English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You needn't bother

You needn't bother Çeviri Türkçe

67 parallel translation
You needn't bother looking that up.
Araştırmana gerek yok.
- You needn't bother.
- Endişelenmeyin.
- Oh, no. You needn't bother about that.
- Hayır, zahmet etmenize gerek yok.
And you needn't bother to fire me.
Beni kovma zahmetine girme.
You needn't bother to apologize.
Zahmet edip, özür dileme.
But you needn't bother with them all at once.
Ama her seferinde hepsiyle uğraşman gerekmez.
You needn't bother to come to the door. I'll let myself in.
IKapiya gelmenize gerek yok, kendim açarim.
You needn't bother. Thank you, Mr. Barrow.
Zahmet etmeyin Bay Barrow.
You needn't bother closing up.
Kapatman gerekmez.
You said, "Parry, you needn't bother to come and get the car tonight."
Dediniz ki, "Parry, bu gece gelip arabayı almana gerek yok."
You needn't bother.
Zahmet etme.
You needn't bother.
Rahatsız olmayın.
Oh you needn't bother to do my room. I've done it already.
- Odamı temizlemek için uğraşmayın.
You needn't bother.
Zahmet etmeyin.
You needn't bother, but he likes beans.
Zahmet etme ama fasulye sever.
You needn't bother to come to this house again
Pekala. Şu andan itibaren burada çalışmıyorsun!
You needn't bother.
Gerçekten gerek yok.
You needn't bother, Passepartout.
Sen bırak Paspartu.
Please, you needn't bother.
Lütfen, rahatsız olmayın.
And you needn't bother peeking through the keyhole.
Anahtar deliğinden de boşuna bakma.
You needn't bother!
Hiç zahmet etme!
You needn't bother!
Sen zahmet etme!
Hey, you needn't bother to wrap'em.
Paket yapmana gerek yok.
You needn't bother to open that.
Hiç açmasan da olur.
You needn't bother to pack.
Toparlanmana gerek yok.
But you needn't bother about him.
Fakat o işine yaramaz.
You needn't bother!
Dert etmene gerek yok!
If that's for tonight, you needn't bother. I have my own dinner.
O bu gece içinse zahmet etme, benim var.
And you needn't bother to shoot anyone.
Ve kimseye ateş etme zahmetine girmeyeceksin.
You needn't bother to read them.
Okumana gerek yok.
You needn't bother, Officer.
Hiç zahmet etmeyin, memur bey.
You needn't bother.
Dert etmene gerek yok.
I needn't bother now that I've found you.
Şuan bunlarla uğraşmaya gerek yok, seni buldum.
You needn't bother.
Canını sıkmana gerek yok.
You needn't bother with her.
Onu dert etmenize gerek yok.
But you needn't bother.
Ama buna gerek yok.
If you're hiding your military alliance, you needn't bother.
Askeri ittifakınızı gizlemekten, rahatsız olmuyorsunuz.
I just wanted you to know that I know where I'm going, so you needn't bother with me.
yolu bildiğimi söyleyeyim dedim. Zahmet etmene gerek yok.
You needn't bother.
Kardeşine ihtiyacın yok.
You needn't bother.
- Gerçekten gerek yok.
You needn't bother.
Sen zahmet etme.
You seem to go out of your way to try to make me feel... like a complete idiot every time I see you... and you really needn't bother.
Sizi her gördüğümde bana salağın teki olduğumu hissettirmek için... elinizden geleni yapıyorsunuz... ama hiç zahmet etmeyin.
You needn't bother.
Beladan uzak dur.
There is no jury so you needn't bother with remarks designed for a jury.
Bir jüri olmadığına göre jüriye yönelik söylemlerle can sıkmanıza gerek yok.
You needn't bother.
Zahmet etmene gerek yok.
You needn't bother coming back.
Geri gelmene hiç gerek yok.
OH, YOU NEEDN'T BOTHER TELLING HIM ANYTHING, MS. ZECKENDORFF BECAUSE... YOU'RE FIRED.
Ona bir şey söylemeye zahmet etmeyin Bayan Zeckendorff çünkü kovuldunuz.
So paltry that you needn't bother.
O kadar cüzi ki, sizin için sorun olmaz bile.
But you really needn't bother.
Ama gerçekten yapmak zorunda değilsin.
No, really, you needn't bother.
Hayır, gerçekten rahatsız etmezsin.
You needn't bother with me then. Suit yourself.
- Benim için de zahmet etme, o halde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]