English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ N ] / Not for sure

Not for sure Çeviri Türkçe

2,374 parallel translation
I'm not sure, but for the tear to be created it would have required a blood sacrifice.
Emin değilim ama bağın yaratılabilmesi için kan fedakarlığında bulunulması gerek.
I'm just not sure that trying to find a poker tell is a realistic goal for therapy.
Pokerde kendinizi belli ettiğiniz hareketi bulmak gerçekçi bir hedef olmayabilir.
I see lf you're not busy, can I ask for an autograph? - Sure - On my back
Müsaitseniz imzanızı alabilir miyim?
I'm sure you're not cooking much for yourself.
Kendine pek yemek pişirmiyorsundur.
He's not happy that you like him for the latest Ripper killings, made sure I knew it.
Son Karındeşen cinayetleri için ondan şüphelenmen pek hoşuna gitmemiş, bildiğimden emin olmak istemiş.
I'm sure that was just code for a session.
Bence o terapi seansı yerine şifreli not almış.
Well, they're fine for some, I'm sure, but I haven't- - do they hurt or- - well, I wouldn't know if they hurt or not, dear.
Bence bir zararı yok, bazı insanlar yaptırmalı. Yaptırırken acıyor mu? Ben nereden bileyim acıyıp acımadığını.
You know, make sure that he's not in trouble for something he didn't do.
Yapmadığı bir şey yüzünden başı derde girmiş olmasın diye.
ARE SURE YOU'RE NOT FALLING FOR HIM? - OF COURSE NOT.
Ona aşık olmadığına emin misin?
Yeah, I'll check, but I'm pretty sure it's not for another couple of weeks.
Tamam, bakarım. Ama birkaç hafta daha idare edebilirsin bence.
Was up for the competition, Sutton, but I'm sure you have your reasons for not running.
Rekabete hazırdım Sutton ama eminim yarışmamak için sebeplerin vardır.
They're definitely not- - I mean, I guess I can't say for sure.
- Yani, tahmin ediyorum, eminim diyemem.
Though I'm not sure the same could be said for my dog.
Ama aynını köpeğim için söyleyemem.
Are you sure you're not here to audition for my "post-docs play doctor" series?
Buraya "Eski doktorlar, doktorculuk oynuyorlar" serisi için seçmeye gelmediğinizden emin misiniz?
I'm just--are you sure this isn't your way of getting back at me for not going to Italy?
İtalya'ya gitmekten vazgeçtim diye mi yapıyorsun bunu?
They're calling it a success, this raid, but I'm not so sure, which is par for the course these days.
Buna büyük bir başarı diyorlar, bu baskına ama ben o kadar da emin değilim. Bu da bugünlerde normal bir süreç olsa gerek.
She doesn't need her chest cracked open for something we're not even sure she has. Yeah, well, I'm sure, and if her heart craps out, she's not gonna give a rat's ass about her leg.
Kadının bacağı zaten mahvolmuş bir de varlığından bile emin olmadığımız bir şey için göğsünü yarıp açmamıza hiç gerek yok.
What we do know for sure is that she is not his wife.
Şu an emin olduğumuz tek şey onun karısı olmadığı.
Wait, I'm sure that's not enough for you.
Bir dakika, bu sana yeterli gelmez.
He said that he is not sure, but thank you for the suggestion.
Hatırlamadığını söylüyor. Ama öneriniz için teşekkür ediyor.
But until he runs some tests, he's not gonna know anything for sure.
Ama kesin bir şey söylemesi için test yapması gerekecek.
Oh, I wasn't sure if it was gonna be, but now it's for sure not.
Çıkacak mıydı emin değilim ama şimdi çıkmayacağı kesin.
You sure it's not too big for this space?
Çok yer kaplamadığından emin misin?
I'm not sure your protection or your patronizing is good for our health.
Senin korumanın ya da kendini beğenmişliğinin hayrımıza olduğunu sanmıyorum.
Okay? And for the record, I'm not entirely sure I'm not the universe.
Ayrıca kainat olmadığım konusunda çok da emin sayılmam.
Not until I know for sure what's going on with her.
