Not for me Çeviri Türkçe
14,637 parallel translation
It's really not for me to say... but they clearly loved you.
Bana düşmez ama seni sevdikleri gayet açık.
And not for me.
Ve benim için değil.
And I watch that show and it's not for me.
Ve o şovu izliyorum, ve bu benim için değil.
Oh, it's not for me.
Oh, benim için değil.
You know what, I've been dead. It's not for me.
Biliyor musun, daha önce bir kere öldüm ve ölüm bana göre değil.
Yeah, well, not for me, but...
Benim için değildi ama...
You've been following me for miles, Aya, and I'm really not in the mood for a chat.
Kilometrelerdir beni takip ediyorsun, Aya ama ben tatlı sohbet havamda değilim.
You promise me... if not for yourself, then for Hope... you will get as far away from this place as you can.
Söz ver bana.. kendin için değilse bile, Hope için. Buradan gidebildiğin kadar uzağa gideceksin.
If you care for me like you say you do, then you will stay away from me and you will not complicate things.
Dediğin gibi beni önemsiyorsan o zaman benden uzak durup işleri karıştırmazsın.
Oh, I'm sorry, but this week is not good for me.
Kusura bakma ama bu hafta benim için uygun değil.
You know, that's not too complicated for me.
Aslına bakarsanız benim için çok da karışık değil bu.
You know, now's not a really good time for me.
Biliyor musun şu an hiç uygun bir zaman değil.
You know, now's not really a good time for me.
- Şu anda pek müsait değilim.
Uh, that's really not appropriate for me to say.
Bunu söylemek pek uygun olmaz.
and for me, the glass is not half empty, and the glass is not half full.
Benim için yarısı boş veya yarısı dolu değildir.
Okay, not to go all tin-foil hat here, but Tower obviously slipped this to me for a reason.
Paranoyak gibi davranmak istemiyorum ama belli ki Tower bunu bir nedenden dolayı bana verdi.
"It was a difficult decision for me not to return..." But I know my husband.
" Geri dönmeme kararı vermek benim için zordu ancak kocamı tanırım.
They do not tell me anything, and then they fired me for not knowing.
Kimse bize bir şey anlatacağım, ve ben bilmiyorum o zaman zor gerekiyor.
When you call me, not for a fucking joke.
Ben eğlenmek için olay yerine çağrılan değildi.
I can not let them die for me.
Onlar benim yerime ölmek izin verilmez.
Do you have anything for me or not?
Elinizde benim için bir şey var mı yok mu?
Now, ma'am, do you have anything for me or not?
Şimdi bayan, benim için bir şeyin var mı yok mu?
You may not give a damn about what I've made for myself, but that is what's most important to me.
Kendim için ne yaptığımı umurasmıyor olabilir ama benim için önemli olan bu.
And you may say you wanna be good for me, but that's not who you really are, is it?
Benim için iyi olduğunu söylüyorsun... -... ama gerçekte böyle biri değilsin, değil mi?
No, people come to me to ask for favors, and more often than not, I'm happy to oblige.
Hayır, insanlar bana iyilik yapmam için gelirler çok sık oluyordu ama şikayetçi değilim.
Wait, you're not seriously blaming me for that girl's death?
Bekle, gerçekten beni o kızın ölümü ile suçlamıyorsun değil mi?
You know, I put up with a lot of crap to let you in on my cases, and that's because thus far you've been honest with me, but now, for some reason, you're not telling me the full story.
Davama katılman için bir çok şeye katlanıyorum ve bunlar şu ana kadar bana karşı dürüst olduğundandı ama şimdi, her nedense, bana bütün olayı anlatmıyorsun.
You betrayed me, Maze. And not for my own good. You did it for yourself.
Bana ihanet ettin Maze, hem de benim iyiliğim için değil kendi menfaatin için yaptın bunu.
People come to me to ask for favors, and more often than not,
İnsanlar bana gelip iyilik istiyorlar, ben de genelde seve seve yardım ediyorum.
