The lawyer Çeviri Türkçe
5,042 parallel translation
Yeah, and with no body, the lawyer got an acquittal.
Evet, Ceset yoksa hakim suçlu bulmaz..
Who was the lawyer who argued in court?
Mahkemede savunma yapan avukat kimdi?
So I called the lawyer and figured out the best way - to hand everything over to Jed.
- Avukatı arayıp en iyi yolun her şeyi Jed'e devretmek olduğuna karar verdim.
You said the lawyer would call!
- Avukatın arayacağını söylemiştin!
So the lawyer's on his way here to meet me.
Yaniavukat beni karşılamak için burada onun yolda.
The lawyer said I shouldn't talk to nobody without him.
Avukat, ondan başka kimseyle konuşmamamı söyledi.
She's the one who's suing. The lawyer told us...
Davayı açan annen.
You ruled out the brother, the lawyer, everyone who was at that house that night.
Kardeşi, avukatı, o gece evde her kim varsa herkesi göz ardı ettin.
My son the lawyer.
Oğlum avukat olmuş.
And the lawyer in me says you both want to do right by Amanda, so why discourage that?
İçimdeki avukat her ikinizin de Amanda'yı düşündüğünü söylüyor. Niye cesaretini kırıyorsun?
The lawyer is Nick Rinaldi.
Avukatın adı Nick Rinaldi.
I'm... Yeah. - You're the lawyer.
- Avukat olan sensin.
So I went to the lawyer and I filed for divorce today.
Ben de bugün avukata gidip boşanma işlemi başlattım.
Apparently, his lawyer had already begun asking questions at the Park Plaza Hotel.
Görünüşe göre avukatı Park Plaza Otel'de soruşturmaya başlamış bile.
I'll tell you what, asshole, you use the name Pied Piper again, I'm going to call my lawyer and we're gonna sue the shit out of you.
Beni dinle şerefsiz! Bir daha Pied Piper adını kullanırsanız avukatımı çağırır sizi dava edip canınıza okuruz!
♪ On Hounslow Heath as I rode over ♪ ♪ I spied a lawyer riding before ♪
# The Turpin Hero #
What's the name of the new lawyer?
Yeni avukatın adı neydi?
I'll find Rey's lawyer, have the DA offer him blanket immunity on all drug charges to date.
Rey'in avukatını bulup, savcının ona tüm uyuşturucu suçlamalarına karşı dokunulmazlık teklif etmesini sağlayacağım.
It's been really lovely seeing you again, Jack, but this is definitely the part where we call our lawyer.
Seni görmek gerçekten hoştu, Jack. Ama bu bölüm kesinlikle avukatımızı çağıracağımız kısım.
When I would sit at the bar at the restaurant I worked at for every one woman I'd catch combing the place for a doctor or lawyer I'd see like, ten of them with some bum like me.
Çalıştığım restoranda bara oturduğumda etrafı doktor veya avukat var mı diye tarayan kadınlardan 10 tanesini benim gibi bir serseriyle görürdüm.
My lawyer told me the news this morning.
Avukatım bu sabah beni bilgilendirdi.
The only reason I haven't asked for a lawyer yet is because I hate those lying sons of bitches.
Hala avukat istememiş olmamın tek sebebi o yalancı orospu çocuklarından nefret ediyor olmam.
He's letting his lawyer do the talking right now.
Konuşma işini avukatına bırakıyor.
The whole thing goes sideways if she thinks you brought a lawyer to cover your ass, even though you kind of did.
Eğer kıçını kurtarmak için bir avukat satın aldığını düşünürse her şey çöpe gider, ki ne kadar satın alsanda.
But if you want to speak to me again, you'll be dealing with the family lawyer.
Ama benimle tekrar görüşmek isterseniz, aile avukatımızla konuşacaksınız.
I'm not supposed to talk to the police right now until he gets here with our lawyer.
Ben konuşmak gerekiyordu değilim Polise şu anda o bizim avukatla buraya gelene kadar.
You're the first-born son of a lawyer.
Bir hukukçunun doğan ilk oğlusun...
She's on her way to the station, with her lawyer.
Avukatıyla merkeze geliyor.
I guess this is the part where I call my lawyer.
