One other thing Çeviri Türkçe
1,226 parallel translation
Find one other thing in here that...
-... yazıyor. - Burada başka bir şey daha...!
I'd like to say one other thing.
Bir şey daha söylemek istiyorum.
Um, let's see, one other thing...
Ve bir başka şey de...
Now, one other thing.
Başka bir şey daha.
One other thing : they only answer to hello and good-bye.
Bir başka şey, sadece selam ve hoşçakala cevap verirler.
One other thing. A word, "chrysalis." I don't know what it means.
Bir şey daha gördüm. "Pupa" kelimesi.
There is one other thing.
Bir şey daha.
- Could you do one other thing for me?
- Birşey daha isteyebilir miyim?
One other thing I gotta tell you.
Bir şey öğrendim. Bunu sana söylemeliyim.
One other thing :
Diğer bir konu :
I want her found and placed under protective custody till we get to the bottom of this. One other thing.
Bulunmasını ve bu işi bir sonuca ulaştırana kadar koruyucu göz hapsinde tutulmasını istiyorum.
I survived by telling myself that it was an accident, like everybody said and focusing on the one other thing that I had left, my job.
Bunun herkesin söylediğinin aksine bir kaza olduğunu düşünerek ve elimde kalan tek şey olan işime odaklanarak hayatta kaldım.
- Oh, one other thing. - What?
- Bir şey daha var.
There was only one other thing I needed.
İhtiyacım olan bir şey daha vardı.
- One other thing.
- Öteki şey ise.
There is one other thing.
Bir şey daha var.
One other thing.
Bir şey daha var.
I'll tell you one other thing.
Size birşey daha söyleyeyim.
One other thing.
Bir başka şey.
No, there was one other thing.
Hayır, bir şey daha vardı.
Oh, and one other thing.
Bir şey daha var.
And one other thing, I don't want Newman using my- -
Birşey daha var, Newman'ın kullanmasını istemediğim...
Just one other thing.
Bir sorum daha var.
- Oh, Lori, one other thing they did agree on :
- Lori, bir zorunluluktur :
There is one other thing that we need to take care of.
Dikkat etmemiz gereken birşey daha var.
And, Jason, one other thing.
Bir şey daha var, Jason.
No, one other thing.
- Hayır, bir şey daha var.
- Oh, there's one other thing.
- Bir şey daha. - Ne?
- Just one other thing.
- Bir şey daha söyleyeceğim.
One other thing.
Bir şey daha.
- There is one other thing.
- Efendim, bir şey daha var.
Oh, and one other thing.
Ve başka bir şey daha...
One other thing.
Başka birşey daha.
And, Jack, one other thing.
Ve Jack, bir şey daha.
Oh, one other thing.
Oh, bir şey daha.
One other thing... buy yourself a gun.
Bir şey daha... kendine bir silah al.
One thing's got nothing to do with the other.
Her durum kendine özgüdür.
Maybe the fairest thing would be let one of you kill the other.
Galiba en iyisi birinizin diğerini vurması.
One thing had nothing to do with the other.
Onun diğer şeylerle hiçbir alakası yoktu.
And what you have to realise, is we're gonna do this thing one way or the other.
Bunu o ya da bu şekilde yapacağız.
One side of this thing is positive, while the other side... has a strong negative pull.
Bir taraf pozitif, diğer taraf ise... kuvvetlice negatif yük taşır.
But he has gone, and the money's gone, and Montrose will not care if you believe one thing or the other.
Ama gitti, para da onunla gitti ve senin neye inandığın Montrose'u hiç ilgilendirmeyecektir.
You do one thing, one good thing for no other reason than you know it's right...
Bir tek şey, başka nedeni olmadan bir tek iyi şey yaparsan, işte o zaman doğru olduğunu anlarsın.
Tell him I'll fly this thing in one ear and out the other.
Ona bununla bir kulağından girip ötekinden çıkacağımı söyle.
It's like... the one thing that I learned in jail is that... girls gotta help out other girls, you know?
Hapiste öğrendiğim tek şey. kızların diğer kızlara yardım etmesi gerekir anlıyor musun?
Look, I could deal with the other problems, if it weren't for one thing.
Bir şey olmasaydı, diğer sorunlarla baş edebilirdim.
Because the one thing I want more than any other is to die.
Çünkü, ölebilmekten, daha fazla istediğim bir şey yok.
What does one thing got to do with the other?
Bir şey diğer bir süsü şeyin yanında ne eder ki?
But even if we don't know each other we have one thing in common.
Ama tanışmasak bile ortak bir şeye sahibiz.
Now, what if the other O'Neill is energy just like the thing Daniel and I found in the crystal only a more powerful, more evolved form of it? One powerful enough to copy a whole person and not just faces?
Şayet öteki O'Neill da kristalde bulduğumuz gibi sadece enerjiyse. sadece daha güçlü ve evrimleşmiş bir hali ise... tüm bir insanı kopyalayacak kadar güçlü sadece yüzleri değil.
Why not some other place? Well, for one thing,
Başka yere gitsek ya!
other things 54
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things change 215
things will get better 22
things fall apart 17
things like 24
things to do 42
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things change 215
things will get better 22
things fall apart 17
things like 24
things to do 42
things will change 18
things have changed 201
things could be worse 16
things are looking up 44
things are going well 18
things are great 27
things are changing 33
things are good 60
things are different 35
things like this 16
things have changed 201
things could be worse 16
things are looking up 44
things are going well 18
things are great 27
things are changing 33
things are good 60
things are different 35
things like this 16