We should go Çeviri Türkçe
7,833 parallel translation
If you think there's stuff we should go over...
Eğer aklında tekrar konuşmamız gereken şeyler varsa...
Maybe we should go out.
- Belki de dışarı çıkmalıyız.
Maybe we should go to the hospital.
- Hastaneye gitsek iyi olacak gibi.
Hey. So the doctor thinks we should go to the hospital.
- Doktor hastaneye gitmemiz gerektiğini düşünüyor.
Look, maybe we should go back to the restaurant
- Bak, lokantaya gidip etrafı bir...
We should go help finish those interviews.
- Gidip sorgulara yardım edelim.
We should go back for him.
Onun için geri dönmeliyiz.
And the kidnapper would probably want to get rid of that, so I'm thinking we should go to every local car wash and ask them if they've had any customers with weird red stains in their trunk.
Ve onu kaçıran...... bu tozdan kurtulmak isteyecektir. Bence araba yıkama yerlerine gitmeliyiz. Ve müşterilerinin, araçlarında, tuhaf kırmızı lekeleri olup olmadığını sormalıyız.
Look, we should go to your place when we do it so that Caroline won't be there while we're doing it.
Bak yapacağımız zaman senin evine gitmeliyiz. Böylece biz yaparken Caroline etrafta olmaz.
- We should go in together.
- Birlikte girelim.
We should go back in there.
Oraya geri dönmemiz lazım.
- I think we should go check it out.
Bence gidip kontrol etsek iyi olur.
We should go.
Gitmemiz gerek.
We should go see who this is. We'll be right back.
Kim gelmiş bir bakalım, döneriz şimdi.
Well, that's all the small talk I got, so I guess we should go.
Kısa sohbetimizde söyleyeceklerim bu kadardı sanırım şimdi çıkmalıyız.
Well, you always let me choose when we should go on a date.
Bari bir tarih belirleyelim de randevuya çıkalım.
I think we should go with Batman's plan.
Bence Batman'in planıyla ilerlemeliyiz.
We should go for a drink sometime.
Arasıra bir şeyler içsek ya.
You want we should go gentle?
Nazik olmasını mı istersin?
We should go back to hoop skirts.
Etek çemberi giyilen günlere dönmeliyiz bence.
Well, obviously we should go have another round of appletinis and ride the Ferris wheel.
Belli ki gidip biraz daha elmalı martini içip dönme dolaba binmeliyiz.
Look, if you can't decide what you really want - if you can't decide between us and uni - then I think... we should go on a break until you do.
Bak ne istediğine karar veremiyorsan... Biz ve üniversite arasında kararsızsan... Öyleyse düşünüyorum da...
Well, when you finally change lanes an hour from now, we should go talk to Jake's super... see if there was a power outage.
Eğer bir saat içerisinde dönmeyi başarabilirsen Jake'in mahallesine gidip elektrik kesintisi olmuş mu ona bakmalıyız.
We should go.
- Gitmeliyiz.
I think we should go for the Ronin style.
Bence samuray tarzını kullanabiliriz.
Care, we should really go.
- Care, gerçekten gitmemiz gerek.
Should we turn around, or should we go straight?
Arkamızı mı dönmeliyiz yoksa düz mü devam edeceğiz?
We should see if any of the victims were in phone contact with the unsub. All right, Dave, you and Reid go to the medical examiner.
Kurbanlar da şüpheliyle telefonda konuşmuş mu öğrenmeliyiz.
Perhaps we should follow our own advice and let him go.
Belki de kendi tavsiyemizi dinleyip bu işin peşini bırakmalıyız.
So should we go out tonight?
Harbiden iyi kural. - Bu akşam dışarı çıkmalı mıyız?
She's so good and so kind and she doesn't make anything, and if this one thing could just go her way... [gasps] We should pray, Mike.
O çok iyi birisi ve hiçbir şey yapmıyor yapılabilecek bir şey varsa... Dua etmemiz lazım Mike.
We should probably go soon.
Yakında yola çıkmalıyız.
- Should we just go now?
- Şimdi gitsek iyi olmaz mı?
Oh, well, there's Cam, so we should probably go.
Cam de geldi, biz gidelim artık.
So we should pack up and go to the hills. Yes.
- Toparlanıp tepelere gitmeliyiz.
Maybe we should just go out to the car.
Sanırım arabaya binebiliriz.
- Uh-oh. Here we go, we gotta humor her. - Should be good.
- İşte, onu dinlemek zorundayız.
- Should we go? - Yeah, let's go.
- Gidelim mi?
We should probably go back out there, right?
- Sahneye dönmeliyiz o zaman.
So should we go tell Sondra the bad news?
Sondra'ya kötü haberi vermeye gidelim mi?
Now that we have it, you should go home.
Buldum işte.
Hey, we should all go play a round sometime.
Bir ara hep beraber gidip golf oynamalıyız.
We should go get drunk.
Hep beraber sarhoş olmalıyız.
'I therefore decided we should have another drag race,'in which James would go all the way and I'd go old school.'
Bu yüzden bir drag yarışı daha yapmaya karar verdim. James'in de sonuna kadar yarışacağı ve benim eski stil kullanacağım cinsten.
Should we go down now and see what it's all about?
Aşağı gidip nasıl olduğunu görelim mi?
We think you should go with me.
Sen de benimle gelmelisin diye düşünüyoruz.
Maybe we should just go home, leave all the lights on,
Vazgeçemeyiz. Belki evden daha fazla ışık getirip,
We should probably go talk to them.
- Onlarla konuşalım o zaman.
What time should we go to your grandpa's?
Ne zaman dedenlere gideceğiz?
And then, we're right down to Seb at 144. Should I just go lower or...?
Sebastian'a iniyoruz. 1.44 Biraz daha inmeli miyim yoksa...?
We should go over there. - I'll go.
Oraya gitmeliyiz.
we should go inside 16
we should go out 20
we should go now 26
we should go back 35
we should go in 25
we should talk 155
we shouldn't 98
we should 517
we should do this more often 34
we shouldn't do this 20
we should go out 20
we should go now 26
we should go back 35
we should go in 25
we should talk 155
we shouldn't 98
we should 517
we should do this more often 34
we shouldn't do this 20
we should stop 39
we shouldn't be here 56
we should split up 47
we should get going 181
we should do something 40
we should have 27
we should celebrate 72
we should leave 63
we should do it 27
we should probably 28
we shouldn't be here 56
we should split up 47
we should get going 181
we should do something 40
we should have 27
we should celebrate 72
we should leave 63
we should do it 27
we should probably 28