Ne olduğuna emin olana kadar da konuşmayı düşünmüyorum.
Are you sure you're not using the fact that he's a philandering dirtbag as an excuse not to have to work for him?
Onun kadin pesinde kosan adi herifin teki olmasini ona çalismamak için bir mazeret olarak kullanmadigindan emin misin?
- here you go. - thanks tripod please yup - i'll mail you the pictures tomorrow for sure. - I'll get the write ups... promise that's a real promise i hope... not the usual promises that you don't keep... yeah... sure...
Yarın buluşma noktasında?
I'm not kissing my best friend's girlfriend for sure malvika's not your girlfriend.
En iyi arkadaşımın kız arkadaşıyla öpüşmediğim kesin. Malvika senin kız arkadaşın değil.
I'm just not so sure I can give you what you're looking for.
İstediğin şeyi sana verebileceğimden pek emin değilim.
Not sure if you remember But you said you wanted to book our resort for 2 weeks
Hatırlıyor musunuz bilmem ama otelimize iki haftalık rezervasyon yaptırmıştınız.
I'm not sure what I can do for her.
Tam olarak ne yapabilirim bilemiyorum.
I'm not sure how you usually do what you do, but I'm looking for a guy, and I could use some help.
Genelde yaptığın işi nasıl yaptığını bilmiyorum ama bir adamın peşindeyim ve yardımına ihtiyacım olabilir.
He's sure I know something, and I'm not gonna sit around and wait for him to figure things out.
Bir sey bildigimden emin ve oturup her seyi çözmesini bekleyemeyecegim.
For sure, but she's not your enemy and she's not your mother, and if you drive her away, if you- -
Tabi ki düşmanın da değil, annen de. Ama onu kaçırırsan, Lucas'ın yuvasını yıkarsın.
I'm not sure rum is the remedy for that.
Viskinin, buna care olacagini sanmiyorum.
And I'm sure it's not easy for you to say good-bye to each other.
Ve birbirinize veda etmenin kolay olmayacağını da tahmin edebiliyorum.
Please make sure he's not disturbed for the next eight hours.
Lütfen önümüzdeki sekiz saat boyunca rahatsız edilmediğinden emin olun.
Still not totally sure what I'm applying for.
Ne için görüşme yaptığımdan bile emin değilim.
If you're not sure if something's recyclable, look for the "chasing arrow" symbol on the bottom.
Geri dönüşümlü olduğunu bilmiyorsanız altındaki "sıralı oklara" bakın.
Not sure what you're going for, but...
Ne amaçladığından emin değilim ama...
I'm sorry for not telling you right away. I'm not yet so sure about everything.
sana şimdi söylediğim için üzgünüm bu olup bitenler hakkında herşeyden emin değildim
Well, it's not waking up your husband. That's for sure.
Kocanı uyandırmak olmadığından eminim.
No, not in her purse, but she's keistering it for sure.
Hayır, cüzdanında yoktu. Ama, eminim ki kıçında saklıyordur.
I'm not sure how I would feel about having the boss'wife work for me either.
Ben de patronun karısının benim için çalışmasını isteyip istemeyeceğimden emin değilim.
We're not sure, but we are doing everything necessary to prepare for a ransom call.
Emin değiliz, ama fidye telefonu için gereken tüm hazırlığı yapıyoruz.
Not sure what I can do for you.
- Size nasıl yardım edebileceğimi bilmiyorum.
I've been dreaming about getting back together with Bridget for months now, but since I met Zoey, I'm not so sure.
Aylardır Bridget ile yeniden bir araya gelmenin hayalini kuruyordum ama Zoey ile tanıştığımdan beri bundan pek emin değilim.
I have a candidate for our operation, but am not 100 % sure I can trust him. He's an ex cop.
Operasyonumuzu tamamlamak için bir adayım var ama ona yüzde yüz güvenemiyorum.
We're not sure but there's another detective looking for you.
Emin değiliz ama seni arayan başka bir dedektif var.
Well, don't be so sure he's not waitin for your hairy butts to bounce back into rifle range.
Emin olma ama o bayağı bi seni.. ... bekliyor olcak çünkü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]