Not more Çeviri Türkçe
14,692 parallel translation
At least it's not more of his.
En azından artık onun parası değil.
There was turbulence, not more than any other storm, but...
Türbülansa girdik, sıradan bir fırtınaydı.
You've done exactly as I hoped and planned, if not more.
Tam da umduğum ve planladığım gibi davrandın, hatta fazlasıyla.
We're not pumpkin people no more because Mom's gone, and he don't give a flip about pumpkins no more.
Artık balkabağı insanları değiliz. Çünkü annem öldü ve balkabakları artık babamın umurunda değil.
Additional sites, not yet completed, appear to be designed for intermediate range ballistic missiles capable of traveling more than...
Diğer füze mevziileri henüz tamamlanmış değil. Bunların da orta menzilli füzeler için tasarlandığı düşünülüyor.
Especially not some... jerk who never had the guts to try to be anything more than a Pawpsicle hustler.
Hele ki Buzpati dolandırıcısı olmaktan başka bir şey olmaya cesaret edememiş biri asla!
We're not serving any more alcohol tonight.
Bu gecelik alkol servisi bitti.
More likely than not.
Tezden de ötesi.
Well, more than I should but not always enough.
Sigara? - Gerekenden fazla ama her zaman yetmiyor.
Not to mention that canceling such an event would cause an irreparable rift between you and the public, and we don't need any more of that.
Böyle bir etkinliği iptal etmenin seninle halkın arasını nasıl açacağından bahsetmiyorum bile. Bunu istemeyiz.
As we understand more, might not they too be proved right?
Anladığımız kadarıyla doğru oldukları da kanıtlanmadı.
Bagheera, I'm not taking one more step -
Bagheera bir adım daha atmıyorum -
Had you been more in school, you would not consider such a thing.
Böyle bir şeyi yapamayacağını görmek için okulda yeterince kalmadın mı?
No more dancing, we will not...
Başka dans yok, dans etmeyeceğiz.
- I do not want any more.
- Sizi burada istemiyorum.
- I'm not doing that any more... - I'll tell you what.
Artık onu yapmıyorum...
That's it. I'm not doing any more.
Yeter, devamını yaptırmayacağım.
And it's not because I like you or because I think you're cute, but solely because the more customers that buy from me, the better it is for me.
Ve senden hoşlanmadığım için değil Ya da sevimli olduğunu düşünüyorum çünkü Ancak daha fazla müşteri
The only reason I'm not robbing you right now is because of her, and I'll probably make more off of you in the long run than I can take off you right now.
Seni şu anda soymadığımın tek nedeni Onun yüzünden mi? Ve muhtemelen uzun vadede senden daha fazla şey çıkaracağım
I will try to be more here, like, way more here, if you can try to be more okay with what I'm doing when I'm not here.
Daha çok burada olmaya çalışacağım, Burası daha çok, Daha iyi olmaya çalışabilirsen
It's not your business any more.
Artık seni ilgilendirmez.
Let's not speak any more of his body.
Daha fazla bedeninden bahsetmeyelim.
I take it you need no more from me to confirm that you will not marry this man.
Bu adamla evlenmeyeceğinizi teyit etmek için benden başka bir şeye ihtiyacınız olmadığını varsayıyorum.
I do not believe the British public will tolerate such injustice to me, and, more importantly, to my suffering people who have always remained loyal to the British crown.
İngiliz kamuoyunun bana ve daha da önemlisi İngiliz tacına her zaman sadık bu acı çeken insanlara yapılan bu haksızlığa göz yumacağına inanmıyorum.
And it seems to me that Brazil has found an answer, even though not only its vegetation but also its population are more diverse in color than in Europe.
ve bana öyle geliyor ki Brezilya bir cevap bulmuştur. yalnızca bitki örtüsü değil, ayrıca nüfusu Avrupa'dan daha renklidir.
" Eddie, you tell that koala I'm not funding any more of those shows.
"Eddie, o koalaya deki artık gösterileri için para vermeyeceğim".
Not much more.
Çok fazla acı çekmesin.