You know, I put up with a lot of crap to let you in on my cases, and that's because thus far you've been honest with me, but now, for some reason, you're not telling me the full story.
Davalarıma dahil olmana izin verdim, birçok saçmalığa katlandım çünkü şimdiye dek bana karşı hep dürüst oldun. Nedense bu kez bütün hikayeyi anlatmıyorsun.
And out of character for me, too. The whole "not wanting to have sex with you" thing.
Gerçi "Seninle sevişmek istemiyorum" olayı da benim karakterime aykırı.
I know I'm not going to be your assistant for the rest of my life, but I do know whatever I do next will be easier because of everything you taught me.
Hayatım boyunca asistanınız olmayacağımı biliyorum... Ama ileride ne yaparsam yapayım öğrettiğiniz şeylerden dolayı çok daha kolay olacağını biliyorum.
It's not easy for me to say.
Benim için de söylemesi zor şeyler.
Sharon, please do not tell me that you are using your son's safety to make a deal for charges of armed robbery.
- Sharon, lütfen bana silahlı soygun suçlamalarına karşı anlaşma yapmak için oğlunun güvenliğini kullandığını söyleme.
Sharon, please do not tell me that you are using your son's safety to make a deal for charges of armed robbery.
Sharon, lütfen bana silahlı soygun suçlamalarına karşı anlaşma yapmak için oğlunun güvenliğini kullandığını söyleme.
♪ You were made just for me Hey, you're not supposed to start crying until afterward.
- Tören bitmeden ağlamaya başlamamalısınız.
You're not gonna let Travis die out there alone because you're scared for me.
Benim için korkuyorsun diye Travis'in dışarıda yapayalnız ölmesine göz yumamazsın.
Just promise me not to become a teenager for a few more weeks.
Sadece birkaç hafta içinde ergenliğe girmeyeceğine söz ver.
Look, this is me, trying very hard to extend professional courtesy to fellow law enforcement, but I'm not here to ask for permission to arrest Daniel Wolf.
Meslektaşıma meslekı nezaket göstermeye çalışıyorum, ama Danıel Wolf'u tutuklamak ıçın ızın almaya gelmedım.
Look, you're not good at this, so let me make this easy for you.
Bu konularda iyi değilsin, o yüzden olayı senin için basitleştireyim.
Let me not beg for the stilling of my pain, but for the heart to conquer it. "
"Acılarım azalsın diye değil, " kalbim acıları fethedebilsin diye yalvarayım. "
Not much better than shit for brains, if you ask me. Yeah.
Bana sorarsan, geri zekâlıların beyninden farkı yok.
And forgive me for not taking your word for it, I'm sorry.
Bunun için sözünü almadığımdan dolayı özür dilerim.
Forgive me for not knowing what you're talking about. Cut the shit.
Kes lan palavrayı.
You do not have enough money to pay for what you stole from me.
Benden çaldıklarını ödemeye yetecek kadar paran yok.
I'm not angry at you, if that's what you're thinking, for throwing me away.
Beni sokağa attığın için, sana kızgın değilim, eğer düşündüğün buysa.
- Whatever you're looking for, you're not gonna get it from me.
- Neden bana söylemiyorsun? - Her ne istiyorsan, onu benden alamayacaksın.
Do not turn this into a problem for me or my campaign.
Bunu benim veya kampanyam için bir sorun haline getirme.
Not unless you can get me a hotel room downtown for the next month.
Bana önümüzdeki ay için şehir merkezinde otel bulmak dışında yok.
First, apologize for calling me a goody-goody, because I'm about to lay out a plan so daring that the two of you may not have the guts to follow it.
Öncelikle bana iyilik timsali dediğin için özür dile çünkü ikinizin de uygulamaya cesaret edemeyebileceği çok tehlikeli bir plan yapmak üzereyim.
They're trying to bribe me not to run for president. What?
- Başkanlığa adaylığımı koymamam için bana rüşvet vermeye çalışıyorlar.
not for sale 39
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for a while 87
not for 69
not for the moment 17
not for now 20
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for a while 87
not for 69
not for the moment 17
not for now 20