English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ N ] / Not for everyone

Not for everyone Çeviri Türkçe

565 parallel translation
I'm a clumsy drunk, It's not the same. Not for everyone.
Ben sakar bir sarhoşum, arada fark var.
It sounds for you but not for everyone.
Rahmaninov.
Not for everyone.
Herkes için değil.
Expensive and unusual, Delos is not for everyone.
Pahalı ama sıra dışı. Delos herkes için değildir.
It's not for everyone.
Bu herkese göre değil.
But it's not for everyone.
Ama herkes için değil.
It's not for everyone.
Herkese göre değildir.
- That's all right,'cause this program is not for everyone.
Çünkü bu program herkese göre değildir.
We're not for everyone, I know.
Herkese hitap etmediğimizi biliyorum.
Yeah, well, the truth's not for everyone.
Evet, gerçekler herkes için değildir.
But I'm sure it's not the same for everyone
Ama eminim bu herkes için geçerli değildir.
The paradise I dream about is not just for the living, but for everyone.
Benim hayal ettiğim cennet ise sadece yaşayanlar için değil. Herkes için.
For everyone knew that as long as Maleficent's domain, the Forbidden Mountains, thundered with her wrath and frustration, her evil prophecy had not yet been fulfilled.
Maleficent'in yaşadığı yer olan Yasak Dağ'ı bilenler için onun tüm öfkesini ve gazabını kustuğu kötü laneti henüz sona ermemişti.
Not everyone's cut out for a stockbroker's office.
Borsa bürosunda herkes iş bulamaz..
Everyone seems to be waiting for something that's not happening.
Herkes olmayacak bir şeyi bekliyor gibi görünüyor.
A long war... painful for everyone, not just for us...
Uzun bir savaş herkes için sancılı.
is it not your duty to seek justice for everyone?
Sizin göreviniz herkese adalet dağıtmak değil mi?
Not everyone ought to get a doctorate I mean, Mankind has existed for such a long time
herkes aynı yoldan gitmek zorunda değil! Kimseyle kıyaslanmak istemem!
Not everyone can have feelings for each other all their lives.
Hiç kimse hayatı boyunca birbirine karşı aynı hisleri besleyemez.
Not everyone works for the police.
Herkes polis için çalışmaz.
It's not just about food for everyone.
Bu sadece'herkese yemek'meselesi değil.
Everyone of them would have been a laughing stock in three month had it not been for the most rigid secrecy about what they were up to.
Yapacaklarını açıktan yapmasına müsaade edersek herkes aylarca yetecek kadar kahkaha depolayacaktır.
They work only for themselves, not others I'd like them to understand that material things alone do not create happiness I was in a children's home l'd like everyone to have a happy childhood
İnsanlar kendileri için çalışıyor. Başkalarını düşünmüyor. Onları anlamak ve maddiyata dayalı yaşamamalarını arzuluyorum.
For me, the most important thing is courage I suppose I want the same as everyone else I'd most like people to conduct their lives normally unaffected by fear I'd like them not to be afraid of others
Benim için en önemli şey cesarettir. Ben herkesin aynı şeyi istediğini düşünüyorum. En çok insanların korkusuzca normal hayatlarını yaşamalarını istiyorum.
I hate to keep asking for special attention, but could you not discuss my private life with everyone?
Sürekli özel ihtimam istemekten nefret ederim, ama gelen herkesle özel hayatımı konuşmasanız nasıl olur?
For everyone else, but not for me.
- Ama kendim için değil.
If you have a gift for me, Andy, do not understand why you give no mo in there where everyone can see it.
Bana bir hediyen varsa, Andy neden herkesin göreceği bir yerde vermediğini anlamıyorum.
Like a poor servant-girl who dares not say a word... for everyone would believe the almighty officer.
Zavallı hizmetçi kız, tek kelime etmeye cesaret edemedi... çünkü herkesin kudretli subaya inanacağını biliyor.
Maybe it's not such a bad eh... idea to accept their invitation, but everyone should know for themselves.
Belki böyle kötü bir ha... fikir de? il , onlar?
There's not enough for everyone.
Herkese yetecek kadar yok.
"No, not just for some, but for everyone."