Sanırım avukatımı aramam gereken zaman geldi.
If I was your lawyer, I'd tell you to give her the beach house.
Eğer senin avukatın olsaydım kumsaldaki evi ona ver gitsin derdim.
As my lawyer, I'd have thought you'd have figured out that it is because this is going on that the Senate wants to have hearings on the CIA.
Avukatım olarak bütün bunların sebebinin, Senato'nun CIA ile ilgili gerçekleri öğrenmek istemesi olduğunu anlamanı beklerdim.
The DA has approached Javier and his lawyer ; he has eight hours to respond to our offer.
DA javier ile iletisime gecti ve avukatiyla ; Anlasmamizi kabul etmesi icin. 8 saati var.
As of an hour ago, Mr. Acosta and his lawyer accepted the deal.
Ve bir saat once Mr. acosta ve avukati. Anlasmayi kabul etti.
This kid will get the best lawyer money can buy.
Bu çocuk paranın satın alabileceği en iyi avukatı alacak.
From the moment a lawyer like Warren Daniels signs on, he's planting seeds of doubt about the credibility
Warren Daniels işi aldığından beri...
The one I had with the lady lawyer before she died... full immunity.
Ölmeden önce bayan avukat ile yaptığım anlaşma, tam dokunulmazlık.
Uh, well, I'm a lawyer now, so I've been pretty busy enforcing the law.
Artık bir avukat oldum o yüzden kanunu uygulamakla epey yoğun geçiyor hayatım.
The hospital said I should have a lawyer come down.
Hastanedekiler bir avukat tutmam gerektiğini söyledi.
What did the lawyer say?
Her şey tamam mı?
The perp's lawyer, just in here taking a look at the same thing.
Suçlunun avukatı da az önce aynı şeye bakıyordu.
His lawyer folded like a deck chair after I hit him with the evidence that the Arrow gathered.
Arrow'un getirdiği kanıtları sununca avukatı geri çekildi.
( Robyn and Lester laugh ) He wanted to be a lawyer, but they were kind of the turn on, drop out sorts.
Bir avukat olmak istemişti, ama farklı tarafa yöneldiler, okulu bıraktılar.
Hey, we might have our differences, but you're the better lawyer.
Farklılıklarımız olabilir ama sen benden daha iyi bir avukatsın.
Cases like David Clarke's were the reason I became a lawyer.
David Clarke davasına benzer olaylar, avukat olmamın nedeniydi.
Oh, your lawyer's advised you to deny me access with the claim of abandonment - - clever.
Avukatınız terk edilmiş arazi savıyla bana girişi yasaklatacak mı?
Uh, just make sure you tell your lawyer when he gets here that we know that you made a call from the pay phone to Blunt the same day your wife was murdered.
Yalnız avukatın buraya geldiğinde, tam da karının öldüğü gün, ödemeli telefondan Blunt'ı aradığını bildiğimizi söyle.
She's the best lawyer I know, after me.
O en iyi avukat biliyorum, benden sonra.
Heart Med's in-house lawyer negotiated this because the bad PR costs them more than the settlement.
Heart Med'in avukatı bununla anlaşmış çünkü kötü kamu maliyetleri anlaşmadakinden daha fazla.
But he's not the only lawyer there.
Ama burdaki tek avukat o değil.
If you want me to be your lawyer, if you want to win this case, you must start with the word "please."
Avukatın olmamı istiyorsan yani bu davayı kazanmak istiyorsan önce lütfen kelimesiyle başlayacaksın.
I'm just gonna get a lawyer, and I'm sure I'll get custody of the kids.
Tek yapmam gereken bir avukat tutmak ve tabii ki çocuklarımın velayetini de almak.
the lawyers 23
lawyer 304
lawyers 132
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lights are on 28
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
the last one 115
lawyer 304
lawyers 132
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lights are on 28
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
the last one 115
the liar 16
the last few days 25
the lights went out 23
the lord works in mysterious ways 23
the legend 36
the last 153
the last time you were here 18
the letter 112
the love of my life 42
the longer we wait 44
the last few days 25
the lights went out 23
the lord works in mysterious ways 23
the legend 36
the last 153
the last time you were here 18
the letter 112
the love of my life 42
the longer we wait 44