English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ N ] / Not for a moment

Not for a moment Çeviri Türkçe

306 parallel translation
Not for a moment. You'd say I was a pretty ordinary, down-to-earth person, wouldn't you?
Bu dünyada olabilecek en sıradan kişi olduğumu söylediniz, değil mi?
But such trifles, of course, did not for a moment distract me from my purpose.
Ama bu ıvır zıvırlar beni amacımdan bir an bile saptıramadı.
Not for a moment did I ever intend to rob you or do you any harm.
Şimdiye kadar sana zarar vermeye ya da seni soymaya kalkmadım.
Not for a moment.
Bir an bile değil.
Ooh, not for a moment.
- Bir an bile.
You must understand we don't condone their actions, not for a moment.
Onların hiç bir hareketine göz yummayacağımızı anlamalısınız, bir an için bile.
Not for a moment.
Bir an bile.
Not for a moment.
Bir anlık değil.
- Not for a moment, or I wouldn't have placed my fate so recklessly in your hands.
- Kesinlikle ellerinde pervasızca şekillenen kaderimi hiçbir şeye değişmezdim.
- Not for a moment.
- Aklımdan bile geçmez.
Myrtle, you were never in it tonight, not for a moment.
Myrtle, bu gece bir an bile oyunun içinde değildin.
Not for a moment, Mrs. Rostrom.
Bir dakika için olmaz, Bayan Rostrom.
One thing that I can tell you with absolute certainty... is that I never... not even for a single moment... thought that it was my fault.
Kesin olarak söylüyorum ki bir kez bile, sadece bir kez bile benim hatam olduğunu düşünmedim.
But don't you think for one moment that I'm such a fool... as not to have something to say about Manchester.
Ama Manchester hakkında... söyleyecek bir şeyi olmayacak kadar aptal mıyım sizce?
There's never a moment I'm not afraid for him.
Onun için korkmadığım tek bir an bile yok.
I'm not suggesting for a moment...
Biraz olsun sizi suçlamıyorum.
Although I am going to Hollywood next week to make a film, do not think for a moment that I am leaving you.
Haftaya bir film için Hollywood'a gidiyor olsam da.. .. bir an bile sizi terkettiğimi aklınıza getirmeyin.
I'm not in favor of this modern mania... for turning bad people into good people... at a moment's notice.
Kötü insanları iyi insanlara çevirme konusundaki bu modern çılgınlığa taraftar değilim.
Gwendolen, the time approaches for our departure. We have not a moment to lose.
Gwendolen, gitme vaktimiz yaklaşıyor.
You put a curse on me, not only for tonight but from the unhappy moment I knew of your existence
Senin yüzünde lanetlendim, sadece bu gecede değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri.
You put a curse on me, not only for tonight but from the unhappy moment I knew you existed
Senin yüzünden lanetlendim, sadece bu gecede değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri.
We're not taking a plane, we're taking a train, on which we had tickets for a drawing room with two nice soft comfortable beds, where, at this very moment, two blondes...
Uçağa binmiyoruz, trene biniyoruz, biletlerimizin olduğu trene bir kompartıman için, iki güzel yumuşak yatak, tam bu sırada, iki sarışın...
Not for one moment would I consider taking her out of a setting... that is so perfect for her.
Onun için bu kadar önemli olan evden onu ayırmayı hiç düşünmedim bile.
You should not let them out of sight for a moment.
Onları gözden kaçırmayacaktın.
Originally I was to have appeared in the skintight pants of a matador, however, at the last moment, it was decided that this was a sight for which the television audience was not yet ready.
Aslında ben bir matador giysisi ile görünecektim, ancak, son dakikada, bunun televizyon izleyicisinin henüz hazır olmadığı bir görüntü olduğuna karar verildi.
* * l * m counting on you not to lose your nerve, for only you can help me. * * * * l * ve had a serious accident, but I * m not in danger at the moment,
Sadece sen bana yardım edebileceğin için, kesinlikle moralini bozmamalısın. Ciddi bir kaza geçirdim ama ölüm kalım meselesi olmasına rağmen şu an için bir tehlike yok.
But this is not a moment for etiquette.
Ama şimdi resmiyetin sırası değil.
I was nearby and thought it would be rude not to say hello, so I stopped in for a moment.
Yakınlardaydım ve selam vermeden gitmemin kabaca olduğunu düşündüm. O yüzden kısa süreliğine bir uğradım.
Just for a moment then, because Cleo's not well
Sadece bir anlığına, çünkü Cleo iyi değil.
For a moment, I didn't know if it was a dream or not.
