You note Çeviri Türkçe
3,310 parallel translation
I don't expect a thank you note.
Sizden bir teşekkür notu beklemiyorum.
Milo paid her, and she cashed her check, even sent us a thank-you note, okay?
Ödemeyi Milo yaptı. Ayrıca kadın çekini bozdurduğunda bize teşekkür notu bile yolladı tamam mı?
Which in texas, is the polite way of saying "where the hell is my damn thank-you note?"
Teksas'da buna kibarca "Kahrolası Teşekkür Notum da nerede?" diyorlar.
So my question to you is Where the hell is her damn thank-you note?
Sana sorum şu "Kahrolası Teşekkür Notu nerede?".
Oh, finally. I'll write that guy a thank-you note.
Sonunda, o adama teşekkür notu yazacağım.
I'd like to send them a thank-you note.
Bir teşekkür notu göndermek isterim.
I got a thank-you note and a Swatch watch from Russell Brand.
Russell Brand isimli birinden bir teşekkür notu ve bir Swatch saat almıştım.
'Cause when I got home from prison, all you left me was a post-it note on the fridge, and it said, "Take out the trash, ex-con."
Hapishaneden eve döndüğümde, sadece buzdolabı üzerinde bir not bulmuştum. üzerinde "çöpü dışarı at, eski mahkum" yazıyordu.
Um, just for me, as a note, where did I lose you?
Benim için bilgi olsun, yanlışı nerede yaptım?
Oh, you didn't get my note?
Mesajımı almadın mı?
- You mean your ransom note?
- Fidye notumu demek istiyorsun herhalde?
The key is you have to make a strong impression, so you want to have a picture taken, you want to say some peculiar non sequitur that people remember, you want to note something unique, a talking point, for later.
İşin sırrı güçlü bir izlenim bırakmalısınız, yani fotoğraf çekilmelisiniz,.. ... insanların hatırlayacağı kendinize özgü tutarsız olmayan sözler söylemelisiniz,.. eşsiz birşeyi, sonrası için bir konuşma konusunu olarak belirlemelisiniz.
I want you to do a full walk-through, and note any needed repairs.
Her tarafı dolaşıp onarım gereken yerleri not almanı istiyorum.
After 15 years, you hand him off with a c-note and a couple of cubans.
15 yıldan sonra ona yüz dolar ve birkaç tane Küba purosu veriyorsun.
My P.E. Teacher says that if you write her a note, she'll let me skip.
Öğretmenim dedi ki, eğer ona bir not yazarsanız, geçmeme izin verecekmiş.
She was a white lab coat in my peripheral vision, handing me a note, or a result, and I probably mumbled "thank you"
Gözümde beyaz laboratuvar önlüğü takan birisi bana not teslim ediyor. Veya bir sonuç, ben de teşekkürler diyorum.
Did you ever find a note?
Peki bir not falan buldun mu?
Did you write this horrible, horrible note?
Bu korkunç, korkunç notu siz mi yazdınız?
It's the least thing you can do, after horrible, horrible note.
Bu korkunç korkunç nottan sonra en azından bunu yapabilirsiniz. Tabii ki.
Sorry about the note, can we start ov... you have the chanel allure lip gloss?
Not için üzgünüz, herşeye yeniden... "Channel Allure" dudak parlatıcısı mı kullanıyorsunuz? Evet.
A note for you
Sizin için bir not.
You know, on a brighter note, you were here long enough to avoid meeting my grandparents.
İşin iyi yanı, dedemlerle buluşmayı kaçıracak kadar burada kaldın.
You passed us a note.
- Bize bir not getirdin.
Look, we just want to know if you remember anything about the guy at the restaurant who gave you the note.
Sadece bize restoranda not yollayan adamla ilgili bir şey hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyoruz.
Listen, even bruises take time to heal, so I'm going to write you a note for coach...
Dinle beni şimdi... Zedelenmelerin iyileşmesi biraz zaman alabilir bu yüzden koçuna bir not yazacağım.
She at least leave you a note? - Do you know where she is?
- Nerede olduğunu biliyor musunuz?
- I guess you didn't read my note.
- Sanırım notumu okumadın.
Why don't you write him a note?
Neden ona bir not yazmıyorsun?