And I think most researchers agree with the fact that BMI is not a perfect measure because it's easy, it's relatively cheap, um, it's used probably more than it necessarily should be.
Her günün derdi kendine yeter. " [Matta 6 / 25-34]
The more they turned me down, the more determined I was not to take no for an answer.
Havuç sizi hamile bırakabilir mi? Veya size hastalık bulaştıramaz değil mi? Saçmalık!
And, no, it's not only humans, it's even animals seem to be gaining more weight in the recent past, and what would be a satisfactory, like, explanation for that?
- Hayır, bu kadarı yeter! Bugün daha fazla okumayacağım. Konu sadece İncil'i okuman değil.
Let's not make health one more kind of measuring stick, one more moral ruler to beat kids on the head with.
- Seni uyarmıştım. Seni uyardım. Hepimiz için bir sorun oldun artık.
Okay, so this is like a school video, except not like an Irish school, more like an American school, and it's prom night.
Bir okul klibi gibi olacak bu. Ama bir İrlanda okulu gibi değil. Daha çok Amerikan okulu ve balo gecesi.
I'm not wasting any more energy on it.
Daha fazla boşa çalışmak istemiyorum.
Not knowing everything probably made it all much more believable, right?
Her şeyi bilmemek muhtemelen yaptı Daha da inandırıcı değil mi?
Not to put your business out there, but Terri does make more.
İşinizi orada bırakmayın, ancak Terri daha fazlasını yapar.
I'm not gonna protect you any more.
Artık seni korumayacağım.
I just wanted you to go back to your little place and not have to do any more time.
Ben sadece küçük yerine dönmeni ve bir daha hapse girmemeni istiyorum.
Not any more.
Artık değil.
- They are like the dolls, but they do not float, and they are slightly more expensive.
- Bebek gibiler ama yüzmüyorlar ve bunlar biraz daha pahalı.
I'm not. Not any more.
Ben artık korkmuyorum.
Bob, that shit's not funny any more. Not that it was funny to begin with, so I don't even know why I said that.
Bob, bu artık komik bir espri değil aslında başından beri komik değildi.
I could not be more proud.
Bundan daha gurur verici olamazdı.
It's a shame that your return is not under more festive circumstances.
Dönüşünün daha neşeli bir ortama denk gelmemesi ne yazık.
If we're not very careful, we will do her more harm than good.
Eğer dikkatli olmazsak, kıza yarardan çok zarar veririz.
Not one more...
Bir tane daha olmaz...
Who, more often than not, don't have the full picture or neglect to report it.
Çoğunlukla tam resmi görmeyen ya da bunu haberleştirmeyi ihmal eden kişilerdir.
We shall send to the moon, 240,000 miles away from the control station in Houston, a giant rocket, more than 300 feet tall, the length of this football field, made of new metal alloys, some of which have not yet been invented,
Ay'a, 240 bin mil uzakta bulunan Houston kontrol noktasından ; 91 metreden uzun bu futbol sahasının uzunluğunda daha bazıları icat bile edilmemiş olan ; ısıya ve gerilime şimdiye dek görülünden birkaç kat daha dayanıklı metal alaşımlardan yapılan dev bir roketi ; daha önce gönderilme denemesi yapılmamış bir gök kitlesine gönderip saatte 25 bin milden fazla hızla ;
You've gotta get the MFDP on board or there will be no more union money for the movement, not a single goddamn dime.
MFDP'yi ikna etmelisin yoksa hareketin daha fazla sendika parası olmayacak, tek bir metelik bile.
Look, I'm not gonna play this game with you no more, cabrón.
Artık bu oyunu oynamayacağız.
I mean, I just said I'm not a cop. I don't know what more I can do.
Polis değilim dedim ya başka ne yapabilirim?
Yeah, no disrespect to your profession, Natalie, but it seems like if this is a one-shot audition thing, why not just do something a little more, I don't know, risqué?
Yaptığın işe saygım sonsuz Natalie ama eğer bu işi almak için tek şansın bu yazıysa neden daha müstehcen bir şeyler yazmıyorsun?
more 1904
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252