English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / The same to you

The same to you Çeviri Türkçe

7,728 parallel translation
Well, he could have done the same to you.
- Aynını sana da yapabilirdi.
Well, maybe you could try to save Mom the same way you saved Mr. Wu.
Belki de Bay Wu'yu kurtardığın gibi annemi de kurtarmaya çalışabilirsin.
Hey, man, look, you and Reg, y'all need to get on the same page.
Bak, sen ve Reg'in artık ortak yolu bulması gerek.
Well, I suppose I have to ask you just the same thing.
Sanırım aynı şeyi ben de sana sormalıyım.
I take it you will attest to the same facts as Special Agent Prado?
Özel Ajan Prado ile aynı olguları beyan edeceğinizi sanıyorum.
You are drawn to the darkness in others, but at the same time, you fear it.
Başkalarının içindeki karanlığa çekiliyorsun ama aynı zamanda bundan korkuyorsun.
To you, man, to your success, and to the radiant woman sitting across the table from you, because if she hadn't come along, you'd still be the same broke, unhappy, unsuccessful Park Slope dad living off your wife's parents.
Sana adamım, başarına. Ve masada karşında oturan göz kamaştırıcı kadına. Çünkü o ortaya çıkmasaydı sen hala karısının ailesinin parasıyla geçinen aynı meteliksiz, mutsuz, başarısız Park Slope babası olacaktın.
You and I need to be on the same side.
Seninle aynı tarafta olmalıyız.
It's the same reason they don't want to woge in front of other Wesen, you know?
Diğer Wesenların önünde woge yapmak istememeleriyle aynı sebepten.
And you might say, "well, my mother spoke to me " in the same scolding tone of voice. " And you recount that story, and eventually, you discharge the emotion.
Ve siz de "annem aynı azarlayan tonda konuşmuştu" diye anlatmaya başlıyorsunuz ve böylece duygularınızı boşaltmış oluyorsunuz.
Well, if I were your mother, I would warn you not to sleep with your future husband and his son at the same time.
Annen olsaydım hem müstakbel kocan hem de oğluyla yatmaman konusunda da seni uyarırdım.
But she was around the same age, and I was just wondering if... if she might have some kind of connection to her. Can I just ask you just a few questions, Norman?
Ama aynı yaşlardaydı ve kafama takıldı, acaba Annika'yla bir bağlantısı var mıydı.
I guess you talking to the same people I am.
Bence benim konuştuğum kişilerle konuşmuşsun.
The answer will still be the same, but at least it'll give me chance to forget you.
Cevap yine aynı olacak ama en azından seni unutmak için fırsatım olur.
What? You think he's trying to do the same thing to Rachael?
- Ne... sence aynısını Rachael'a mı yapacak?
Do you think he's trying to do the same thing to Rachael? Yeah, I think so.
- Sence aynısını Rachael'a mı yapacak?
You try to ignore gossip, but when you hear the same rumor year after year...
Dedikoduları göz ardı etmeye çalışabilirsin ancak yıllarca aynı rivayetleri duydukça...
You can come over tonight if you want, and we can discuss it then, but I have to warn you, I continue to have the same objections.
İstersen bu gece uğra, bunu sonra tartışırız ama seni uyarmak zorundayım aynı itirazlara devam edeceğim.
I don't want to do the same thing to you.
Ben de aynısını sana yapmak istemiyorum.
You have made me a monster, but I won't let you do the same to Emma.
Beni bir canavar yaptın. aynı şeyi Emma'ya yapmana müsaade etmeyeceğim.
But I won't let you do the same to Emma.
Aynısını Emma'ya yapmana izin vermeyeceğim.
We want the same thing... to keep everything in this realm exactly how it is, with you in charge.
İkimizde aynı şeyi istiyoruz... bu diyardaki herşeyin tam olarak nasılsa öyle kalmasını, senin yetkilerinle birlikte.
Uh, now let's put that away before you do the same to mine.
- Benimkileri de silmeden şunu uzaklaştır.
Can you explain to the jury how you managed to beat out every camper when the contest requires shooting at five separate targets from the same spot?