Because I have to say, as you go past the pits, the track is not straight, it's a curve, and you daren't lift off, because the crews, they can hear the engine note change, so you have to keep your foot hard down.
Çünkü söylemem gerekir ki, pitlerde geçmişe baktığınızda, pist düz değil bir eğri şeklinde ve ekiptekilerden dolayı kalkışa cesaret edemezdiniz çünkü motorun değişimlerini duyabilirler, bu yüzden gaza sonuna kadar basmalısınız.
Obviously, you two didn't get the note that this is a very bad idea.
Görünen o ki siz ikiniz bunun çok kötü bir fikir olduğuna dair notu almadınız.
All right, tell you what, you take the note. I'll take the headboard.
Pekala, sen notu al ben de yatak başını.
You may hold the note to Southfork, but what my nephew neglected to mention to you was that I control the mineral rights.
Southfork'un belgeleri elinizde olabilir ama yeğenimin size anlatmayı ihmâl ettiği şey doğal kaynakların kontrolünün benim elimde olduğudur.
So you can call in your note.
Siz belgelere güvenebilirsiniz.
You wrote that suicide note.
- O intihar mektubunu sen yazdın.
You have a note from your doctor?
Doktordan kağıt aldın mı?
Until I get a doctor's note from you, I can't let you out in the field.
Senden doktor raporu alana dek sahaya çıkmana izin veremem.
You can't forge a doctor's note.
Bir doktorun yazısını taklit edemezsin.
I want you to write a note.
- Bir not yazmanı istiyorum.
and then you go off and disappear, man - - no note, no word, no nothing!
Ve sen ortalıklarda yoksun adamım - Ne bir mektup, ne bir kelime. Hiçbir şey!
Michael, in the homework performance, Jane's fresh perspective was telling. She just thought you needed to do more, which is a note you've been getting for a while.
Michael, ödevde Jane'in de ifade ettiği üzere daha fazlasını yapman gerekiyordu.
If you can get me a doctor's note that proves you're dying, I'll hook you up and totally put our picture on "extra."
Eğer bana ölüyor olduğunu belirten bir doktor raporu verirsen. Seninle takılırım ve, fotoğrafımızı "extra" ya koyarım.
So, this jewelry store hold up from two years earlier, did you take note of who the supervising officer was at the scene?
Demek, bu kuyumcu dükkanı iyi yıl önce soyuldu,... peki olay yerindeki polis amirinin kim olduğuna dikkat ettiniz mi?
A note for you.
- Senin için bir not.
You will note that it is dated three weeks prior to the first check.
Bu çekin ilkinden üç hafta önce yazıldığını göreceksiniz.
So, uh... I guess this note I found on your mirror about you loving my tushie wasn't meant for me?
Bir de, sanırım aynanın üzerinde bulduğum "kıçını seviyorum" notu benim için değil, değil mi?
This is a recurring note that you get.
Yapmanız gereken buydu.
So, Michael, in the homework assignment, you got a note from Darren that you were a little stiff, and this is a recurring note that you get.
Pekâlâ Michael, Darren ödevde geri planda kaldığını söyledi, ki bu daha önce de söylenmişti.
So, Shanna, along with Michael in the homework, you got the note that you were a little stiff and did a little too much, which was unusual because it's, I think, the first time
Shanna, Micheal'la çift olduğunuz süre boyunca sana daha sert olman gerektiği, rolünü özümsemen gerektiği söylendi.
- Nope, no dice. I can't order you a car unless it's after 9 : 00, or you have a note from your killer.
21 : 00'ı geçene kadar ya da katilinden bir not alana kadar araba ayarlayamam,
She left you a note.
Sana not bırakmıştı.
You are not the one who sneak out the note.
Notaları çalan sen değildin.
you notes 18
note 183
notes 105
notebook 23
noted 237
note to self 55
notebooks 17
you nailed it 83
you need something 126
you need to rest 177
note 183
notes 105
notebook 23
noted 237
note to self 55
notebooks 17
you nailed it 83
you need something 126
you need to rest 177
you need some help 125
you need me 391
you need to know 57
you need a ride 61
you need to sleep 33
you need anything 203
you need my help 75
you need to relax 122
you need help 387
you need to calm down 202
you need me 391
you need to know 57
you need a ride 61
you need to sleep 33
you need anything 203
you need my help 75
you need to relax 122
you need help 387
you need to calm down 202