Like the rest Çeviri Türkçe
2,750 parallel translation
I do not want to be like the rest of my family.
Ailem gibi olmak istemiyorum.
I was told you weren't like the rest of them.
Diğerlerine benzemediğin söylenmişti.
No papers like the rest of them.
Diğerleri gibi onun da belgeleri yoktu.
So I'm stuck here, like the rest of the one-eyed crazies.
Demek burada sıkıştım kaldım, aynı tek gözlü manyaklar gibi.
But he never was quite like the rest of us.
Ama o hiç bizlere benzeyen biri gibi olamadı.
I know that you like the rest of the morning.
Hanımefendi sabahları sessizlik ister, bilirim.
Yeah, I mean you're just like the rest of us.
Yani sende geri kalanımız gibisin.
See your limits, like the rest of us do.
Haddini bil, diğerlerimizin yaptığı gibi.
Not like the rest of my class.
Sınıftaki diğerlerine benzemiyordu.
And just like the rest of the city, it still hurts.
Ve geri kalan tüm şehir gibi, acısı hala taze.
Doesn't have any dust on it, like the rest of the things.
Diğer eşyalardaki gibi üzerinde kum yok.
Do you think Ned Stark's bastard bleeds like the rest of us?
Sence Ned Stark'ın piçinin kanı da bizimki gibi akıyor mudur?
Packer's going to be here until the day he dies, just like the rest of us.
Packer tıpkı bizim gibi ölene kadar burada olacak.
Just like the rest of this fucking mess.
Tıpkı bütün pislikleri temizleyeceğim gibi.
Low-normal is still low, and that thing does not have money riding on you being wrong, like the rest of us do.
Alt sınır düşüktür ve o makine sen yanıldığın zaman para kazanmıyor. Biz de öyle.
Anyway, mom would like the rest of us
Neyse, annem bizlerden
You promised me, but you're just like the rest of them. I'm not.
Bana söz verdin, ama sen de ötekiler gibisin.
I'm sure than Germany can take a joke, just like the rest of us.
Eminim Almanya da bizim yaptığımız gibi, ufak tefek şakaları önemsemez.
We have a press that just gives him a free pass because he's black so he doesn't have to work hard like the rest of us who play by the rules.
Basın olarak ona müsamaha gösteriyoruz, çünkü o bir siyah. Bu yüzden de o hepimiz gibi sıkı çalışmak zorunda kalmıyor.
- Why can't you look at her ass like the rest of us?
Neden sen de her erkek gibi poposuna bakmıyorsun sadece?
Move on, like the rest of us, Nancy.
Sen de bizler gibi hayatına devam et, Nancy.
Put it on your fucking refrigerator like the rest of us do, okay?
Sen de bizim gibi buzdolabının üstüne koy işte.
She's not like the rest of the Mai.
Diğer Mai'ler gibi değil.
He wasn't afraid to roll up his sleeves like the rest of us.
Bizim aksimize, harekete geçmekten asla korkmazdı.
Oh, just like the rest of us.
- Bizden bir farkı yokmuş.
Like the rest of their secrets, they kept it buried.
Sırlarının geri kalanı gibi bunu da gömülü tutmuşlar.
I'm nothing like the rest of you.
Ben sizin gibi değilim.
Jake was attacked just like the rest of us.
Jake'de tıpkı bizim gibi saldırıya uğradı.
Looks like we found the rest of Henry Duncan.
Görünüşe göre Henry Duncan'ın geri kalanını bulduk.
You're like all the rest of them.
Sen de diğerleri gibisin.
I'd rather try to make this work with Zoey than spend the rest of my life alone playing Angry Birds, which, by the way, I've shown you how to download, like, 20 times.
Hayatımın geri kalanını tek başıma Kızgın Kuşlar oynayarak geçirmektense Zoey'le ilişkimi devam ettirmeye çalışmayı yeğlerim. Ayrıca sana 20 kez nasıl indirileceğini göstermiştim.
Josh... Would you like to see the rest of my apartment?
Josh evimin geri kalanını görmek ister misin?
Think about what this looks like, man, to Hegeman, to the rest of them.
Hegeman'a ve diğerlerine bu durumun nasıl gözüktüğünü bir düşün.
Well, I am going to do exactly what I like and to hell with the rest of them.
Ne istersem onu yapacağım ve diğerleri ne halleri varsa görsünler.
And he's not like, trying to, like overshadow the rest of the band.
Hiç grubun öteki elemanlarını gölgede bırakmaya da çalışmıyor.
