English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You saw it yourself

You saw it yourself Çeviri Türkçe

68 parallel translation
Well, you saw it yourself, standing in those neutron beams.
Kendi gözlerinle gördün. Nötron ışınlarının içindeydi.
You were there, you saw it yourself.
Sen de oradaydın, kendin gördün.
You saw it yourself.
Kendin gördün.
You saw it yourself
Sen şahittin!
Mosha left without a word, you saw it yourself.
Mosha hiç konuşmadan ayrıldı, görmeliydin.
Hey, you saw it yourself, right?
Hey, kendin gördün, değil mi?
You saw it yourself, the ball curved around the pole.
Kendin de gördün, top çıtanın dışından geçti. Sen hiç kendinden başka kimseyi dinler misin?
Kelekian gave the order and you were there, you saw it yourself!
Kelekian talimat verdi, sen de oradaydın, gözünle gördün!
You saw it yourself.
Kendi gözlerinle gördün.
You saw it yourself.
Bunu sen de fark ettin.
Now, we had to pry that door open, right? You saw it yourself.
Şimdi o kapıyı açmalıyız.
Yeah, you saw it yourself.
Kendin gördün.
- You saw it yourself?
- Patlamayı gördünüz mü? - Evet.
You saw it yourself.
Kendin de gördün.
You saw it yourself, my king, when you stared into the flames.
Alevlere baktığında kendin de gördün kralım.
- You saw it for yourself and believe me.
Sen gördün, bana inanıyorsun.
I know it sounds mad, but just because you saw yourself...
Birkaç yıl içinde orman yok olacaktı, taşıyıcı da sehrin genişlemesiyle toprağın altına gömülecekti.
If you looked into a magic crystal... and you saw your army destroyed and yourself dead... if you saw that in the future... as I'm sure you're seeing it now... would you continue to flight?
Sihirli bir kristal küreye baksaydınız... ve ordunuzun perişan olduğunu, kendinizin de öldüğünü görseydiniz... gelecekte böyle olacağını görseydiniz... eminim bunu şimdi de görüyorsunuzdur... savaşmaya devam eder miydiniz?
You think I'm imagining it... and yet just now you yourself saw and heard Miles...
Hayal gördüğümü sanıyorsun... tamam da biraz önce bizzat kendin gördün Miles'ı.
And it functions perfectly, as you saw for yourself.
Senin de gördüğün gibi işlevini mükemmel bir şekilde yerine getiriyor.
Unless you saw it, you keep your opinions to yourself.
Görmediğin sürece fikirlerini kendine sakla.
You saw it die yourself, but it walks.
Öldüğünü kendin gördün, ama şimdi yürüyor.
It was about this time you saw yourself being killed.
Bu sıralarda öldüğünü görmüştün.
And you said yourself, what you saw in that living room, well, it wasn't the Risa Helms that you know.
Kendiniz de söylediniz ; o oturma odasında gördüğünüz kişi, tanıdığınız Risa Helms değildi.
Out on that platform, you saw it for yourself.
Platformda olanları gördün.
I'm fairly sure you didn't drop it yourself since we saw you an hour ago, but I've got a good idea who did.
Çünkü sizi daha yeni gördük. Bunu düşüren muhabir çocuk.
It's time you saw for yourself, Martin.
Kendin görme zamanı geldi Martin.
You never saw yourself as, I don't know how you'd describe it, as... like one of those people who like looking up at the moon, or who spend hours gazing at the waves or the sunset or...
Kendini hiç, nasıl anlatacağımı bilmiyorum, aya bakmaktan hoşlanan veya dalgalara ya da güneşin batışına dalıp saatlerini harcayan insanlardan biri olarak görmedin.
You saw it for yourself, Simon
Kendin de gördün işte, Simon.
You saw it for yourself, Simon.
Kendin de gördün işte, Simon.
You saw it for yourself.
Kendin de gördün.
Last time we saw Auntie you said yourself it was incredible that she could live like that, with her mind gone and half-blind.
Teyzemi gördüğümüzde, sen de şaşırmıştın. Yaşlılığı ve yarı görmesiyle kendi başının çaresine nasıl bakıyordu?
I know it sounds mad, but just because you saw yourself...
Biliyorum kulağa çılgınca geliyor, ama kendi ölümünü görmek...
You said it yourself at all the kids said that they saw santa.
Ayrıca çocukların Noel babayı gördüklerini sen söyledin.
Not since I saw you scratching yourself with it.
Onunla kendini kaşıdığını gördüğümden beri hayır.
You saw it for yourself, she used enchantments.
- Büyü yaptığını kendi gözlerinle gördün. - Evet.
You saw it for yourself, they had no idea what I was doing.
Kendin de gördün kimse ne yaptığımı anlamamıştı.
It's not like you saw yourself mow him down.
Onu ezerken kendini görmedin ki.
That's true, but it's always triggered by something, like you've seen yourself naked, or you saw a documentary on the nature channel.
Doğru. Ama bu sadece tetikleyecek bir şeyler olduğu zamanlarda gerçekleşiyor. Kendinizi çıplak görmeniz gibi ya da şu doğa kanalındaki belgeseli izlediğinizdeki gibi.
I mean, it's not like you went in the garage And, like, started up the skill saw. I mean, you scratched yourself.
Garaja gidip testereyle yapmışsın gibi çiziklerin.
It's because of that matter, you have eyes and you saw yourself.
Durumunu kendi gözlerinde gördün.
You saw George Pritchard's wealth and you wanted it for yourself, whatever the cost.
George Pritchard'ın servetini görmüştün ve bedeli ne olursa olsun sen de pay istiyordun.
I mean, like, you would never even believe it was possible Unless you saw the evidence yourself.
Kanıtı bizzat görene kadar imkânı yok inanmazdınız!
Look, Ruth, you saw it for yourself, okay?
Bak, Ruth, kendin gördün, tamam mı?
I know you saw me do them and I think they just went in your brain and I don't think you meant to do it, but I don't think you stopped yourself, either.
Gördüğünü biliyorum ve bence onlar beynine işledi. Bunu kasıtlı yaptığını düşünmüyorum ama kendini de durdurmadığını düşünüyorum.
Sir, you saw It for yourself! I had filled It!
Efendim, bunu kendiniz gördünüz, ben doldurmuştum!
You said so yourself, you saw it.
Evet, olaydan rahatsız olduklarını gördüm.
But you saw it for yourself in the woods.
Ama ormanda kendin de gördün.
If anybody out there knows, might know, think they saw something... then you owe it to yourself to come forward and tell the police.
Eğer bir şey bilen, gören varsa öne çıkıp, polise söylemek zorunda.
At 20, you saw Sigrid's ambition and you saw her violence because you felt it in yourself.
20 yaşındayken, Sigrid'in hırsını, sertliğini görebildin çünkü içinde hissediyordun.
In that last nanosecond, they saw what they were, that you, yourself, this whole big drama, it was never anything but a jerry-rig of presumption and dumb will and you could just let go finally now that you didn't have to hold on so tight... to realize that all your life- -
Ve gördüler o son nanosaniyede. Ne olduklarını gördüler. Sen, kendin, bu büyük drama hiçbir zaman küstahlık ve aptal arzulardan ibaret geçici bir çözümden başka bir şey değildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]