So hold on Çeviri Türkçe
582 parallel translation
So hold on, lover.
Öyleyse sıkı tutun, aşkım!
Okay, so hold on.
Hattan ayrılmayın.
Ryan will be here shortly, so hold on.
Ryan birazdan burada olacak. Hazır olun...
However our bodies might be refashioned, so long as we hold on to our souls, we will remain who we are, no matter what occurs.
Bedenlerimiz ne kadar değişmiş olsa bile ruhlarımıza tutunduğumuz sürece ne olursa olsun, kendimiz olarak kalacağız.
I'm so tired I can't hold on to my horn.
O kadar yoruldum ki, trompetimi tutacak halim yok.
So they want us to hold on for two months.
Kahire bizden iki ay dayanmamızı istiyor.
So we'll just hold on for a few hours and give Tobe a chance.
Biz sadece bir kaç saat bekleyeceğiz ve Tobe'a bir şans vereceğiz.
Now, hold on, Holly, you're turning my head with talking so fast... But, Toby...
O kadar insanın tek bir karavanda yaşaması biraz garip, değil mi?
Thorndyke, this little car goes so fast, we need three people inside to hold it on the ground.
Thorndyke, bu küçük araba çok hızlı gidiyor, zeminde onu zaptetmek için içerde üç kişiye ihtiyacımız var.
You just wanna hold that football and have me come running at to kick at it so you can pull it away and see me fall flat on my back!
Futbol topunu tutacaksın çünkü ben ona tekmelemek için koşarken tam vuracağım esnada çekip sırt üstü yere kapaklanmamı göresin!
I tried to hold on, but I was handcuffed from behind. I turned my head around, but he punched me on the chin, So I sank to the bottom of the bathtub.
Hapishaneye beni almak için geldiler ve Lille Meydanı'ndaki bir binaya götürdüler ve içlerinden bir kişi tüm kıyafetlerimi çıkardı ve beni suyla dolu bir küvetin içine koydu.
So hold your ground even... even if you have to die on the spot!
Hatta tutunmaya bak... bulunduğun yer için gerekirse ölmelisin!
Here, so he can hold on to it.
Bu tarafa, sırığa tutunsun.
You will hold on? - I think so.
- Biz saklanıyoruz.
Hold on, not so fast!
Bekleyin, o kadar çabuk değil!
So good! Not spread - hold on together!
Herkes kendini düşünmesin, bizi de düşünün!
- So hold up on that body.
- O bedene ihtiyaç yok.
It's something so sensational that you'll have to hold on to your hat.
Öylesine heyecan verici bir şey ki, şapkanı tutmak zorunda kalacaksın.
An actor must develop an acute sense memory so concentrate on how you deal with things in your world how you wash your face or hold your fork or lift your cup...
Bir oyuncunun güçlü bir duyu belleği olmalı. Dünyanızda neyi nasıl yaptığınıza yoğunlaşın. Yüzünüzü yıkayışınız, çatalı veya fincanı tutuşunuz saçınızı tarayışınız.
Now you have to clutch something, hold on tight, with all the teeth and fingers youve got, hanging on for dear life, so as not to be thrown off.
Kıymetli hayatın için, dişlerinle ve parmaklarınla bir şeylere yapışmalısın artık, düşmemek için sıkı tutunmalısın.
We're going to go on, so you got to get ready to hold on.
Devam edeceğiz, o yüzden sakın bırakmayın.
Hold on to me so I don't fall.
Sıkı tut beni düşmeyeyim.
So, like I was saying : a long time ago in one very plasticine country... hold on, don't go anywhere, Okay?
Bu sefer gerçekten anlatıyorum. Çok çok uzun zaman önce, bir oyun hamuru ülkesinde - Bekle, sakın kaybolma, tamam mı?
We're getting things ready in the hold so as not to interfere with activities on board or the privacy of the passengers!
Ambardaki her şeyi hazırlıyoruz Binişteki işlere karışmamak için Ya da yolcuların gizliliğine karışmamak için!
So on that motion, I hold for the defense.
Bu maddeden dolayı, savunmayı haklı buluyorum.
But liz has never been on time for anything in her life, so i'm not gonna hold my breath.
Ama Liz hayatında hiç bir şeyi zamanında yapamamış o yüzden de pek heyecanlanmıyorum.
And now, if I may be so bold, I'd like to put you on hold.
Ve şimdi, kaba olabilirim ; ama sizi beklemeye almalıyım.
So will you hold on to these for me?
Benim için şunları tutar mısın?
They don't know what's cool and what's not, so I just put everything on hold.
Neyin benim açımdan iyi olduğunu bilmiyorlar, o yüzden her şeyi askıya alıyorum.
