Bu son uyarı, Şerif!
Now this is my last warning!
Son kez uyarıyorum!
You've had your last warning
Son defa ikaz edilmiştin.
Last warning, surrender now Surrender
Bu son uyarı, teslim ol teslim ol be adam!
This is the last warning
Bu sana son uyarı.
This will be my last warning. I won't have you chatting with the customers.
Bu son uyarım bir daha müsaade etmeyeceğim.
This is your last warning.
Bu size son uyarım.
This is my last warning
Bu son ikazım olacak
- Right, that's your last warning.
- Tamam, bu son uyarın.
Seems to be a last warning.
Sanırım bu son uyarıydı.
- That was your last warning.
- Ben Sam Malone ve bu son uyarım.
- This is my last warning.
- Bu son uyarım.
Last warning, Mrs. Hayden.
Son uyarı Bayan Hayden.
This is your last warning.
Bu son uyarı. Tekrar ediyorum.
Last warning, get out hands up or we shoot!
Son ikazım, ellerini kaldırıp çık yoksa ateş edeceğiz!
Last warning - - you get out of line, and you don't go.
Son uyarı... sıradan çıkabilirsin, ve gitme.
This is your last warning!
Bu son uyarı!
It's your last warning.
Bu son uyarı Frank.
Last warning. "
Son uyarı.
It won't happen again. I'm afraid this has to be our last warning.
Ama bu son uyarımız olmak zorunda.
This is your last warning!
Bu son uyarı.
By the way, tell Zabel that last night's little bullfight was just a warning.
Bu arada Zabel'e söyle, dün gece olanlar sadece ufak bir uyarıydı.
There was one escaped last night. They fired a warning of him.
Dün gece de biri kaçmıştı, uyarı ateşi açmışlardı.
This is my first and last warning.
Bu sana ilk ve son uyarımdır.
But in one last moment of sanity, of being himself, he sent us a telegram, warning us not to accept any mushrooms, by special delivery.
Fakat aklının başında olduğu, kendisinde olduğu son anda, bize telgraf gönderip, özel teslimat suretiyle gönderilen mantarları almama hususunda uyarıda bulunmuştur.
Fair warning and last call.
Satıyorum, satıyorum.
Last week, she had a first warning.
Geçen hafta ilk uyarısını aldı.
LAST WARNING BEFORE EXECUTION
İNFAZDAN ÖNCE SON UYARI
"Last warning before execution"?
İnfazdan önce son uyarı.
I didn't see it happen, but his last words were a warning cry about some strange woman.
Görmedim ama son sözleri yabancı bir kadınla ilgiliydi.
I'm warning you for the last time, or there'll be trouble.
Sorun çıkmasın diye geldim, sizi son kez uyarıyorum.
I'm warning you, that's the last time!
Sizi uyarıyorum, bu son şişe!
It's the last time I'm warning you!
Son kez uyarıyorum!
But I'm warning you one last time that I won't let you smoke at school.
Ama son defa ihtar ediyorum. Size okul içinde sigara içirtmem.
And the future has passed without even a last desperate warning,
* Ve son bir ümitsiz ikaz * bile olmadan geçti gelecek
And the future has passed without even a last desperate warning,
* Ve gelecek son bir çaresiz * uyarı vermeden geçtiğinde,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]