English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You saw him

You saw him Çeviri Türkçe

3,195 parallel translation
You think you'd recognize this guy if you saw him again?
Onu tekrar görsen tanır mısın?
You saw him... all along the way when no one else did.
Kimse görmemişken gördün.
And the last time you saw him was around 11 pm, correct?
Ve onu en son 23 : 00 sularında gördünüz, öyle mi?
You saw him shirtless?
Onu çıplak gördün mü?
When was the last time you saw him?
Onu en son ne zaman gördün?
You saw him hit her?
Önce adadan sonra eyaletten ayrılması ile sonlandı.
Brenda, when is the last time you saw him?
Brenda, onu en son ne zaman gördün?
You're telling me you saw him and some Chinese woman.
Bana, Çinli bir kadını ve onu gördüğünü söylüyorsun.
Well, he's calmed down a good bit since last you saw him.
Son gördüğünden beri bayağı sakinleşti.
I think you saw him the other day, when he brought over that brand-new TV.
Bence onu geçenlerde gördünüz, size bu yepyeni televizyonu getirdiği zaman.
- You saw him, Cap.
- Onu gördün, Kaptan.
When was the last time you saw him?
En son ne zaman görmüştün?
- You saw him take it!
- Onu alırken gördün!
When was the last time you saw him?
- Onu en son ne zaman gördün?
Where was he when you saw him last?
Onu son gördüğünde neredeydi?
Do you remember the last time you saw him?
Onu en son nerede gördüğünü hatırlıyor musun? Depoda.
You saw him take a drink before he went on stage?
Sahneye çıkmadan önce içtiğini gördünüz mü?
The way I heard it, you saw him last, out your car window.
Duyduğum kadarıyla onu en son araba camından sen görmüşsün.
That the last time you saw him, mark?
- Son görüşmeniz o zaman mıydı Mark?
Tara, when's the last time you saw him?
Tara, onu en son ne zaman gördün?
When was the last time you saw him?
Onu en son ne zaman gördünüz?
And how did he seem when you saw him?
Onu gördüğünde nasıl görünüyordu?
- When was the last you saw him?
Onu en son ne zaman gördün?
But I can tell you that he claims that the woman you saw him with, Mary Trelease... is his stepsister.
Yanında gördüğünü söylediğin Mary Trelease adlı kadının üvey kız kardeşi olduğunu iddia ediyor.
- Rick : You saw him?
- Onu gördün mü?
Might have been a friend of Petrowski's or just somebody you saw him talking to one time here, or-or outside the building, maybe.
Petrowski'nin arkadaşı olabilir ya da burada onunla konuşurken görmüş olabileceğiniz biri ya da binanın dışında konuşurken.
You saw him out back? Yes.
- Onu arka tarafta mı gördün?
You saw him?
- Gördün mü onu?
When's the last time you saw him?
Onu en son ne zaman gördün?
Sounded Russian, and then I saw him again, he had dyed his hair blonde and he sounded- - what did you say?
Rus gibi konuşuyordu. Tekrar gördüğümde saçını sarıya boyamıştı ve sesi şey gibiydi...
You all saw when I thrice offered him the kingly crown.
Ona üç kere tacı sunduğumu hepiniz gördünüz.
I saw him watching you, licking his lips, then started rubbing himself...
Onu, seni gözetleyip, dudaklarını yalarken gördüm sonra da, aletini okşamaya başladı.
I wanted to see what you saw in him that makes him so special.
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim.
As misinformed as David Clarke was when Amanda saw you kissing him?
Amanda'nın David Clarke ile seni öpüşürken gördüğü gibi mi yanlış bilgilendirilmişim?
You came to, you saw Wes beating your sister, and you had to stop him.
Geldin ve Wes'in kardeşini dövdüğünü gördün. Onu durdurmak zorundaydın.
Friends enough to know that the last person anyone saw him with was you, getting into a car together.
Seninle bir arabaya bindiğini gören son kişi olacak kadar arkadaşıyım.
I told you that was the last place I saw him.
Onu son gördüğüm yerin orası olduğunu söylemiştim.
You wouldn't be here at all if it weren't for the fact that a few hours ago, friends of yours in the federal law enforcement field saw fit to intervene in our local affairs. Forced us to release him from the cell he's been occupying since his cowardly attempt on my life.
Hatta, eğer federal kolluk kuvvetlerinden arkadaşların birkaç saat önce gelip yerel işlerimize müdahale etmeyi uygun görüp, korkakça hayatıma kastetme teşebbüsünden beri yatmakta olduğun hücreden seni salıvermemiz için bizi zorlamasaydı aslında burada olmayacaktın bile.
Truth is, I remember every shot I gave him, the way his blood felt on my hands, the crying sound he made when I was laying in on him, and just when the sound was about to stop, he was on his way out, I was gonna finish him off and looked up and saw you looking, eyes big as dollar coins.
Aslında, attığım her yumruğu kanının elimde bıraktığı hissi onu benzetirken çıkarttığı ağlama benzeri sesi ve sesler tam kesilmek üzereyken ve baban tam yolun sonuna gelmişken işini bitirecektim ama başımı kaldırdım ve senin baktığını gördüm gözlerin fal taşı gibi açılmıştı.
I saw you talking to him.
Seni onunla konuşurken gördüm.
You know I was eight years old when I saw him perform The Nutcracker?
Onu Fındıkkıran'da izlediğimde sekiz yaşımda olduğumu biliyor muydun?
Do you remember what he was wearing? I never saw him.
Ne giydiğini hatırlıyor musun?
You knelt down and saw the gun next to him?
Çömelince yanındaki silahı mı gördün?
And I-I know that I told you at my house that I hadn't seen him, but I was so worked up, I completely forgot- - and I was going to tell you the next time I saw you.
Ve evimdeyken onunla görüşmediğimi söylediğimi biliyorum ama çok çalışıyordum tamamen unutmuşum ve ben de bir daha sizi gördüğümde söyleyecektim.
Blake, he seemed to focus so much this week that, when he was... when Zach gave him some choreography, you saw it in his face.
Blake, aşırı yoğunlaşmış durumdaydı. Zach onlara koreografiyi anlatırken, yüzünü görmeliydin.
He saw in your eyes that you could be manipulated, that maybe, maybe he could convince you to let him go.
Sana bakınca seni manipüle edebileceğini düşündü. Seni onu serbest bırakmaya ikna edebileceğini.
Oh, my gosh, you saw little Stuart? That thing looked like it was taking him for a piggyback ride. Little?
Küçük mü?
Three prisoner saw you Losif picked up and tossed him over the rail.
Üç hükümlü senin Losif'i kaldırdığını ve tırabzandan aşağı attığını söylüyor.
You know, when I broke up with Manager Kim, I got reminded of him whenever I saw stainless steel. Stainless steel?
Biliyorsun, Menajer Kim ile ayrıldığımda ne zaman paslanmaz çelik görsem onu hatırlıyordum.
Yeah, but the thing is, we haven't been able to find anyone else who saw or talked to him after you did.
Ama senden sonra onunla konuşan ya da onu gören kimseyi bulamadık. - Peki.
When I saw you were related to him, I realized how much good Glee Club did him.
Onunla akraba olduğunu görünce Glee kulübünün ona ne kadar iyi geldiğini fark ettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]