Jüri'ye, aynı noktadan 5 ayrı hedefe ok atmayı gerektiren bu yarışmada, kamptaki herkesi nasıl yendiğini açıklayabilir misin?
The same newspapers that are building you to the skies, and hyping you up are also trying to give you advice.
Seni göklere çıkaran ve uyuşturan aynı gazeteler, hem de sana bir tavsiye vermeye çalışıyor.
I wouldn't blame you if you did the same thing to me.
Sen de benim suratıma çarparsan seni suçlamam.
Do you know in all the years we lived in the same shitty little town, never once did you invite me over to your lab?
Yıllardır aynı boktan kasabada oturmamıza rağmen beni hiç laboratuvarına çağırmadın.
You know, all of us have to stick to the same story.
Anlamıştım.
The training I'm attempting to provide her is the same training I provided you.
Onun yeni ortağıyım. Ona verdiği eğitim seninkinin aynısı.
Well, Fidelma's feeding Rose and I don't like to be in the same building when she's, you know,
Fidelma Rose'u emziriyor, ben de o, sütünü fışkırtırken etrafta olmak istemiyorum.
Kind of thought maybe the same thing had happened to you, and I was worried.
Senin de başına aynı şey gelmiş olabilir mi diye merak ettim.
You can't use the same genetic markers that we apply to human DNA.
İnsan DNA'sına uyguladığımız aynı genetik belirleyicileri kullanamazsın.
If you want us to be more like you, then give us the same rights.
Size daha çok benzememizi istiyorsanız, bize de eşit hakları verin.
I'm going to assume you weren't born yesterday. I hope you'll extend me the same courtesy.
Nezaket kurallarını bildiğinizi ve ona uygun şekilde davranacağınızı umuyorum.
In the meanwhile, our job remains the same, and that is to safeguard the people of Chicago, so you keep your heads down, and you handle your business.
Bu süreçte, işimize devam edeceğiz Chicago halkını güvenlikte tutmaya şimdi öfkenizi bastırın ve işinize dönün.
Ha! So I bought this bottle of champagne the same day that Damon and I thought we were gonna rescue you, but obviously, we didn't, so I couldn't drink it, so this is to you.
Bu şampanyayı Damon'ın ve benim seni kurtaracağımızı sandığımız gün almıştım ama kurtaramadık, yani içemedim yani bu sana.
I'm not sure I'm still the same Bonnie you want to be with.
Beraber olmak istediğin aynı Bonnie miyim bilmiyorum.
You know, there are some people who say the exact same thing happened to you.
Seninle aynı tecrübeyi yaşayan insanlar olduğunu biliyorsun.
I was not going to say the same about you.
Senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
You would have done the same to me.
Sen de bana aynısını yapardın.
You're gonna tell me all these ladies go to the same church?
Tüm bu kadınların aynı kiliseye gittiğini mi söyleyeceksin?
And from what you told me, I think she wants you to do the same.
Senin anlattıklarına göre bence senin de aynısını yapmanı istiyor.
I used to be in the same boat as you.
Önceden bende seninle aynı konumdaydım.
So you decided to spy on me, a cyborg with the same model?
Aynı bedene sahip olduğumuz için bu kez de benim peşime adam taktınız. Ahmak mısınız siz?
Do you want them to repeat the same thing?
Her birisini bunları tekrar etmek zorunda mı bırakacaksınız?
And for you to do the same.
Sen de aynısını yapmalısın.
When you heard about Rene, I used to see the same look in my father's eyes.
Rene'nin durumunu öğrendiğinde, babamın bakışlarının aynısını senin gözlerinde gördüm.
She'll do the same thing with you, so you'll need to pretend like you're falling for her charms.
Sana göre davranacak o yüzden cazibesine kapılmış gibi davranman lazım.
So you had to have been with him at the same place that he died.
Yani öldüğü yerde onun yanındaydın.
Do you know how many basic bitches would kill to have the same personality as me?
Kaç kişi benimle aynı kişiliğe sahip olmak için kendini öldürür biliyor musun?
Gina, you know I appreciate you but you have to admit, we're not exactly cut from the same cloth.
Gina, seni takdir ettiğimi biliyorsun falat şunu kabul etmelisin ki biz aynı kumaştan kesilmemişiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]