So Kenneth and I had to spend the rest of the afternoon trying to think like Tracy.
Kenneth ile birlikte günün geri kalanını Tracy gibi düşünmeye çalışarak geçirdik.
Removing the metal plate will be like removing half an eggshell without cracking the rest of the shell.
Metal plağı çıkarmak yumurta kabuğunun kalanını kırmadan yarısını çıkarmaya benzer.
I know, and I have no idea what it's like to be where you are, but if you run now, even if you somehow made it, you'll be running for the rest of your life.
Ve orada olmanın ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemiyorum. Ama şimdi kaçarsan, olur da bunu başarırsan..... hayatın boyunca kaçmak zorunda kalacaksın.
"you know the rest." Just like a little speech like that so we know what's gonna happen once you're out there on the field.
Sahaya çıkınca neler yapacağını anlatan küçük bir konuşma işte.
He's just like all the rest.
O da tıpkı diğerleri gibi.
If we're gonna admit that we lied about Hawke's death, then we have to make Infeld look like a Saint through the rest of his life.
Hawke'ın ölümün hakkında yalan söylediğimizi kabul edeceksek o zaman Infeld'ı biz aziz gibi göstermeliyiz.
Hey, how the hell does a pro like you stand working with the rest of these Miami Homicide chuckleheads?
Senin gibi bir profesyonel nasıl oluyor da Miami Cinayet Masası'ndaki budalalarla çalışmaya katlanabiliyor?
And I'm gonna spend the rest of my days being be more like cousin...
Ayrıca sizi temin ederim ki ; ben de geri kalan günlerimi onun gibi olmaya çalışarak geçireceğim. Kuzenim Adam.
Um, I'd like you to supervise the rest of the squad on a grid search.
Ekibin geri kalanına sıkı bir arama yaptırmanızı istiyorum.
Like Gennaro, I hate to see our countrymen forget the lessons we taught the rest of the world.
Gennaro gibi ben de zamanında tüm dünyaya öğrettiğimiz şeylerin, köylülerce unutulmuş olmasını görmekten nefret ediyorum
Why don't I just go home and spend the rest of the night torturing myself about things I did when I was like 14?
Şimdi eve gidip akşamın kalanında 14 yaşında yaptığım şeyler için kendime işkence etmemi istiyorsun, değil mi?
The rest of my lives will be gone just like that.
Geri kalan hayatım, aynen böyle biter gider.
He never succeeded, so he started drinking and only painted old drunks like himself for the rest of his days.
Başaramayınca içmiş ve kalan günlerinde de saçma sapan şeyler çizmiş
Mention that name again, and you'll be exiled to work the rest of your days in someplace horrible, like the Upper West Side.
O isimden bir daha bahsedersen, kalan günlerin için çok korkunç bir yere sürgüne gideceksin, Yukarı Batı yakası gibi bir yere.
It's like she wants me to stay an outsider for the rest of my life.
Sanki benim hayatımın sonuna kadar dışlanmış kalmamı istiyor,
Bill, you've always been an inspiration to my acting. It was your work on Star Trek that inspired me to act like an asshole until the rest of the cast stopped speaking to me.
Beni adi bir hergele gibi rol yapmaya teşvik eden senin "Uzay Yolu" ndaki çalışman olmuştur.
like the rest of us 52
like the sun 18
like the old days 27
like the 81
like the movie 16
like them 61
like the others 70
like these 28
like they say 50
like the song 16
like the sun 18
like the old days 27
like the 81
like the movie 16
like them 61
like the others 70
like these 28
like they say 50
like the song 16
like the man said 24
like the song says 17
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the rest of your life 21
the rest is history 19
the rest 131
the rest is up to you 38
the rest of it 22
like the song says 17
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the rest of your life 21
the rest is history 19
the rest 131
the rest is up to you 38
the rest of it 22
the rest of the time 19
the rest of you 230
restaurant 59
rest 339
restaurants 77
restless 21
resting 79
reston 26
restraint 44
rest in peace 169
the rest of you 230
restaurant 59
rest 339
restaurants 77
restless 21
resting 79
reston 26
restraint 44
rest in peace 169
restroom 22
rest well 28
rest up 55
rest assured 227
rest easy 35
rest now 42
rested 52
restraining order 19
rest his soul 25
restrain him 23
rest well 28
rest up 55
rest assured 227
rest easy 35
rest now 42
rested 52
restraining order 19
rest his soul 25
restrain him 23