So I took this job as state geologist and I've just managed to hold on to the house and my shares.
Devlet jeologu olarak işe başladım. Evi ve hisselerimi korumayı başardım.
So until the negotiations break down your people are on hold.
Sonuç olarak, görüşmeler bir çıkmaza girene kadar beklemede kalacaksınız.
How do those guys on submarines hold their breath for so long?
Merak ediyorum denizaltılarda o kadar zaman nefeslerini nasıl tutuyorlar?
Another hour or so. Just hold on.
Sadece birkaç saat daha.
This mill fire will put contract signing on hold for the moment, so we must ensure that the moment, our moment, does not pass us by.
Dolayısıyla hamlemizi yapmakta geç kalmamalıyız.
So, if there be any doubt, any doubt at all, we might as well... lay it out on the table, right now, why these two lovely people... should not be joined in holy matrimony. Speak now... or forever hold your peace.
Dolayısıyla, aklınızda bir kuşku varsa en küçük bir kuşku dahi varsa bunu şimdi ortaya dökebiliriz bu iki güzel insan neden kutlu bir evlilikle birleşmemeli, ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Now I spend hours trying so hard to hold on to my youth.
Gençliğimi sürdürmek için her gün saatlerimi harcıyorum.
Hold on. - I don't feel so hot all of a sudden.
- Sıcağı hissetmemeye başladım birden.
So unless she comes out and says she feels the same way, All you can do is hold on to those moments.
O da aynı şeyleri hissettiğini söylemediği sürece tek yapabileceğin öyle anlarla yetinmek.
.. so... just hold on.
Sen... sadece dayan.
I don't have too much time and I'm on the midnight plane back, so if you or your husband are truly interested- - because I can't hold this parcel past- -
Fazla zamanım yok ve gece uçağıyla geri döneceğim yani siz ve kocanız cidden ilgileniyorsanız çünkü bu parseli fazla elimde tutamam.
Quit trying to hold on so tight.
Bu işin ucunu bırak.
- Exactly. So if you care at all about the welfare of your doctor... you will release your hold on us.
O yüzden doktorunuzun sağlığını düşünüyorsanız... bizi tutmayı bırakacaksınız.
I cannot imagine someone in the throes of so gruesome a death could hold on to so delicate a container without shattering it.
Böylesine dehşet verici bir ölümün acısını çeken birinin zehrin kabını parçalamadan nazikçe elinde tuttuğuna inanmak çok güç.
- So, who is she? - Hold on, hold on, hold on...
Pekala kız kim?
You know and I know that I can't hold you here on this... so, uh, you either are innocent or you're a helluva lot smarter than you look.
Sen ve ben biliyoruz ki bu nedenden seni burada tutamam. Ya masumsun ya da göründüğünden çok daha fazla akıllısın.
So, hold on... do you got the money?
Durun, parayı aldınız mı?
I don't want to be put on hold over a parking spot, so why don't we just try this again?
Bir park yer yüzünden.. .. beklemeye alınmayı istemiyorum. O yüzden neden bir daha tekrarlamıyoruz?
My ear's numb from being on hold for so many hours.
Kulaklarım, basınçtan dolayı uğulduyor.
So if you're ready, creeps, fasten your drool cups... and hold on to your vomit bags.
Eğer hazırsanız, kaçıklar, ağız kemerlerinizi takın... ve kusmuk torbalarınıza sarılın.
Farther out to sea, the water becomes so deep that even these giant algae can't maintain a hold on the sea floor and still reach the light.
Denizin açıklarına gidildikçe su o kadar derinleşiyor ki bu dev algler bile hem dibe tutunup hem de ışığa ulaşma konusunda başarısız oluyor.
So you'd hold on to him until after the Celtics win the championship?
Celtics şampiyonluğu kazanana dek onu elinde tutar mıydın?
hold on 13161
hold on a second 1159
hold on to me 73
hold on tight 161
hold on a sec 244
hold on a minute 292
hold on a moment 33
hold on one second 255
hold on there 121
hold on for a second 24
hold on a second 1159
hold on to me 73
hold on tight 161
hold on a sec 244
hold on a minute 292
hold on a moment 33
hold on one second 255
hold on there 121
hold on for a second 24
hold on now 65
hold on one sec 46
hold on to him 18
hold on to that 25
hold on just a second 39
hold on to it 26
hold on here 28
hold on to this 18
once 1546
online 141
hold on one sec 46
hold on to him 18
hold on to that 25
hold on just a second 39
hold on to it 26
hold on here 28
hold on to this 18
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onions 55
onward 91
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
onion 41
ones 44
onions 55
onward 91
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
on our own 20
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
on our own 20