Tell us everything Çeviri Türkçe
529 parallel translation
Please tell us everything, whatever it is.
Lütfen bize, her ne ise, her şeyi anlatın.
And now, my boy, tell us everything that occurred.
Ve şimdi oğlum, bize, olan biten her şeyi anlat.
He'll tell us everything.
Bize her şeyi anlatır.
But I think I can convince you that you have a duty beyond your military duty, and to tell us everything you know, despite your word of honour.
Lakin, sanırım askeri görevinin ötesinde bir görevin olduğuna ve verdiğin şeref sözüne rağmen, bildiğin her şeyi bize anlatmana dair seni ikna edebilirim.
You must tell us everything you know about the place after I've made the coffee.
Kahveyi yaptıktan sonra bize burası hakkında bildiğiniz her şeyi anlatmalısınız.
Tell us everything.
- Öyle bir şey yok. Siz anlatın.
We'd like for you to tell us everything you just told Mr. Denver.
Mr.Denver'e anlattıklarınızın hepsini duymak istiyoruz..
- Carlo will tell us everything. - Why Carlo?
- Carlo olanları bize anlatacaktır.
- Well, tell us everything.
- Haydi, anlatsana.
And tell us everything that's happened to you.
Başından geçen her şeyi anlat bize.
Tell us everything that happened.
Bize olanların hepsini anlat.
- Mr. Plante, tell us everything about this claim.
Bay Plante, boşuna ağaç dövmeyin, sadede gelin.
But stay sharp, tell us everything you see.
Gördüğün herşeyi söyle.
He can tell us everything.
Bize her şeyi anlatır!
Tell us everything.
Hasta. Çok hasta.
Sylvester, unless you want to renew your partnership with the late Johnny North, I suggest you tell us everything and anything we want to know.
Sylvester, şayet rahmetli Johnny North ile tekrar bir araya gelmek istemiyorsan bize bilmek istediğimiz her şeyi anlatmanı öneririm.
Mickey, you will tell us everything.
Mickey, bize zaten her şeyi anlatacaksın.
Huh, well the readings don't always tell us everything, you know!
Ölçümler her zaman bize her şeyi söylemez!
If that person does not tell us everything he knows, we shall assume that her death was political. That she was killed by a member of the Polish underground and that you are all accomplices.
O şahıs neler bildiğini bize anlatmazsa, kadının ölümünün siyasi olduğunu, ve bir Polonya direnişi üyesince öldürüldüğünü, suç ortağı olduğunuzu varsayacağız.
Sit down and tell us everything.
Otur ve bize her şeyi anlat.
Tell us everything or tell us nothing.
Ya her şeyi anlat ya da hiçbir şey.
Mr. Gyokudo, please tell us everything.
Bay Gyokudo, lütfen bize her şeyi anlatın.
You will tell us everything.
Bize herşeyi güzelce anlatacak.
Just tell us everything you know. We'll piece it together.
Bize bildiğin her şeyi anlat Birlikte birleştiririz.
You can tell us everything.
Bize herşeyi anlatabilirsin.
Tell us everything you know about this god. When I think what might have happened to me if they'd captured me.
Başım çok ağrıyor.
Miss Obrist, your best protection... is to tell us everything we need to know.
Bayan Obrist, sizin en iyi korumanız... bize bilmemiz gereken her şeyi anlatmanızdır.
So, Pixote, tell us everything.
Ee Pixote, bize her şeyi anlatsana.
He'd crack, he'd tell us everything and we would fix it.
Pes edecek, her şeyi anlatacak ve biz de işleri düzeltmeye çalışacaktık.
You have to tell us everything about Olcha
Bize Olcha'yla ilgili her şeyi anlatmalısın.
So you're gonna tell us everything.
Yani bize her şeyi anlatacaksın.
- It'll tell us everything we need to know.
- Bilmemiz gereken her şeyi söyler bu bize.
For the sake of future generations, please tell us everything you know.
Bu ve gelecek nesil için bize şimdi her şeyi anlatmanız gerek.
Tell us everything.
Her şeyi anlat.
Now tell us everything you know. Yes, this is...
- Şimdi bize bildiğin her şeyi anlat.
The moment he's frightened, he'll run to the Tans and tell everything and they'll wipe us out with one sweep.
Korkuya kapıldığı anda, İngilizlere koşup her şeyi anlatacaktır ve onlar da bizi, tek seferde yok edeceklerdir.
I think it best that you tell us yourself, everything that happened to you from Reims.
Sanırım, Reims'ta başına gelenleri kendin anlatman en doğrusu olur.
Remember what everyone's wearing and what you eat and everything so you can tell us.
Herkesin ne giydiğini, ne yediğini ve diğer her şeyi iyice ezberle. Böylece, sonra bize anlatabilirsin.
Miss, would you kindly tell us, I mean produce one of those bubbles to clarify everything?
Hanımefendi rica etsem bize gerçekleri söyleyebilir misiniz? Daha doğrusu balon yapar mısınız?
Colonel Kusenov, we would like to know everything you can tell us about one subject.
Albay Kusenov, bize özellikle bir konuda söyleyebileceğiniz her şeyi bilmek istiyoruz.
The funny thing is that you will go to them anyway and tell them everything that hasn't happened between us.
The truth is... that you will surely go back to them. And you will tell them what did not happen between us in every detail...
They didn't tell us that when we studied World War I... that everything was so awful with the Versailles Treaty... that we were soon going to get into something four years after I got out.
1. Dünya Savaşı'nı okulda işlerken bize Versay Anlaşması'nın inanılmaz derecede korkunç şartlar içerdiğini anlatmadılar. Ki mezun olduktan 4 sene sonra başımıza böyle bir şey geldi.
It's crucial you tell us everything you know about this disease.
Bu hastalık hakkında ne biliyorsunuz?
Tell me everything you're even thinking of doing. Let us get some busts.
Hatta yapmayı düşündüğün şeyleri bile anlat ki, bütün bunlara bir son verebilelim.
If everything's all right, you come back out and tell us.
Her şey yolundaysa, geri gelip bize haber ver.
We need someone to tell us about everything.
Her şeyi anlatacak biri lazım.
If they don't stop us, I promise I'll tell you everything.
Eğer bizi durdurmazlarsa, size söz veriyorum herşeyi anlatacağım.
He said that Pat had written to, and when a meeting was marked with her. To tell everything to him on us the two.
Pat'e gerçeği anlatmak için onunla görüşmek istediğini belirten bir mektup yazdığını söyledi.
Now that everything ended, does not it want to tell to us the event?
Artık her şey bittiğine göre belki bize olan biteni anlatırsınız.
You put everything together. You pick all the music, you tell us where to stand and everything.
Ama müziği seçen, nerede duracağımızı falan söyleyen sensin.
You want us to tell them everything?
Onlara her şeyi anlatmak mı istiyorsun?
tell us about yourself 22
tell us 614
tell us more 28
tell us what 37
tell us about that 16
tell us the truth 45
tell us what you know 40
tell us about it 45
tell us where you are 21
tell us what happened 89
tell us 614
tell us more 28
tell us what 37
tell us about that 16
tell us the truth 45
tell us what you know 40
tell us about it 45
tell us where you are 21
tell us what happened 89
tell us what to do 19
tell us now 21
tell us what you see 16
tell us where he is 16
tell us what you saw 19
tell us what's going on 20
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
tell us now 21
tell us what you see 16
tell us where he is 16
tell us what you saw 19
tell us what's going on 20
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87