English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Leave him to me

Leave him to me Çeviri Türkçe

528 parallel translation
Leave him to me.
Onu bana bırak.
Just leave him to me.
Onu sadece bana bırak.
You leave him to me.
Onu bana bırak.
Leave him to me. Leave him to me.
Beni onunla yalnız bırak.
Leave him to me.
Bu işi bana bırakın.
Oh, leave him to me.
Onu bana bırakın.
Leave him to me and the law.
Onu bana ve kanuna bırak.
If you refuse to leave him to me, I shall free him!
Eğer onun benimle ayrılmasını engellerseniz, onu serbest bırakırım!
Why don't you just leave him to me?
Neden onu benim sorumluluğuma bırakmıyorsun?
Leave him to me.
Onu bana bırakın.
Leave him to me.
Onu bana bırak!
He's my type, so leave him to me.
Tam benim adamım, onu bana bırak.
Teach him a lesson and then leave him to me!
Ona gününü göster ve sonra da bana bırak.
He has enough trouble being a single agent. Leave him to me.
Tek taraflı ajan olarak yeteri kadar derdi var.
Leave him to me now.
Artık onu bana bırakın.
Just leave him to me.
Onu bana bırak.
Leave him to me, can't you?
Onu bana bırakamaz mısın?
- Leave him to me, Pa.
- Bana bırak, baba.
Leave him to me.
Olmaz. Onu bana bırak.
Leave him to me.
Onu, bana bırakın.
Deputy Ahn told me a few things. And I guess Tae Gong Shil was trying to... leave for somewhere far away after she resolved the case for him.
Duyduğuma göre Tae Gong Shil tüm bu meseleyi halletmiş şimdi çok uzaklara gidecekmiş.
I've got to hurry home now, because me husband's having trouble with his kidneys again and I can't leave him for long. Your young brother's looking after them.
Şimdi hemen eve gitmem gerekiyor çünkü kocamın böbrek sıkıntıları yeniden baş gösterdi ve onu tek başına bırakamıyorum.
And, when I tell him to leave my apples alone... he's a telling me "chase himself".
Ona elmalarýma dokunmamasýný söyleyince de... bana "git baţýmdan" diyor.
The cops told me to leave him alone.
Polisler onu rahat bırakmamı istedi.
He'd do it again to see me hanged, but no sneaking rat like him's going to make me leave, my boy.
Asıldığımı görmek için tekrar aynısını yapar. Ama onun gibi alçağın biri beni oğlumdan ayıramayacak.
You may refuse to see me again, but I'm going to leave him.
Beni tekrar görmek istemeyebilirsin, yine de onu terk edeceğim.
Leave me, someone has to tell him the truth
Beni rahat bırak, birilerinin ona doğruyu söylemesi gerekiyor.
I can't say good-bye to him, or he won't let me leave.
Ona hoşça kal diyemem, yoksa ayrılmama izin vermez.
She didn't leave me a penny... and since the funeral was expensive, and my mother was only a concubine, he says I must sleep with him to repay it.
Ona bir kuruş bile bırakmadığı... ve cenaze de pahalı olduğu için, annem de sadece metresin biri olduğu için... borcumu ödemek için onunla yatmam gerektiğini söylüyor.
I am no orator, as Brutus is, but, as you know me all, a plain blunt man that loved my friend, and that they know full well that gave me public leave to speak of him.
Ben söz ustası değilim Brutus gibi. Hep bilirsiniz, ben dostunu seven kaba saba bir adamım. Bunu bildikleri için izin verdiler halkın önünde konuşmama.
When you called me, had you made your mind up to leave him?
Beni aradığında, onu terk etmeye karar vermiş miydin? Evet. Zaten bunu bekliyordum.
You don't have to see me again or even speak to me again, but... save yourself, leave him.
Beni tekrar görmeniz hatta benimle tekrar konuşmanız gerekmiyor ama kendinizi kurtarın. Onu terk edin.
So I called Peterson and told him I'd not be home for dinner... but to leave some cold supper out for me in case I was hungry later on.
Peterson'ı aradım. Yemeğe eve gelmeyeceğimi, daha sonra acıkırsam diye, dışarıda yemek bırakmasını söyledim.
And tell her when you get settled, to please come over. Though i expect she'll want to keep you to herself. I know if it were jud... if it were jud come home to me, i'd hold him close, so close, i'd not let him leave again.
Ama eğer bu mağara resimleri gerçekse belki 12 bin senelik olabilirler.
Say hello to him, get your stuff and leave with me.
Merhaba der, eşyalarını alır, sonra da yanıma gelirsin.
Now listen... Leave him alone. You want to ruin me?
Bizi rahat bırak.
Gilbert will recourse to me, I gave him leave to arrest this priest.
Gilbert bana başvurdu ve... ona papazı tutuklama hakkını verdim.
You will force me to leave, and give him a stepmother?
Beni boşanmaya zorlayıp, çocuğu üvey anaya mı baktıracaksın?
You walk in here and calmly ask him to leave and expect me to believe you care one way or another about me.
Buraya geldin, sakince ona gitmesini söyledin ve benden öyle ya da böyle beni önemsediğine inanmamı istiyorsun.
Captain, I've seen the look before, and if something isn't done, sooner or later, I'm gonna have to hurt him. Tell him to leave me alone. And that wouldn't be good for him right now.
Kaptan, o bakışı daha önce de gördüm ve bir an önce bir şey yapılmazsa, er ya da geç onu üzeceğim, beni rahat bırakmasını söyleyeceğim ve bu da şu an onun için hiç iyi olmaz.
Louis Renault finally agreed to give me leave, saying to Pétain, "I'll lend him to you for a month."
Louis Renault nihayet bana izin vermeye razı oldu. Pétain'e şöyle dedi : "Onu bir aylığına sana gönderiyorum."
He wants me to leave the professor and move in with him.
Profesörden ayrıIıp onun yanına taşınmamı istiyor.
So Jimmy got me to leave Mark and come and live with him.
Jimmy de Mark'ı bırakıp onunla yaşamamı teklif etti.
In fact, I had great difficulty persuading him to let me leave.
Aslında, Beni bırakmaya ikna etmek zor oldu.
He wanted me to leave Dave and marry him.
Dave'i bırakıp onunla evlenmemi istiyordu.
And with him, to leave no rubs nor botches in the work Fleance, his son that keeps him company whose absence is no less material to me than is his father's must embrace the fate of that dark hour.
Ayrıca arkada iz, leke falan kalmamalı. Yanında bulunan ve varlığı benim için babasınınki kadar gereksiz olan Fleance da o karanlık saatte aynı kaderi paylaşmalı.
Say "Zach" to me again and I'll leave you with him.
Bir daha "Zach" dersen seni onunla bırakırım.
Yeah, and I'll remember to tell him to leave you for me.
Evet, ve seni bana bırakmasını söylemeyi de hatırlayacağım.
He asked me to get a divorce and leave with him for Paris right away.
Benden boşanmamı... ve onunla hemen Paris'e gitmemi istedi.
Now? Will you talk to Hawkeye for me? I tried to leave him a note.
Onun koca poposu yatakta hareketli miydi yoksa durgun muydu?
Then, uh... there's still time for you to leave him and come back to the stage with me.
O zaman ondan ayrılıp benimle sahneye dönmen için hala vakit var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]