You saw her Çeviri Türkçe
3,187 parallel translation
When was the last time you saw her?
Onu en son ne zaman gördün?
Then, you saw her armpit hair?
Koltuk altı kıllarını o zaman mı gördün?
You saw her in the shop checking serial numbers.
Mağazadaki kızı gördün, seri numaraları kontrol etti.
- You saw her.
Sen de gördün.
You saw her.
Onu siz de gördünüz.
When was the last time you saw her anyway?
Bu arada, onu en son ne zaman gördün?
- You saw her last week?
- Geçen hafta onu gördün mü?
When was the last time you saw her?
- Onu en son ne zaman gördünüz?
I mean, you saw her. She's devastated.
Yani, sen de gördün, kadın dağılmış bir haldeydi.
But you saw her face, how terrified she was.
Ama yüzünü, nasıl dehşete düştüğünü gördün.
Is that sort of the way she looked when you saw her?
Sen onu gördüğünde de böyle mi görünüyordu?
When's the last time you saw her?
Onu en son ne zaman gördün?
When was the last time you saw her?
Onu en son ne zaman gördünüz?
I thought if you saw her all dressed up you might give her a chance.
Ben de onu giyinmiş, süslenmiş görürsen ona bir şans verebileceğini düşündüm.
And when you saw her, you knew.
Onu gördüğün zaman anladın.
When was the last time that you saw her?
Onu en son ne zaman gördünüz?
When was the last time you saw her?
- Onu en son ne zaman gördün?
You saw her slapping his face.
Onu tokatladığını gördün.
Cops saw you stalking her from outside right before the shooting.
Bu olaydan önce polisler seni dışarıda onu dikizlerken görmüşler.
Neither do I. I mean, when I saw you with Karissa today, it took everything in my tiny body not to slap the crunchy curl out of her hair and send her back to whatever monster truck backseat she was born in.
Ben de öyle. Bugün seni Karissa'yla görünce, minicik vücudumdaki bütün hücrelerimle kıvırcık kafasını kopartıp doğduğu dev kamyonete geri göndermemek için kendimi zor tuttum.
Yeah, you know, I think I saw her in the bottomless pit.
Evet, biliyor musun, sanırım onu dipsiz kuyunun içinde görmüştüm.
And you saw everything until they had Will.
Siz de Will'i yanlarına alana kadar her şeyi gördünüz.
You know, every day I saw her lying that hospital slowly dying...
Biliyorsun, her gün onun hastanede yavaşça öldüğü yalanını söyledim.
We saw her on the security tape. Sheri lied to you about her being in board and care, and now you know why.
Sheri sana bakım eviyle ilgili yalan söyledi, şimdi bunun sebebini biliyorsun.
Laurel you always saw the best in me.
Laurel her zaman benim en iyi halimi görmüşsündür. Şu anda bile onu yapıyorsun bana bakıyor ve o adanın beni bir şekilde değiştirip değişmediğini merak ediyorsun beni daha iyi bir insan yapıp yapmadığını merak ediyorsun.
You know, yes, I dealt to other people, but when I put the weed in those little kids'hands, all I saw was your faces.
Biliyorsunuz, evet diğer elemanları ele verdim, ama çocukların minik ellerine ellerine otu her bıraktığımda, tüm gördüğüm sizin suratlarınız.
You-you saw me arrest her?
Dur bir. Onu tutuklarken beni gördün mü?
I saw her change. Hank, you're not crazy.
- Değiştiğini gördüm Hank, deli değilsin.
Your mom said you asked her to lunch, and when you stood her up, she checked her office, saw her keys missing, figured out the rest.
Annen, onu öğle yemeğine çağırdığını söyledi. Ama onu ektiğinde ofisini kontrol edip anahtarlarının kaybolduğunu görünce gerisini anlamış.
You know, when I married your mother, the first thing I thought when I saw her was, "She looks bloody cheap."
Bilirsin, ben annenle evlendiğimde, onu gördüğümde düşündüğüm ilk şey, "Çok ucuz göründüğüydü."
You don't have any more time to remember what it was you saw.
Gordugun her neyse hatirlamak icin daha fazla vaktin yok.
Whenever Harry spoke of Diane, from the beginning, he mentioned that she had had a daughter as a result of their affair, so it was always in the background, but all those years that he never saw you,
Ne zaman Harry, Diane'den bahsetse her şeyden önce ilişkilerinin sonucunda bir kızları olduğunu söylerdi. Yani bu hep arka plandaydı. Ama onca yıl seni hiç görmeyince bu hiç konuşulmadı.
When you saw those crowds growing every week, you knew that you were striking a bell somewhere, you know, and that something was happening.
Bizi dinlemek isteyen kalabalığın her hafta giderek arttığını görünce bir şeyler yapmayı başardığımızı anladım.
The entire town saw you practically endorse her for mayor.
Bütün kasaba onu başkanlık için onayladığına şahit oldu.
Well, you saw her.
Onu gördünüz işte.
From the first moment I saw you, I forgot about everything else.
Seni gördüğüm ilk anda diğer her şeyi unuttum.
We think that something affected you, made you see the- - whatever it was that you think you saw.
Bizce sizi bir şey etkiledi onu görmenizi sağladı gördüğünüzü düşündüğünüz şey her neyse artık.
Whatever you saw or felt... Whoa.
- Gördüğün ya da hissettiğin her neyse- -
Look, Nick, I know you're hoping the doctors are going to be able to do something for her, but you saw what happened to Hank, you saw what happened to your sergeant.
Ama Hank'e olanları, o çavuşa olanları gördün.
You see, I saw her this morning and I'm afraid she's fallen into a bad way.
Bu sabah onu gördüm. Korkarım kendisine kötü bir yol seçmiş.
You wrote and said she saw Vera on the evening of the day of her death.
ÖIdüğü günün akşamı Vera'nın yanında olduğunu yazmışsın.
When it was all done, I wailed when I saw you in all those pieces.
Her şey bitip seni paramparça gördüğümde ağladım.
She saw it this morning and I told her it was for you.
Sabah bunu gördü ve senin için aldığımı söyledim.
Yeah, can you end each show by trying to pull-start a very cold chain saw?
Evet, her şovu elektrikli testereyi çekerek çalıştırmayı deneyerek bitirebilir misin?
Come on, I saw you looking at her
Hadi ama seni ona bakarken gördüm.
Okay, look, whatever you think you're onto, or whatever you think you saw, you're wrong.
Bak, her ne bulduğunu düşünüyorsan ya da her ne gördüğünü yanılıyorsun.
Could you recount for us the last time you both saw her?
- İkinizin de Midge'ı son kez gördüğü zamanı bizim için tekrar anlatır mısınız?
For her, you're just her brother that she saw yesterday.
Kız kardeşine göre sen daha dün gördüğü kardeşisin.
You saw everything
Her şeyi gördün!
I saw the way you looked at her.
Ona bakış şeklini gördüm.
You're asking if I saw her at Kyung Joon's birth?
Kyung Joon'un doğumunu görmek mi?
you saw me 99
you saw him 196
you saw 123
you saw it 269
you saw nothing 21
you saw what 19
you saw it too 29
you saw that 156
you saw the video 16
you saw them 54
you saw him 196
you saw 123
you saw it 269
you saw nothing 21
you saw what 19
you saw it too 29
you saw that 156
you saw the video 16
you saw them 54
you saw it yourself 18
you saw everything 17
you saw this 19
you saw something 45
you saw what happened 36
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
you saw everything 17
you saw this 19
you saw something 45
you saw what happened 36
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21