"Sadece bazıları için de değil, herkes için"
Not for my sake, but for everyone's sake!
Benim için değil, Herkes için!
I worked on that for 5 years, everyone else said it could not be done.
Üstünde 5 yıl çalıştım. Herkes imkansız olduğunu söylüyordu.
Everyone told me not to come here today... but I couldn't let anyone else do this for me.
Herkes bugün buraya gelmememi söyledi. Ama bunu bir başkasının yapmasına izin vermeyeceğim.
Let's not leave everyone waiting for us.
Bizi bekleyenleri daha fazla bekletmeyelim.
Not just for me, but, believe me, for everyone.
Sadece benim için değil, inan bana herkes için.
I used to believe Batman was responsible for you people but now I see nearly everyone here would've ended up exactly the same, Batman or not.
Eskiden Batman'in sizlerin sorumlusu olduğunu düşünürdüm ama artık görüyorum ki buradaki herkes tamamen aynı, Batman ya da değil.
I'm aware everyone has families and loved ones at homes they want to get back to- - so do l- - but I'm not willing to trade the lives of the Ocampa for our convenience.
Herkesin geride bıraktığı kimseler olduğunun farkındayım ama eve dönebilmeyi, Okampa'da yaşayanların hayatlarına değişmeyeceğim.
i suppose i want the same as everyone else freedom in the broad sense not just freedom for the strong it may seem unrealistic but what i want in life is a genuine introduction of democracy and tolerance these people didn't precisely know
Sanırım herkesin istediklerini istiyorum : Genel anlamda özgürlük, sadece güçlüler için değil. Gerçekçi gelmeyebilir ama demokrasi ve toleransa gerçek bir geçiş bekliyorum.
Mr Darcy shows no inclination for her, and treats her with the same indifference he shows everyone, but Lady Catherine is determined to have him for a son-in-law, and she is not a woman to be gainsaid.
Mr Darcy ona hiç yakınlık göstermiyor ve bir yabancıya davrandığı gibi ilgisiz davranıyor Ama Lady Catherine onu damadı yapmaya kararlı. ve kendisi de pek karşı çıkılabilecek birisi değil.
You know... Not everyone would risk so much for the sake of mankind.
Biliyor musun... insanoğlunun iyiliği için herkes çok fazla riske girmez.
They come to my house! And do not think to misuse me, for there is justice for everyone!
Evime gelip beni suistimal etmeye kalkmayın.
Watching a rat running on a treadmill might not be everyone's idea of fun. But to some American and Swedish scientists it's justification for breaking out the champagne.
Tekerlek çeviren bir kobayı izlemek herkesin... eğlence anlayışına uymayabilir ama... bazı Amerikalı ve İsveçli bilimadamları için bu... şampanya patlatmak için yeterli sebep.
We have to ask you to stay calm, and it's important for everyone not to panic.
Sizden sakin olmanızı istemek durumundayım. Paniğe kapıImamanız çok önemli.
Some people come to Deauville for that, but not everyone.
Bazı insanlar Deauville'e bunun için geliyorlar, ben hatta ben bile onlardanım.
I think I speak for everyone when I say that the most beautiful, radiant woman in the room is not the bride but Mary Albright!
Kadehimi kaldırmak istiyorum. Sanırım bunu söylerken herkes adına konuşmuş olurum.
So now it's dinner, and everyone's standing around the table, still not a word, waiting for Her Majesty to arrive.
Akşam yemeği geldi ve herkes masanın etrafında duruyor. Hâlâ tek kelime yok. Kraliçenin gelmesi bekleniyor.
You don't give us any medicine for the sick, not even the quinine for the bloody malaria everyone's got.
Hastalığımız için ilaç vermiyorsunuz herkeste olan kanlı sıtma için kinin bile vermiyorsunuz.
Forgive me, but it seems that there are not enough for everyone aboard.
Beni bağışlayın ama, gemideki herkes için yeterli cankurtaran sandalı yok gibi.
The execution of Meleager is for everyone, not just you early-birds.
Meleager'ın idamı herkes için! Sadece siz erkenci kuşlar için değil!
That's not something I do for everyone.
Bu herkes için yaptığım birşey değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]