Bir anlığına hayal olup olmadığını anlamadım.
You never left his side, not even for a moment?
Bir an bile onun yanından ayrılmadın mı?
Follow the doctor's instructions to the letter and do not leave him unguarded for a moment
Mektup için doktorun talimatlarını uygulayın ve onu bir saniye bile korumasız bırakmayın.
I'm not usually at a loss for words, but if you'll just... bear with me a moment, I think I might be able to explain.
Genelde kolay kolay dilim tutulmaz. Ama bana birkaç dakika izin verirseniz, sanırım açıklayabilirim.
Not a moment too soon, for who should arrive but his old benefactor, Squire Allworthy.
Çok geçmeden Squire Allworthy de pansiyona teşrif eder.
Not even for a moment. Why would you ever do that?
Tek kelimesine bile inanmadım.
- I commissioned, last year, a study of this project. Based on the findings of the Bland Corporation, my conclusion was that this was not a practical deterrent, for reasons which at this moment must be all too obvious.
Bland Vakfının bulguları doğrultusunda, bunun pratik bir vazgeçirici olmadığına karar verdim, şu anda açık seçik malum olan sebepler yüzünden.
I'm not in a hurry, at least for the moment.
Acelem yok, an azından şu anda.
Please, not a word of this, but I needn't tell you, Mrs. Millett how important it is for me to be near my king at the earliest possible moment.
Lütfen bu konu çok gizli kalsın, ama bunu söylememe bile gerek yok Bayan Millett... En kısa zamanda kralımın yanında olmamın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz.
Gentlemen, it seems to me that what it comes to is this... in a moment of extreme decision, our dear Gila made an instinctive choice, but that choice was not for Galaxy.
Beyler, bana öyle geliyor ki, olayların geldiği nokta şudur : Önemli bir karar aşamasında... sevgili Gila'mız hassas bir seçim yapmıştır. Ama bu seçim kesinlikle GALAXY değildir.
You know, at dinner, just for a moment, I thought you deliberately knocked over the plate and gave a note to Mr. Pollock.
Akşam yemeğinde, sadece bir anlığına tabağı kasten düşürüp, Bay Pollock'a bir not verdiğini düşündüm.
But I also feel my life passing by as other lives unfold along paths parallel to mine, and it frustrates me not to be a part of them, not to have stopped these women for a moment in their hurried rush to some unknown job
Ancak diğerlerinin hayatının da ilerlemesi gibi kendi hayatımın da geçip gittiğini hissediyorum. Bu da diğerlerinden biri olmamı ve bilinmeyen işlerine..... veya bilinmeyen eğlencelere aceleyle giderlerken onları bir dakikalığına olsun durdurmamı engelliyor.
Churchill would be a risk e when one is at a critical moment of the life, is not good for running risks.
Churchill kararı bir risk olabilirdi. Ama, böyle kritik zamanlarda riskleri düşünmek ne kadar fayda sağlardı ki?
We have to talk, if you decide not to be a clown for a moment.
Eğer bir dakika lığına soytarılık yapmazsan, konuşmalıyız.
The fact that the pearls have been returned does not mean for a moment that she did not kill while stealing them in the first place.
İncilerin geri dönmesi, onun katil olmadığı anlamına gelmez.
For a moment, they could see nothing... not a foot ahead of them.
Bir anda burunlarının ucunu bile göremez oldular.
For a moment I did not recognise you, Pilot-Major.
Bir an seni tanıyamadım, Kıdemli Kılavuz.
And still I shall not ask for more than a moment of bliss
Yine de, sizden bir anlık mutluluktan daha fazlasını istemeyeceğim.
But never, not even for a moment, do I doubt that to take him back is a perilous undertaking.
Ancak hiçbir zaman bir an bile, onu geri götürmenin hata olduğunu kabul edemem.
And not a moment too soon - - It's almost time for vespers.
O an çok yakında değil. Neredeyse akşam duası vakti.
When the sun is shining on the mountains, farmers in their rice paddies with their water buffalo, and palm trees, monkeys, birds, and even the strange insects, for a fleeting moment I'm not in a war zone at all,
"Güneş dağlarda parıldadığında," "pirinç tarlaları çiftçiler, buffalolar," " ve palmiye ağaçları, kuşlar, maymunlar, hatta garip böcekler
Excuse me, My husband and Mr Speke have not seen each other for many years... until recently, and then only for a moment.
- Kocam ve Bay Speke birbirlerini yıllardır görmüyordu. Geçenlerde karşılaştılar, o da çok kısa sürdü

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]