We should just go Çeviri Türkçe
582 parallel translation
Maybe we should just go home.
Belki sadece eve gitmeliyiz.
Maybe we should just go, like the Arabs, and not... and not tell McLeod.
Belki de aynı Araplar gibi, Mcleod'a söylemeden çekip gitmeliyiz.
Maybe we should just go back in there.
Belki de geri dönmeliyiz.
Maybe we should just go on and do imagine, then.
Haydi gidip Imagine'i yapalım.
- We should just go look.
- Gidip bakmalıyız.
Maybe we should just go back. Back?
- Belki de artık dönmeliyiz.
Maybe we should just go.
Belki de yürümeliyiz.
Then maybe we should just go to a motel and fuck all day.
O zaman belki de bir motele gidip bütün gün düzüşmeliydik.
We should just go.
Sadece buradan gitmeliyiz.
I guess we should just go home.
Sanırım benim eve gitmem gerekecek.
Maybe we should just go call the judge.
Çözüm için belki de sadece yargıcı aramalıyız.
- So we should just go together.
- Öyleyse birlikte gideriz.
We should just go to the judge now.
Hemen yargıca gitmeliyiz.
I'm thinking we should just go back while we're ahead.
Hala fırsatımız varken bence geri dönelim.
We should just go.
Gitmeliyiz.
Maybe we should just go back to work.
Belki işe geri dönsek daha iyi.
- All this verbal sparring we're doing is getting a little dangerous so we should just go out on a date before somebody gets hurt.
Yaptığımız ağız dalaşları yavaş yavaş tehlikeli bir hâl almaya başlıyor. Bu yüzden birisinin canı yanmadan seninle bir kez çıkalım.
We should just go home.
Eve gitsek iyi olacak.
Maybe we should just go and tell her who we are.
Belki de gidip ona kim olduğumuzu söylemeliyiz.
We should go en masse and demand to speak to whoever's in charge and make them understand they can't just keep us here.
Hep birlikte gidip görevli biriyle konuşalım ve onlara bizi burada tutamayacaklarını anlatalım.
He said we should go away in the country just you and I, alone.
Kırlara gitmemiz gerektiğini söyledi. Sen ve ben, başbaşa.
Well, something has sure started in my thinking, and I don't know why we should go on if you're just gonna end up dead.
Sadece düşünmeye başladım, eğer bir kanunsuzsan, o zaman neden bu ilişkiye devam ediyoruz, Eğer sonu ayrılıkla bitecekse?
But we should go back to town. But we just arrived.
Ama daha yeni geldik.
Just got a call from Denver, we have a few new folder, Roger, you should go for them.
Denver'dan bir telefon aldım. Yeni bir harita hazırlamışlar. Roger, bu gece onu almaya gitmeni istiyorum.
Maybe we should just think of this as one perfect week... where we found each other and loved each other... and then let each other go before anyone had to seek professional help.
Belki de bunu, birbirimizi bulduğumuz ve sevdiğimiz mükemmel bir hafta olarak düşünmeli... .. ve sonra da ikimizin de yardıma ihtiyacı kalmadan ayrılmalıyız.
JUST BECAUSE OF THAT I THINK WE SHOULD GO ON DOWNSTAIRS AND WE'LL HAVE A LITTLE DESSERT.
Bu yüzden de bence sen ve ben aşağıya inip tatlımızı yiyebiliriz.
We should go just before dark.
Hava tam kararmadan evvel harekete geçmeliyiz.
We should all just go home.
Hepimiz eve gitmeliyiz.
I should've done what my friends told me. Just go where we first wanted to go.
Bir arkadaşımın söylediği gibi aklımıza ilk neresi geldiyse oraya gitmeliyiz.
I think we should go on a little vacation, just you and me.
Bence küçük bir tatile çıkmalıyız. Sadece sen ve ben.
We should just let this building go.
Burayı bırakıp gitmeliyiz.
Should we go to the Horowitzes', or should we just eat at White Palace?
Horowitz'lere mi gidelim, "White Palace" de mi kalalım?
He let me know that after thinking it over, he decided we should go ahead with everything just as planned.
Bud Amca, iyice düşündükten sonra her şeyi başta planladığımız gibi yapmaya karar verdiğini bana söyledi.
If we can't be like Gareth and Matthew, then maybe we should just let it go.
Eğer Gareth ve Matthew gibi olamayacaksak, o zaman akışına bırakmalıyız.
If anything should go wrong, you just press the button and we'll be in the house in 20 seconds.
Bir sorun çıkarsa, sadece düğmeye basın. 20 saniye içinde evde oluruz.
We should just get something to go, guys.
- Gidecek bir yerimiz olmalı.
- You know, maybe we should just forget everything and go home.
- Biliyor musun, belki de herşeyi unutup eve dönmeliyiz.
Now, I think maybe we should go back to the three days a week for just a little while.
Bence kısa bir süre Haftada üç güne geri dönebiliriz
I think we should just let him go, I mean.
Sanırım ölmesine izin vermeliyiz öyle değil mi?
I think we should go back out there as ourselves... and just have fun like we always do.
Bence oraya kendimiz olarak gitmeli... ve her zaman yaptığımız gibi eğlenmeliyiz.
I think we should just let Charlie go. - Me too.
- Bence Charlie'yi bırakmalıyız.
Should we just go, or should we wait around for Samson and Delirious?
Gidecek miyiz yoksa Herkül ile Deli'nin etrafındamı kalacağız.
This man thinks we should just pack up and go home.
Bu adam her şeyi toplayıp eve dönmemiz gerektiğini düşünüyor.
You know, Marie, maybe we should just let it go for today.
Aslında, Marie, maybe Belkide bugünlük bırakalım artık.
So you're telling me that we should just drop this thing and let it go.
Yani bırakalım ne olacaksa olsun mu diyorsun.
- I've already kissed her so should we just check into a motel and go at it like porn stars? " anxiety.
- zaten öptüm şimdi bir motele gidip porno yıldızları gibi yapacak mıyız? " panik atak ıstırabına katlanmak zorundasın.
I think we should go back to the coffee shop and... just... do it.
Bence o kafeye geri dönüp, ve... sadece... yapalım.
She thought it would all go away if I did kiss you. Maybe we should. Jus-just to... see what it's like.
- Belki de nasıl olduğunu görmek için bunu yapmalıyız.
well, maybe we should go, uh, you know, just check out the show.
Belki de gitmeliyiz sergiye bakmalıyız.
So, should we, uh, do the sex the way we usually do it, or should I just go right for it?
Tamam. Her zamanki gibi mi seks yapalım yoksa ben doğrudan konuya mı gireyim?
Maybe we should just set a course, go to impulse and see what happens.
Belkide sadece itiş gücüyle bir yöne doğru gidip ve ne olacağını görmeliyiz.
we should talk 155
we shouldn't 98
we should go 706
we should do this more often 34
we should stop 39
we should 517
we shouldn't do this 20
we should go inside 16
we shouldn't be here 56
we should go out 20
we shouldn't 98
we should go 706
we should do this more often 34
we should stop 39
we should 517
we shouldn't do this 20
we should go inside 16
we shouldn't be here 56
we should go out 20