We could try Çeviri Türkçe
866 parallel translation
We could try.
Denemeliyiz.
We could try to break through that.
Bunu delmeyi deneyelim.
We could try.
Deneyebiliriz.
- We could try.
- Tamam.
I dont think I could, but we could try.
Taşıyabileceğimi sanmam, ama deneyebiliriz.
We could try if you're sure you'd like to.
Eğer bundan eminsen deneyebiliriz.
- We could try, or you could stay another five weeks and come back with me.
- Siz bize her zaman lazımsınız. Ya da burada beş hafta daha kalıp benimle de dönebilirsiniz.
- We could try, couldn't we?
- Deneyebiliriz, değil mi?
We could try and have fun again.
Yine deneyip eğlenebiliriz.
We could try breaking out.
Hiç değilse bir şeyleri zorlasaydık?
We could try an Observation Center
Bir ıslahevine gönderebiliriz.
We could try taking him back but... he'd have to promise to change completely
Gerekirse onu geri almayı düşünebiliriz ama bunun için tamamen değişmeye söz vermesi lazım.
We could try to talk to him.
- Belki bir daha onunla konuşsak? - Zaman kaybı.
Yes, but I have friends, we could try and ask for an exception.
Haklısın ama benim de tanıdıklarım var, bir istisna yapmalarını isteyebilirim.
We could try it right now, professor.
Burada deneyebiliriz, Profesör.
We could try.
Ama deneyebiliriz.
Well, we could try.
Neden? Deneyebiliriz.
We could try to outrun them.
Onlardan hızlı gitmeye çalışabiliriz.
We could try another kind of drug.
Başka tür ilaç deneyebiliriz.
We could try testing the wall very carefully in different spots.
Duvarı başka bir yerinden çok dikkatli bir şekilde test etmeliyiz.
We could try to cross into the Tyrol over the border, but afterwards, it would be very difficult to be called back.
TyroI'e gidip sınırı geçmeyi deneyebiliriz, ama geri dönmek sizin için çok zor olur.
Perhaps we could try something on an even simpler vein.
Daha kolay bir damar deneyebilirdik.
But... perhaps we could try it again, if I may so.
Belki başka bir gün, diyebilir miyiz?
We could try and break the pile apart.
Atık yığınlarını ayrmayı deneyebiliriz.
- Well, we can't all be lovable, though we could try a bit harder.
- Bizi herkesin sevmesini bekleyemeyiz gerçi, sevilmek için biraz daha çaba gösterebiliriz.
If you opened the door, we could try to explain.
Eğer kapıyı açarsanız, açıklamaya çalışabiliriz.
-'We could try and arrange a meeting.'-'Don't.'
- Bir buluşma ayarlayabiliriz. - Hayır.
We could try on high band.
Yüksek bandı denemeliyiz.
We could try and find them, sir, and lead them in.
Onları aramaya gideyim mi, efendim?
Then we could try to become less strangers to each other.
O zaman bir-birimize yabancı olmamaya çalışa biliriz.
We could try it from here.
Buradan deneyebiliriz.
- We could try ignoring it.
- Görmezden gelebiliriz.
So the submarine can try to drive up with its thrusters and if that's not enough, we could drop various pieces of gear.
O zaman denizaltı, iticileriyle hareket etmeyi deneyebilir... ve eğer bu da yeterli gelmezse, çeşitli aygıtları bırakabiliriz.
But I'm sure if we could only try again, we could be happy.
Ama tekrar deneyebilirsek, mutlu olabileceğimize eminim.
But patience... pardon me, sir, could we try under the name of talat?
- Ama sabır ~ - Pardon, efendim bir de Talat isminde arasak?
I know, but could we try?
Bu bir Türk ismi.
Could we try out this turret again?
Tareti tekrar deneyelim mi?
We must try by every means possible to save those two souls that could be lost.
Onların kayıp ruhlarını kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- and within that framework, we try and develop - a new show every day... - Paul, could you come back
Ve bu çerçevede... yeni bir şov yaratmaya çalışıyoruz.
There's a lot of things, sensible things... we could talk about and do and try for... but I can't seem to get you down to Earth.
Bir sürü şey var, duygusal şeyler, konuşabileceğimiz yapıp deneyebileceğimiz ama seni Dünya'ya indiremiyorum.
Do you think we could...? Could we maybe... try to run away if we get a chance? Just the two of us?
Sence biz, Belki de ikimiz fırsatını bulursak kaçabilir miyiz?
- We sure could try it.
İşe yarayabilir.
We could also try precious stones.
Ayrıca değerli taşları da deneyebiliriz.
Do we dare tell the people on Mantilles, try to save a few who could get away?
Mantilleslilere aralarýndan birkaç kiþiyi kurtarmayý deneyeceðimizi söylemeli miyiz?
We try to identify them through of jewels or other belongings, but many people not they could have been identified.
Onları değerli ya da kişisel eşyalarından tanımaya çalıştılar. Fakat çoğu tanınmaz hâldeydi.
I would hope... that we could direct those qualities... to try and retain... for the new South... some of the graceful values of the old South.
Umarım sahip olduğumuz... Yeni Güney'in bu niteliklerini... Eski Güney'in... iyi değerleriyle... birleştirebiliriz.
We could give it a try.
Deneyebiliriz.
- Could we try it now?
- Şimdi olabilir mi?
We could probably try running.
Koşmayı deneyebiliriz!
- Could you move back? - We're gonna try and get you out.
Sizi çıkartabilmemiz için biraz geri çekilir misiniz?
We could even try the police station.
Karakolu bile deneyebilirdik.
we could be friends 20
we could talk 32
we couldn't 74
we could go together 21
we could 507
we could go 26
we could use your help 27
we could go out 21
we could be 27
we could do it together 19
we could talk 32
we couldn't 74
we could go together 21
we could 507
we could go 26
we could use your help 27
we could go out 21
we could be 27
we could do it together 19
we could have 35
we could do it 23
we could do this 17
we could just 32
we could do that 105
we could use that 17
trying 139
try again 593
try it out 41
try me 485
we could do it 23
we could do this 17
we could just 32
we could do that 105
we could use that 17
trying 139
try again 593
try it out 41
try me 485
try it now 59
try now 26
try it on 163
try it 790
try some 71
try to keep up 60
try them on 27
try harder 150
try one 50
try and keep up 31
try now 26
try it on 163
try it 790
try some 71
try to keep up 60
try them on 27
try harder 150
try one 50
try and keep up 31